Türklerde Öz tamgası

ÖZ Tamgası (OZ Damgası)  Nedir? Tüm dünyanın Adolf Hitler ile tanıdığı, gamalı haç veya svastika olarak bildiği sembolün tarihçesi ve asıl adı: OZ Tamgası (卐) Adolf Hitler siyaset girdikten sonra üstün ırk söylemiyle dünyaya egemen olmak için bir kaynak aramaya başlamıştı. O zamanlar ortaya atılmış olan Hint-Avrupa uygarlığını kendi düşüncesine uygun gördü ve Hint-Cermen kökeniyle bir Hint-Cermen İmparatorluğu kurmak istedi. Bu arada Adolf Hitler araştırmalarında, Ön Türklerin göçüyle Hindistan’a ve Tibet’a kadar giden bir sembol olan Oz tamgasını görmüştür ve beğenmiştir. OZ tamgasını örnek aldı ve damgayı Nazi sembolüne çevirdi. Göçler yoluyla Hindistan’a ve Tibet’e kadar giden OZ tamgasını farklı milletler svastika, gamalı haç veya kendi dillerinde farklı anlamlar katarak kendi kültürlerine uyarlanmıştır.

Oz Damgasının Oluşumu ve Anlamı  ÖZ tamgasının oluşumunda Ön Türkler, dört adet ÖG damgasını (dikey ters L harfi : ) uçlarından birleştirerek dönen bir çarkıfelek oluşturmuşlardır. Dört sayısı, dört Cihan demektir ve bu şekil dört Cihan’da OZ’laşarak Tanrı’ya erişme düşüncesine sahip olma anlamına gelmektedir. Artı işareti gibi görülen şekil ise Ön Türkçe’de, OQ damgasıdır ( ) ve günahsız olmayı ifade eder.

Oz Tamgası Nedir? OZ damgası, Ön Türklerde, Oz’laşarak Tanrıya erişmeyi ve öbür dünyada şekil değiştirerek yeniden oluşum (metamorfoz) düşüncesi, inancı anlamına gelmektedir. Bu, İslam dinindeki ahiret inancıyla eşdeğerdir.

 Milattan sonra 4. yılda Vatikan tarafından kabul edilmiştir. Ancak Vatikan biraz benzetme yoluyla biraz kabaca “sallamasyon” yaparak kabul etmiştir. Çünkü meydana gelen şekil haç değil, UÇ damgasıdır. El işlerinde bu şekil genelde 5 kolluk olarak geçer ve adı “Yanardöner”dir. Çünkü şekil dönme hissi verir. UÇ damgası da ruhun dönerek Tanrı’ya erişmesini ifade eder.

 Ayrıca Türk saz şairleri, sazları ile hayatları ozlaştırdıklarını yani Tanrı’ya eriştirdiklerini düşünürler. Türk saz şairlerine ozan (oz+an) denilmesinin sebebi budur.

 Ön Türklerin Gök-Tengri inancında, insanlar Tengri katında, bir nevi Kozmos’da (İslam’da ruhlar alemi), renksiz, kokusuz, hareketsiz ve şekilsiz olarak uyuşuk (uyu+usuq) halde bulunurlar. Kişi Tengri’nin buyruğu ile OZ’laşıp yani mânâdan maddeye geçip şekil değiştirerek (metamorfoz) ve “AT”ılıp “UÇ”arak (döne döne) yeryüzüne iner. Bu şekilde ruh canlanır. Yani inanca göre “ON” kişisi, “OK” kişisi olur. Kişi öldüğünde ise tekrar “OZ”laşarak “AT”ılır, “UÇ”ar ve Tengri’ye geri döner. Yukarıdaki anlatımda tırnak işaretleri arasına alınmış bazı sözcükler vardır. Bunların anlamları şu şekildedir: Tengri = Tanrı, Allah OQ (OK) = Yeryüzü kişisi, Yeryüzünde varoluş UÇ = Han, Bey, Lider, Bayrak ON = Kozmos, Evren, (Ahiret ~ Ruhlar alemi) AT = Ad, Tanrı’ya atılma, Egemen

Türk Dünyasında OZ damgası, Muğla’nın Milas ilçesinde bulunan Sivas Şifaiye Medresesi, kule ve kümbetinde, Sivas Karlı Köyünde, çeşme üzerindeki taşta, Sivas Divriği Cami’nde, Celaleddin Karatay’ın kurucusu olduğu ve içinde türbesinin bulunduğu Konya Karatay Medresesi’nde, Konya Sırçalı Medresesi’nde, Amasya Hatuniye Cami çeşmesi başında 5 adet (belirgin olarak 3 adet), Cengiz Han’ın yüzüğünde, Kubilay Han’ın heykelinde-kemer tokasında ve koltuğun arkasındaki süslemelerde, Kırgızistan’da Tanrı Dağları’nın kollarından Aladağlar üzerinde 3500 rakımda bulunan Saymalıtaş Kaya Resimleri”nde, Kazakistan’da Ahmet Yesevi Türbesi’nde bulunan, Konya İnce Minare Müzesi’nde bulunan Çarkı Feleklerde, Kaşgar Türk kiliminde, günümüzdeki Kamların davullarında bulunur.


Yazıları posta kutunda oku


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir