Bu yıl da yine Coronavirüs salgını yüzünden 23 Nisan kutlanamadığı gibi 1 Mayıs meydanlarda kutlanamıyor…
Dünya çığırından çıkmış gibi.Bir yandan doğal afetler peşpeşe insanlığın canını yakıyor.Bir yandan salgın hastalıklar korku filmi gibi ortalıkta kol geziyor insanlar sokağa çıkamıyor.
Bir yandan gözü doymayan aç gözlü insanlar yüzünden dünya savaş alanı,kan gölüne dönmüş durumda.
Dünyanın dengesini bozduk,iklimler değişti,suzuzluk açlık dünyayı tehdit ediyor…
Patronların doymayan açgözlülüğü yüzünden hala ekmek kavgasında olan işçinin memurun bir lokma ekmek parasında gözleri.Çalışanın hakkını vermeleri için daha ne kadar savaş verilecek bu uğurda.
Sırf siyasi çıkar kaygısıyla bir başka partili belediyelerin halkın 50 kuruş daha ucuza almaya çalıştığı halk ekmek büfelerini açtırmamak için mücadele verilen bir ülke mi benim ülkem…
Sırf başka partili loldukları için ürettikleri ürünleri alınmayan çifççiler mi var gerçekten…
Dünya corona belasıyla başetmek için aşıları yapıp bitirmeye çalışırken gerçek mi benim ülkemde kendi taraftarlarının aşısı bitince aşı işinin savsaklandığı…Ben buna inanmak istemiyorum…Bu kadar cani olamaz insanlar…
Dünyada pek çok ülke işyerlerini kapatırken insanların aç kalmaması için onların yaşayabilecekleri bir yardımı yapıyor,benim ülkemde sadece kendi taraftarlarını kollayıp,diğer insanlar ne hali varsa görsün der gibi gözünü kapatmak hangi insanlığa sığıyor…
Bizde daha kendi taraftarı değil diye atamaları yapılmamış öğretmenler ve öğrencilerin online eğitim yapmaları için gereken internet,laptop sorunu çözülmemişken, dünyada pek çok ülke bu sorunları çözmüş durumda.
Kimler ve neden alıyorsunuz bu hakkı çalışanların ellerinden…
Patron da kazansın işçi de,bu o kadar zor degil ki…Kazandığının yarısını bile işçine verse o da insanca yaşasa,patron da yüzde beşyüz yerine yüzde elli kazansa namusuyla,kul hakkı yemeden,helal tarafından olmaz mı!
Hem bazıları hala fabrika üstüne fabrika açmaya devam ederken,hem işçi insanca yaşar, hem de çocuklarının boğazından helal lokma geçer.En önemlisi de çocuklarının yüzüne utanmadan bakabilir,başını yastığa koyduğunda huzurla uyuyabilir…
Taşeron işçilere kadro verilecek dendi,göstermelik bir grup için yapıldı…
Öğretmenler mezun oldu öğretmen açığı olduğu halde tayinleri yapılmadı…
Doktorlar,hakimler,savcılar,polisler,rektörler her birisine çeşitli suçlar yaratılarak yerinden, yurdundan, ekmeğinden, aşından,işinden edildiler…
Tarım işçisinin hakkı verildiği için mi durmadan tarım ürünlerini dışarıdan satın alıyoruz…?
Hayvancılıkla uğraşanların hakkı verildiği için mi dışarıdan et satın alıyoruz…?
Sadaka verir gibi seçim öncesi dini bayramlarda biner lira ikramiye verilecekmiş emekliye…Ha bu yıl yüz lira zam yapılmış…Bu seçim rüşveti değil de nedir!
Günde 18 saat yerin altında çalışan madenciye sormuşlar. “Sosyalizm nedir ?” diye. Madenci cevap vermiş: “Güneşi görmektir…”
Ne yazık ki hükümetler de zenginleri destekler,hiçbir zaman işçinin ve emekçinin yanında yer almazlar.Çünkü o para babaları seçim zamanı açar kesenin ağzını,kaz gelecek yerden tavuk esirgemez,seçmenin ağzına bir parmak bal sürer,çeşitli vaatlerle istediğini seçtirir ve seçilenleri de kukla gibi oynatır kendi menfaatleri doğrultusunda…
İşte bu nedenledir ki eğitim sistemleri değiştirilmez,belli bir zümrenin eğitimine dönük sistemler yerleştirilir,halkın büyük bir kesimi cahil bırakılır ki,istedikleri gibi yönetebilsinler…
1 Mayıs Emekçinin Bayramı;1880′li yıllarda , beden gücü kullanılıyordu ve çalışma şartları çok kötüydü.
Gözü bir türlü doymayan patronlar özellikle küçük çocukları karın tokluğuna ve günde 15 saate yakın çalıştırıyordu.
Şirketler durmadan büyürken , işçilerin güvenliği, sağlığı, örgütlenme ve grev gibi en temel hakları göz ardı ediliyordu.
1881 de yarım milyon işçiyi temsilen ”Örgütlü Meslek ve Emek Birlikleri Federasyonu” kuruldu ve “8 saatlik iş günü” mücadelesini başlattı.
ABD’nin Şikago kentinde 40 bin tekstil işçisi bir eylem başlattı ama bu eylem kanla bastırıldı.Yine bir fabrikada günde 8 saat çalışmak için greve giden,1.400 kişi işten atıldı.
Bu tarihlerde greve gidenlere ateş açıldı ve 4 işçi öldü.Bu saldırılar işçileri daha da yüreklendirdi ve mücadele gücü kazandırdı.
ABD ve Kanada’da sendikalar haklı mücadeleleri için, 1 Mayıs 1886′da 350 bin işçiyi greve başlattı. İşverenler böyle bir kararlılıkla ilk defa karşılaşıyordu.
Bu ülkelerde hayat durdu. Işçiler kendi güçlerinin farkına varmışlardı. İşçilerin birleşmeye başladığını gören işverenler grev kırmak için sokak çeteleriyle anlaştı. Çetelerle birlikte polis de işçilere saldırdı.Pek çok işçi öldürüldü. Sanki karşılarında kanlı katiller vardı.
Hükümet ve işverenler birleşerek, sert önlemler almaya başladılar. İşten çıkarmaya ve baskı kurmaya devam ettiler.
Bu da yetmedi olayları başlattığını düşündükleri 8 işçiyi idam cezasına çarptırdılar.Bu 4 yürekli insan:Albert PERSONS, Adolph FISCHER, George ENGEL ve August SPIES idi. 1 Mayıs 1886 da 8 saatlik iş gücü için mücadele verdiler diye, idam edildiler.
Albert PERSONS’na eğer özür dilerse affedileceği söylendi.Bunun üzerine bu işçi mahkeme karşısında “Bütün dünya biliyor suçsuz olduğumu, eğer asılırsam cani olduğumdan değil, emekçi olduğumdan asılacağım”dedi.
Cenaze törenlerine 100 binlerce insan katıldı. ABD’de gerçekleşen bu olaylar dünya işçi örgütlerini harekete geçirdi.
II. Enternasyonal 1889′da Paris’tekikongrede, Amerika’daki işçileri desteklemek için, dünya çapında eylemler düzenledi.
1890′nin 1 Mayıs’ından itibaren,”Ulusal Birlik, Mücadele ve dayanışma Günü” olarak kabul edildi.1906 Türkiye’de günümüzde bilinen ilk 1 Mayıs İzmir’de “amele bayramı”adıyla kutlandı.
1909 da Üsküp ve Selanik’te kutlandı. i.
1910 da, Selanik’te tütün, liman ve pamuk işçileri,1 Mayıs gösterisi düzenleyerek bu günü kutladılar.
1911 de, Üsküp, Selanik, Edirne ve bazı Trakya şehirlerinde 7000 kişinin katıldığı yürüyüşte
1912 de,Selanik ve İstanbul’da Osmanlı Sosyalist Fırkası tarafından 1 Mayıs etkinliği düzenlendi.İttihat ve Terakki Hükümeti 1912 yılında başlayan Balkan Savaşlarını bahane ederek sıkıyönetim ilan etti.
1913 – 1918 arasında 1 Mayıs da dahil olmak üzere tüm işçi eylemleri ve gösterileri yasaklandı
1919 da İzmir ve İstanbul’da binlerce kişinin katıldığı 1 Mayıs Mitingleri, bir yandan da müttefik güçlerin 1918 yılının Kasım ayı ortalarında İstanbul’a asker çıkarmasıyla başlayan işgalin protestosu şeklinde gerçekleşti.
1920 de işgal idaresinin ve Osmanlı hükümetinin yoğun baskılarına karşın 1 Mayıs İşçi Bayramı olarak kutlandı.
1921 de işgal güçlerinin tüm yasaklamalarına rağmen 1 Mayıs İstanbul’da kutlanmış,
1922 de 1 Mayıs İstanbul, Ankara ve İzmir’de kutlandı.Mustafa Kemal’e destek verildiği açıklandı
1923 te 1 Mayıs Ankara, İzmir ve Adapazarı’nda kutlandı. İstanbul’daki 1 Mayıs kutlamaları, birçok işçi tutuklandı.
1924 te 1 Mayıs kutlamalarının yapılması yasaklandı ve yürüyüşlere izin verilmeyeceği belirtildi.Kutlamak isteyen çok sayıda işçi tutuklandı.
1925 te çıkarılan Takrir-i Sükun Kanunu ile işçilerin her türlü gösteri ve yürüyüş yapması, yasaklandı.38 kişi İstiklal Mahkemesi’ne çıkarıldı. Nazım Hikmet ve bazıları, 7 ile 15′er yıl hüküm giydi.
1926 – 1934 arasında 1 Mayıslar gizlilik içinde kutlanmaya başlandı. Her 1 Mayıs öncesinde sosyalistler tutuklandı, kutlama yapmak isteyen işçiler cezalandırıldı.
1935 te 1 Mayıs’ta “Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanun” adıyla çıkarılan bir düzenleme ile “Bahar ve Çiçek Bayramı” olarak genel tatil günlerine dahil edildi.
1936 – 1974 arasında tek parti ve sonrasındaki dönemlerde, uzunca bir süre 1 Mayıs’ın kutlanması yasaklandı. Bu dönemde parti, sendika, işçi derneği kurmak bile suç sayıldı.
1947-1950 yılları sonrasında bazı sendikalar kuruldu.
1951 de çıkarılan bir kanunla işçilere genel tatil günü olan 1 Mayıs’ta yarım günlük ücret ödenmesi
1956 da ise tam gün ücret ödenmesi kabul edildi.
1960 larda, Toplu Sözleşme, Grev ve Lokavt Kanunu’nun kabul tarihi olan 24 Temmuz, işçi sınıfına 1 Mayıs’ın yerine bayram olarak dayatıldı.
1 Mayıs yasağı 50 sene sürdü bu seneler boyunca komünist ve solcu olarak bilinen kişilerin her 1 Mayıs öncesinde gözaltına alınması, 1 Mayıs’ı nezarette geçirmesi devlet geleneği oldu.
1971 Ankara’da grev ve lokavt yasaklandı, 22 dernek kapatıldı, İstanbul’da da öğrenci forumları yasaklandı.
1975 de 50 yıl sonra ilk yasal 1 Mayıs kutlaması, TSİP tarafından İstanbul Tepebaşı’nda bir düğün salonunda yapıldı.
1976 da 1 Mayıs DİSK’in öncülüğünde 400 bin işçi Taksim Meydanı’nı doldurarak 1 Mayıs kutladı. 50 Yıllık aradan sonra 100 binlerce kişinin 1 Mayıs’ı kutlaması, hükümeti ve işverenleri tedirgin etti.1977 de Taksim Alanı’na 500 bin emekçinin akması engellenemedi, çevredeki binalardan halkın üzerine ateş açıldı. 200 kişi yaralandı, 37 kişi de yaşamını yitirdi. 2 bine yakın mermi atılmış ama olayın failleri hala bulunamadı. Olay tarihe Kanlı 1 Mayıs olarak geçti.
1978 de yüzbinler yine Taksim Alanı’ndaydı… saldırılar, tehditler işçilerin 1 Mayıs kutlamasını engelleyemedi.
1979 da Sıkıyönetim Komutanlığınca.İstanbul’da 1 Mayıs kutlamaları yasaklandı ve sokağa çıkma yasağı kondu. Sokağa çıkan Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Behice Boran ve 1000’e yakın kişi gözaltına alındı. Behice Boran ve 330 Türkiye İşçi Partili 6 Mayıs’ta tutuklandı. DİSK’e bağlı bir grup sendika ise İzmir’de “izinli” 1 Mayıs kutlaması yaptı.
1980 de 12 Eylül darbesinden önce son “yasal” 1 Mayıs kutlamaları yapıldı. Sıkıyönetim altındaki İstanbul, Ankara ve İzmir’de gösteriler yasaklandı. DİSK Mersin’de 50 bin kişinin katıldığı bir miting yaptıi. DİSK Genel Başkan Vekili tutuklandı.
1981 – 1986 arası 12 Eylül askeri darbesi zamanında 1 Mayıs kutlanamadı.
1987 de sendikalar öncülüğünde milletvekilleri, aydın, sanatçı ve bilim adamları 1000 kişilik bir grup Taksim Anıtı’na çelenk bırakmak istediler. Polis sadece milletvekillerine izin verdi. Emek Sineması’nda “Merhaba 1 Mayıs 1987” adlı gece düzenlendi.
