Site icon Turkish Forum

21 NİSAN TÜRK KATLİAM ve MEZALİMLERİ ANMA GÜNÜ

Yıllardır sürdürülen Ermeni soykırımı yalanı bu haklı davamızın yeterince anlatılamaması ve özellikle Hristiyan dünyanın Ermeni yalanlarına inanmaya hazır bir tutum sergilemeleri nedeniyle taraftar bulmuş ve bugüne kadar 30 ülkenin Parlamentoları Birinci Dünya Harbi yıllarında Ermenilere soykırım uygulandığına ilişkin kararlar almıştır. - talatpasa

Yıllardır sürdürülen Ermeni soykırımı yalanı bu haklı davamızın yeterince anlatılamaması ve özellikle Hristiyan dünyanın Ermeni yalanlarına inanmaya hazır bir tutum sergilemeleri nedeniyle taraftar bulmuş ve bugüne kadar 30 ülkenin Parlamentoları Birinci Dünya Harbi yıllarında Ermenilere soykırım uygulandığına ilişkin kararlar almıştır.

Birinci Dünya Harbinin emperyalist devletleri Ermeni soykırım iddialarının bir aldatmacadan ibaret olduğunu çok iyi bildikleri halde tarih boyunca düşman olarak algıladıkları ve zayıflatmaya çalıştıkları Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı bu yalanın arkasına sığınarak Türkiye’yi adeta köşeye sıkıştırmaya ve ulusal ve uluslararası hak ve menfaatlerinden taviz vermeye zorlamaktadırlar.

Esasen söz konusu ülkelerin kendi mahkemelerinin ve uluslararası yargı organlarının 1915’de yaşanan Ermeni zorunlu göçünün bir soykırım olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığına ilişkin birçok kararı mevcuttur. Ancak söz konusu ülkeler bu yargı kararlarını görmezden gelerek hem kendi iç hukuklarını hem de uluslararası hukuku çiğnemekte beis görmemektedirler. Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un Fransız Anayasa Mahkemesinin ve AİHM’nin kararlarıyla çelişir şekilde 24 Nisan tarihini soykırım günü olarak ilan eden bir kararname yayımlaması, İtalyan Temsilciler Meclisinin ve ABD’nin 49. Eyaleti olarak Alabama eyaletinin “1915’te Ermenilere soykırım uygulandığının resmen tanınmasına ilişkin” kararları kabul etmeleri söz konusu faaliyetlerin son dönemde yaşanan örnekleridir.

Özellikle AİHM Büyük Kurulu’nun 2016 yılında Perinçek-İsviçre davasında verdiği karardan sonra Rum-Ermeni lobileri ortak çalışma başlatmış ve son dönemde Yahudi lobisinin de bu çalışmalara destek verdiğine ilişkin emareler görülmeye başlanmıştır. Bu kapsamda Türklerin sadece Ermenilere değil, aynı zamanda Batı Anadolu Rum, Pontus, Süryani, Yezidi ve Keldaniler de dâhil bütün Hristiyan azınlıklarına soykırım uyguladığı yalanı işlenerek soykırım iddiaları Türk İstiklâl Harbini de içine alacak şekilde ileriye götürülmekte ve İsrail, Ermenistan ve Almanya gibi ülkeler tarafından desteklenen yazarlar Atatürk’e ve Türk milletine ağır hakaret ve iftiralar içeren kitap ve makaleler yazmaktadırlar. Söz konusu Türk aleyhtarı faaliyetler özellikle Nisan ve Mayıs aylarında yoğunluk kazanmakta ve bu aylar Türkiye Cumhuriyeti’ne ve Türk milletine saldırı dönemi olarak kullanılmaktadır.

Gerçekte Ermenilerin soykırımı anma günü olarak adlandırdıkları 24 Nisan tarihinde Ermenilere karşı iddia edildiği gibi herhangi bir fiil uygulanmamıştır. Aksine bu tarihlerde Ermeni komite ve çetecileri tarafından Van şehri muhasara edilerek büyük bir katliam yapılmış ve Van şehri 20 Mayıs’ta Rus ordusuna teslim edilmiştir. Bu gelişmeler üzerine Osmanlı Devleti tarafından 27 Mayıs’ta zorunlu göç kararı alınmıştır.

Üzerinde çok farklı değerlendirmeler yapılan 24 Nisan tarihinde Osmanlı Devleti’nin aldığı kararla sadece İstanbul’daki Ermeni Komite Merkezleri kapatılarak komite liderleri tutuklanmış ve evraklarına ve isyan için hazırladıkları silah, mühimmat ve patlayıcılarına el konulmuştur. Bunların büyük bir çoğunluğu daha sonra serbest bırakılmış, suçlu bulunanlardan sadece 30.000 kişinin katili Haçinli Murad kod Hamparsum Boyacıyan idam edilmiş, suçlu bulunup da hapiste tutulanlar ise İngilizlerin İstanbul’u işgalinden sonra serbest bırakılmışlardır.

24 Nisan’daki tutuklamaların yapıldığı gün İngiliz ve Fransız gemilerinin denizden geçemedikleri Çanakkale Boğazına kara harekâtı icra etmek üzere denizden intikal halinde olduklarını, 25 Nisan sabahında Çanakkale’ye çıkarma yaptıklarını ve tutuklamalar yapılmasaydı Çanakkale çıkarmasıyla birlikte İstanbul başta olmak üzere komite liderlerinin büyük bir isyan başlatarak Türk ordusunu iki ateş arasında bırakacaklarını hatırlamakta yarar vardır.

Türklerin soykırımla suçlandıkları ve sadece 226 çete liderini tutukladıkları Nisan ayında Ermeniler tarafından yapılanları da hatırlamakta yarar bulunmaktadır. Kendi devletine karşı isyan eden ve silahları ile ordudan firar ederek Rus ordusuna katılan Ermeniler Rus öncü birlikleri olarak Anadolu topraklarına saldırırken çeteler teşkil eden Ermeni grupları da Anadolu’da büyük bir katliama girişmiş ve katliamdan kaçmaya çalışan bölge halkının önemli bir bölümünün topraklarını terk ederek mülteci durumuna düşmesine ve kaçarken Ermeni saldırıları ve yol şartları nedeniyle hayatını kaybetmesine neden olmuşlardır. Ermeni saldırılarının en yoğun olarak yaşandığı Van vilayetinde Birinci Dünya Harbinde katledilen Türk sayısı 217.132’dir. Prof. Dr. Justin McCarthy’nin tespitlerine göre Erzurum vilayetinde Müslüman halkın %31’i, Bitlis vilayetinde %42’si, Van vilayetinde ise % 62’si katledilmiştir. Ermenilerin 15 Nisan 1915’de başlattıkları ve 21 Nisan’da doruğa çıkan 2. Van isyanında masum sivil halk okul, cami ve samanlıklara doldurularak yakılmış, Akdamar adasına tecavüz edilmek üzere götürülen Türk kadınları teknelerden suya atlayarak hayatlarına son vermiştir.

Ancak yukarıdaki gerçekler ve Balkanlar’da 5 milyon Türk’ü katledildiği ve 5,5 milyon Türk’ü topraklarından çıkartılarak sürgün edildiği gerçeği ders kitaplarında yer almadığından yeni yetişen nesiller tarafından bilinmemektedir. Hattâ son dönemde bazı Türk vatandaşları arasında acaba biz gerçekten Ermenilere soykırım yaptık mı diye tereddüt yaşayanlar görülmeye başlanmıştır.

Bütün bu bilgiler ışığında Talat Paşa Komitesi olarak Türkiye’ye karşı iftira kampanyası yürüten ve onlara destek veren ülkelerin saldırılarına karşı uluslararası alanda mücadele sürdürülürken yaşanan tarihi gerçekler hakkında Türk milletini doğru olarak bilgilendirmek ve milli farkındalık yaratarak halkımızın konu üzerindeki bilgisini artırmak üzere aşağıda belirtilen teklifin uygulanmasının faydalı olacağını düşünüyoruz. Bu kapsamda basın yayın kuruluşlarının konuya gerekli hassasiyeti göstererek halkımızın bilinçlendirilmesine katkı sağlaması büyük önem arz etmektedir.

Bu konudaki teklifimiz “21 Nisan tarihinin Balkanlarda, Anadolu’da ve Kafkasya’ da tarihimize ve ulusumuza karşı işlenen soykırım, mezalim ve katliamları anma günü olarak ilan edilmesi ve bu amaçla Ankara’da bir anıt inşa edilerek bir hatıra ormanı tesis edilmesidir”. Halkımızın bu teklife destek vermesi için Türk medyasının yakın işbirliği ve desteğini bekliyoruz.

Bu teklif uygulamaya konulduğu takdirde uluslararası alanda yürütülen mücadelemizin yanında Türk halkının bu konuya çok daha fazla ilgi duymasının sağlanacağına ve mücadeleye desteğinin artacağına inanıyoruz.

Talat Paşa Komitesi ile birlikte Türk milletinin haklarını ve onurunu korumak için çalışan ve bir bölümü bu toplantıda hazır bulunan Sivil Toplum Kuruluşlarının değerli temsilcilerine müteşekkiriz. Söz konusu kuruluşların faaliyetlerinin birlik ve beraberlik içinde yürütülmesi, Türk basın ve yayın kuruluşları tarafından konunun Türk milletine duyurulması ve Türk halkının bilinçlendirilmesinin sağlanması mücadelemizin gücünü artıracaktır.

Türk milleti bugüne kadar vatanına ve bağımsızlığına karşı yapılan saldırılara verdiği cevabı bundan sonra da verme kudretine ve kararlılığına sahiptir. Konu vatansa gerisi teferruattır.

TALAT PAŞA KOMİTESİ

Eskişehir İl Örgütü

Exit mobile version