Kriz sözcüğü borç sözcüğüdür borç egemenlik sorunudur

Kriz sözcüğü borç sözcüğüdür borç egemenlik sorunudur

Önümüze konulmuş düzen, borçlanma düzeni ise, bize dayatılan borçlanma siyasetleriyse, çaresiz biz de borçlanacağız.  

Borçlandırılmış insan imalatı, borç disiplini, sermayenin üretmeye çalıştığı yeni insan türüdür.

Çalışanın adı da insan sermayesi oluyor. Çalışanı da sermaye kavramlarıyla tanımlamak.

Sınıf atlamamak için borçlanacağız. Sınıfımızı korumak, bir alt sınıfa düşmemek için borçlanacağız.

Demediler mi bize, finans kapital borçlanmaktır. Borçlanacağız. Kapitalizmde para, toplumsal hayatı örgütleyendir. Borç refahı yaratıcısı, hayali sermayedir.

Sanmayalım ki, sadece bireyler veya kurumlar için borçlanmak var. Devletler için borçlanma, bireylerin borçlanmasından daha büyük sonuçlar yaratıyor. Zaten bireyleri borçlanmaya sevk eden de devletleri yönetenlerin borçlanma siyasetleridir.

Tepeden tırnağa herkes borçlanıyordu. Hayali sermayenin reel sermayeyi hareketlenme gücü tükenince, reel sermaye de inine girdi.

Ne yapalım yani herkes borçlanıyor, biz de bu fırsattan yararlanalım, borçlanıp sınıf atlayalım.

Finans kapitalde borçlanma; gerçek sermaye ile hayali sermayeyi paket yapıp, kredi vermekten geçer. Senin sermayen yoksa sadece borçlanarak varabileceğin bir yer yoktur.

Ne yapalım yanı Amerika’nın bile borcu var. Bu kadar zengin ülke borçlanıyor da biz mi borçlanmayacağız?

Amerika’nın devlet borcu; bugün Amerika’yı yıkan ana unsurdur. Amerika’da devlet borcu, 28 trilyon dolar olmuş. Amerika’nın en büyük düşmanı, borçlarıdır. Amerika’da devlet borçlarının adı; Egemenlik Borcu olarak ifade ediliyor. Amerikan devletini sınırsız para basmaya mecbur bırakıyor.

Amerika para bastıkça, Amerika’daki sorunlar sürekli büyüyor. Bizdeki gibi…

Öz sermayesini getirmeden, ülkemize, borç verenleri anlamadan, bu soygun düzeni anlaşılamaz.

Sabrınıza sığınarak, bir örnekten giderek, nasıl da bizim sermayemizi bize sattıklarına işaret edeceğim.

En çok ihtiyacımız olan su. Bizim dağlarımıza yağan kardan elde edilen su. Teknolojisi, sermayesi bizim olan su. Şimdi yabancıların oldu. Bizim suyumuzu bize satarak bizi borçlandırıyorlar.

Sermaye için de aynı (suda olduğu gibi) süreci kullanıyorlar. Bizim sermayemizi bize satıyorlar. Kendi öz sermayeleri ile hayali sermayeleri paçal edip, bize daha büyük sermaye gibi satıyorlar.

Sermaye ticareti yapıyorlar. Sermaye alıp sermaye satıyor.

Finans kapitale geçtiğimiz son 10-20 senede biz neden teknoloji üretir konuma gelemedik?  Kanada’dan insansız hava aracı parçalarını alamayınca, neden insansız hava aracı üretimi durdu?

Demek ki finans kapitalin öz sermayesine sahip olanlar, sana gerçekten sermaye transferi yapmamışlar. Senin sermayeni sana kullandırtarak, üzerine de kendi hayali sermayesini koyarak bizi aldatmışlar.

Ülkemizdeki yabancı bankaların, mevduat toplayıp, sonra bize satması gibi…

Borç alarak, borçla tüketerek ne tasarruf dünyamızı harekete geçirebiliriz ne de kendi dünyamızı kendimiz düzenleyebiliriz.

Vahşi soygun düzeninin savunucularından kurtulmadan, bu yoksullaştırıcı düzenden çıkış bulamayız.

24 Nisan 2021

Kriz sözcüğü borç sözcüğüdür borç egemenlik sorunudur - bulent esinoglu 1

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir