20 yıl önce ‘Batının Ermeni İddaları, Batı’nın insanlık suçları ve Batı destekli terörizm, Yurtdışı Türklerinin Batı tipi ama etnik-Türk azınlığı kimliği ile örgütlenmesi, AB, NATO’ konusunda verilen çağdaş önerileri ve projeleri, insanların siyasi geçmişi, görüşü ve mezheb kökeninden dolayı red, göz ardı ve sümen altı eden, liyakatı hiçe sayan T.C.’nin: Dışişleri, İstihbarat, Genelkurmay, Türk Tarih Kurumu , o zamanki MGK, YÖK, İş Adamları Cumhurbaşkanlığı, TBMM ve Başbakanlığın ‘çok bilen’ üst ve orta düzey yetkilileri, siyasi partiler ve Milletvekilleri, sorumsuz medya bugün Ermeni, PKK ve emperyalizm meselesinde, dünyada ve bölgede gelinen vahim sonucun başlıca sorumlularıdır.
Bunlar, hiç bir zaman, İttihat ve Terakki ve Atatürk dönemi hariç, Yavuz’dan beri Türk’e güvenmediler.
Türk’e güvenmeyen adamlar yüz yıllarca Türk’e baş oldular.
İçten fethedilen Türk’ün temiz vicdanını ve güvenini kötüye kullandılar ve devletini işgal ettiler.
Şimdi çıkmışlar biz şunu yaptık bunu yaptık diyorlar.
Yaptıkları ne biliyormusunuz, yabancı istihbaratların elindeki ve israil, ermeni ve kürt lobilerinin kullandıkları sözde lobilere senelerce mazlum Türk Milleti’nin helal paralarını vererek kazıklandılar.
Türkiye’yi katmerli bir biçimde kazıklattılar.
Uyarıldıkları halde, ‘herşeyi biz biliriz’ kafasıyla hareket ettikleri ve öncelikle vatan’ı ve Millet’i değil kendilerini düşündükleri
İçin ve başkasının ‘şeyiyle’ gerdeğe girersen oradan her şey çıkacağını ama Türk’ün çıkmayacağı ve Türk’ün menfaatine uygun hiç bir şeyin çıkmayacağı ve bunlar tüm gerekçeleriyle birlikte kendilerine söylendiği halde bunu ‘dinlemediler, göremediler?! ’.
Göremediğinide göremediler.
Şimdi gelelim sadete, bu konularda sonuç şu anda gerçekten çok vahim ve ap açık ortadamı?
Ortada.
Suriye’de PKKistan kuruldumu? Kuruldu.
ABD’de Ermeni iddaları ‘soykırım’ olarak kabul edildimi? Edildi.
Avrupa’da Türk’ler’in, Türkiye’de ki yönetici
işgüzarların değişik süreçlerdeki yaptıkları hatalarının sonucunda, sistemli bir şekilde Avrupa’lı ülke istihbarat, medya ve hükümetlerince baskı altına alınıp büyük oranda korkutuldumu, siyasi sandeviç haline getirildimi, terörize edildimi, susturuldumu? Susturuldu.
Ve bunun gibi daha nelerin ve nelerin sırada olduğu ve yakın bir gelecekte kafa ağrıtacağı ortadamı? Ortada.
Yani anlayacağınız hep sıfırın altında gidiyor işler.
Yüzümüz bir türlü gülmüyor.
Bu kötü gidişin sorumluları;
Makyajı iyi biliyorlar.
Milleti aldatmayı iyi biliyorlar.
Kendilerini kayırmayı iyi biliyorlar.
Türkiye’yi çökertmeyi iyi biliyorlar.
Öz eleştiri vermezler.
Çünkü dürüst değiller.
Yalan söylüyorlar.
Ahlaksızlar.
Beceriksizler.
Tasviyeciler.
Gerçekçi değiller.
Milli ve yerli hiç değiller.
Tüm olaylar ve sonuçlarının sağlamasını yaptığınızda da zaten görürsünüzki bunların hepsi yukardaki bu sıfatlara ve nitelemelere layıklar.
Zaten bu sorumlular; doğru ve liyakata, bilim ve akıla dayanan iş yapsalardı ve gerekli bürokrasi, proje ve kadro, AR-GE, Yurt için de Yurtdışın da zamanında ısmarlama ve tahakküm altında olmayan bilimsel araştırma merkezleri ve kadrolar oluştursalardı, bugünkü sonuçlar oluşmazdı değilmi? Tabiki oluşmazdı.
Ama bugün katmerleşen ve çözülmeyen sorunlu durumun geçmiş ve şimdiki sorumluları, şimdi bile hala net olarak görülen olumsuzlukları devam ettirmekte de ısrar ediyorlar ve odunumun parası demektende hiç vaz geçmiş değiller.
Çünkü hala siyasi ve bürokratların çoğu, geçmişte olduğu gibi içlerinden bazı iyi niyetli ve kaliteli numunelikler hariç, öncelikle buradan bana zararmı faydamı gelir diye olaylara bakmaktalar.
Yani bunların öncelikleri her zaman vatan değil ben oldu.
Millet hala her konuda aldatılıyor.
Kaybediyor.
Ama bunlar hiç ders almıyorlar.
Ne pişkinler ama ?!
Çünkü bu devletteki kafa Yavuz’dan beri 1908-1938 hariç aynı kafa.
Türk’e ‘eşşek’ muamelesi yapıyorlar.
Kimse kıvırmasın!
Fakat inanmalıyız ki, mazlum, gündelik olarak kandırılan, ahlaksızlaştırılmaya çalışılan, siyasiler, bürokratlar ve din bezirganları tarafından oradan oraya savrulan, tam anlamıyla gariban ve bir o kadarda vatansever Türk Milleti’nin ahı, bir gün, yakın bir gelecekte, mutlaka, ama mutlaka katmerli bir şekilde çıkacaktır aheste aheste.
Bunu hep birlikte görecek ve yaşayacağız.
Ve son olarak,
Türk’e vurulan;
Elektronik Kelepçelerin,
İç işgalin sonlandığı,
Akıl ve bilime vurulan zincirlerin kırıldığı günlerin geldiği,
Atatürk’ün ülküsü doğrultusunda,
Atatürk’çü eylemci felsefeyi harekete geçirmek için,
Ve milli çoban ateşleri olan, dernek, hareket, platform ve oluşumların bir demokratik eşgüdüm ile kısa bir gelecekte bir Milli, Demokratik ve Alternatif MECLİS’in oluşturmasıyla oluşacak olan birlikteliğin oluşması,
İç cephede birlikteliğin sağlanması
Geçmişteki hatalarından ders çıkartılması,
Türkiye’de yeniden siyasi, kültürel, hukuki, sosyal, ekonomik bir atılım yaparak,
Laik Cumhuriyet’in fikir ve vizyonunu tekrar güncelleyerek yerine tekrar oturtmak
dileğiyle,
İnsanların liyakata göre değerlendirilmesi, siyasi, felsefi, düşünce ve mezhep kökenine göre değerlendirilmemesi için, vatandaşları arasında da ayrımcılık, ırkçılık, kayırmacılık yapılmayan, gerçek eşit fırsatların sağlandığı, yolsuzluk, hırsızlık ve rüşvetçiliğin son bulduğu demokratik ve tam bağımsız bir Türkiye dileği ile,
Atatürk’le kalın!
Cumhuriyet’le kalın!
Işıyın!
Hoşçakalın!
Sefa Yürükel