1988 de Valilik 1 Mayıs’ın yasal olarak kutlanmasına izin vermedi. 1 Mayıs günü Taksim’e çıkmak isteyenlerden. 81 İşçi, temsilci ve sendikacı gözaltına alındı ve bir kısmı tutuklandı.
1989 da İstanbul’da 1 Mayıs’ı kutlamak için İstiklal Caddesi’nden Taksim’e yürümek isteyen 2000 kişilik grup polis tarafından dağıtıldı. Olaylar sırasında Mehmet Akif Dalcı öldü. 400’ü aşkın gösterici gözaltına alındı.
1990 da. İstanbul’un çeşitli semtlerinde yapılan 1 Mayıs eylemlerinde 40 kişi yaralandı, 2 bin kişi gözaltına alındı. Yaralılardan Gülay Beceren felç oldu.
1991 de 1 Mayıs gösterilerinde 10 eylemci yaralandı ve toplam 600 kişi gözaltına alındı. İzmir’de 12 Eylül sonrasının ilk yasal mitingi oldu.
1992 de sendikalar Ankara’da salon toplantısı yaparak 1 Mayıs kutlaması yaptı. 12 Eylül’den sonra ilk 1 Mayıs mitingi de İstanbul Gaziosmanpaşa Meydanı’nda yapıldı..
1993 te Türk-İş 1 Mayıs’ı İstanbul’da Abide-i Hürriyet Meydanında 60 bin işçinin katıldığı bir mitingle kutladı.DİSK de İstanbul Pendik Meydanı’nda kutladı.
1994 te Türk-İş, DİSK, Hak-İş ve daha sonra KESK’i kuracak olan Kamu Çalışanları Sendikaları Platformu İstanbul’da Abide-i Hürriyet Meydanında ortak bir mitingle 1 Mayıs’ı kutladı.
1995 te 1 Mayıs Demokrasi Platformu tarafından ortak bir biçimde kutlandı.İstanbul, İzmir, Mersin, Adana ve Ankara’da yapıldı.Hak-iş katılmadı.
1996 da Taksim Meydanı yasaklı olduğu için Kadıköy`de 150 bin kişi katıldığı 1 Mayıs kutlamalarında polis silahsız göstericilere açtı ve Hasan Albayrak, Dursun Odabaşı ve Yalçın Levent öldü.Kadıköy de 2005 e kadar 1 Mayıs kutlanamadı.
1997 de İstanbul, Ankara, Adana, Mersin, İzmir, Antalya, Denizli ve Uşak’ta Türk-İş, DİSK ve KESK yürüyüş ve miting yaptı.
1998 de Türk-İş, Hak-İş, DİSK ve KESK tarafından İstanbul, Ankara, İzmir, Mersin, Adana, Çanakkale, Diyarbakır, Malatya, Gaziantep,Samsun ve pek çok ilde,ilçede 1 Mayıs kutlamaları yapıldı.
1999 da 15 Örgütün bir araya gelmesiyle oluşturulan “Emek Platformu” tarafından kutlandı. İstanbul, Ankara, İzmir, Mersin, Adana, Kocaeli, Lüleburgaz, Gebze, Eskişehir, İskenderun, Kayseri, Trabzon, Silifke ve Divriği’de mitingler yapıldı.
2000 de Türk-İş, Hak-İş, DİSK ve KESK 1 Mayıs 2000 için temel sloganı “Küresel saldırıya karşı güç birliği olarak benimsedi. İstanbul, Ankara, İzmir, Samsun, Gaziantep, Diyarbakır, Mersin, Malatya, Tunceli’de mitingler yaptılar.
2001 – 2003 yılları arasında 1 Mayıslar çoğu defa konfederasyonların ortak mitingleriyle kutlandı.
2004 yılında DİSK, KESK ve devrimciler 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlama önerisini yeniden gündeme taşıdı ve tüm tehditlere rağmen Saraçhane’de toplanan işçiler, Taksim’e girilemediyse de coşkulu ve iddialı bir kutlama yaptılar. Türk-İş sendikası ise 1 Mayıs’ı Şişli’de kutladı.
2005 de 100 bin kişi katıldığı Taksim’de izinsiz gösteri yapmak isteyen 3 ayrı gruba polis müdahale etti. 47 kişi gözaltına alındı. Ankara, Gaziantep, İzmir ve Diyarbakır’da kutlamalar yapıldı. Batman’da 7 kişi gözaltına alındı.
2006 da İstanbul’da DİSK, KESK, Türk-İş sendikaları, pek çok siyasi parti ve gruplar 3 kortej halinde Kadıköy’de buluştu. Ankara, İzmir ve Kocaeli’nde de 1 Mayıs kutlamaları yapıldı.
2007 de hükümet 1 Mayıs’ın Taksim Meydanı’nda kutlanmasına izin vermedi.Valilik 500 kişiye izin verdi. 695 kişinin gözaltına alındı.bunların 198 i kadındı.Çeşitli sokaklarda çatışmalar oldu.
2008 de 1 Mayıs ara sokaklarda çatışmalar gölgesinde kutlandı.1.500 kişi gözaltına alındı,40 kişi yaralandı.İşçi Bayramı’nı Taksim Meydanı’nda kutlamak isteyen işçi sendikalarına yürütme organı izin vermedi.Şişli ve çevresinde toplanan gruplara, polisin müdahalesi biber gazı, gaz bombası, cop, panzer, sapan, ve tazyikli boyalı suyla oldu.
2009 da 5 binden fazla kişi, Taksim meydanında 1 Mayıs’ı kutladı.polisler, ara sokaklardan kutlamaya katılmak isteyenlere gaz attı, cop kullandı. 400 kadar insan tutuklandı.
2010 da Taksim Meydanı’na üç ana yoldan çıkıldı; Gümüşsuyu, Mecidiyeköy-Şişli ve Tarlabaşı Bulvarı’nda 32 yıl sonra Taksim’de ilk kez izinli olarak 200 bin kişiyle kutlama yapıldı. Batman’da Cumhuriyet Meydanında, Ankara’da 1 Mayıs’ı Sıhhiye Meydanı’nda kutlandı.
2011 yılında Taksim, 1977’den beri ilk defa 1 Mayıs kutlamalarına açıldı. Yurt genelinde coşkulu kutlamalar yaşandı.
2012 yılında 1 Mayıs ülke genelinde bayram havasında geçti.
2013 te hükümet,Taksim’in 1 Mayıs kutlamalarına kapattı.İnsanlar Taksim’e gitmeye çalıştığı için 26 kişinin gözaltına alındı; üçü ağır toplam yedi kişinin yaralandı.
2014 te hükümet izin vermedi. Taksim Meydanı’na çıkan yollar 39 Bin polis tarafından kapatıldı.İstanbul’da OHAL ilan edildi.Polis ara sokaklarda biber gazı, su ve plastik mermiyle saldırdı. 266 kişinin gözaltına alındı, 50 kişi yaralandı.
2015 te İstanbul Valiliği 1 Mayıs’a izin vermedi. Taksim ve Taksim’e giden tüm yollar polis barikatlarıyla çevrildi.Bütün gün polis her noktada gaz bombaları,TOMA ve plastik mermilerle saldırdı.18 kişi yaralanırken, 356 kişi gözaltına alındı.
2016 da 1 Mayıs için Taksim Meydanı yasaklandı.Bakırköy Meydanı adres gösterildi. Disk, Kesk, Tmmob ve Ttb’nin katıldığı Bakırköy kutlamalarında 231 kişi gözaltına alındı, 5 kişi tutuklandı, 1 kişi ise TOMA’nın altında kalarak öldü. Adana, Antep ve Urfa’da canlı bomba şüphesiyle kutlamalar iptal edildi. Ankara ve Diyarbakır’da kitlesel 1 Mayıs kutlamaları yapıldı.
2017 Sendika ve sivil toplum kuruluşlarının bu yılki 1 Mayıs kutlama alanı Bakırköy Halk Pazarı oldu.
2018 de 1 Mayıs’ı DİSK İstanbul Maltepe’de, Türk İş Afrin’e destek için Hatay’da! MEMURSEN ise işçi kenti İzmit’te, Maltepe’deki miting alanında 1, Mayıs kutladılar
2019 da DİSK İstanbul Bakırköy’de, TÜRK-İŞ Kocaeli’nde, HAKİŞ ise Urfa’da yine bölünmüş olarak kutladılar!
2020 de Polis tarafından gözaltına alınan Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ve diğer üyeler serbest bırakıldı.
İnsanın insanca yaşayacağı,haklının hakkının teslim edildiği,özgürlüklerin kısıtlanmadığı nice 1 Mayıs’larda umutlarımız…Umutlarımızın gerçekleşeceği nice 1 mayıslara…
Bir yanıt yazın