Türkiye’nin ihracatı azaldı diye üzülüyorduk, ama çok şükür ki hükümet iki yeni ihraç kalemi yarattı:
Birincisi hukuksuzluk.
Son olarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne “Anayasa Mahkemesi kararlarını tanımama huyu” ihraç ettik.
KKTC Anayasa Mahkemesi, bence yerinde bir kararla, Ada’daki kuran kurslarının Milli Eğitim Bakanlığı gözetimi ve denetiminde olması gerektiği kararını aldı; “Din İşleri Başkanlığı, Eğitim Bakanlığı’ndan bağımsız kuran kursu açamaz” dedi. Böylece -aslında Türkiye’de yıllardır savunulan-, tarikatlara bağlı eğitimin, gözetim altına alınmasını sağlamış oldu.
Ama Ankara durur mu? Erdoğan hemen kolunun, oranın Anayasa Mahkemesi’ne de uzanabileceğini gösterdi: KKTC Anayasa Mahkemesi’ni bu yanlıştan süratle dönmeye davet etti. Sonra da şantaj yaptı: “Dönmezse atacağımız adımlar farklı olacaktır.”
Böylece sadece yargının bağımsızlığını değil, KKTC’nin dünyaya anlatılmaya çalışılan bağımsızlığını da hiçe saymış oldu.
Şimdi KKTC hükümeti, Erdoğan desteğini kesmesin diye Anayasa Mahkemesi kararının arkasından dolaşacak bir formül arıyor.
İkinci ihraç kalemi ise işsizlik…
Meğer aylardır özellikle AKP’li belediyeler ya da atanan kayyımlar, illegal yoldan Almanya’ya işsiz ihraç edermiş de haberimiz yokmuş. Kurulan çeteler, bu belediyelerle işbirliği içinde, var olmayan derneklerin olmayan projeleri için para karşılığı pasaport dağıtıp insan kaçakçılığına aracılık ediyormuş. Bu yolla, -şimdilik bilindiği kadarıyla- yüzlerce insan Almanya’ya kaçırılmış.
İsmail Saymaz’a konuşan AKP Akçakiraz Belediye Başkanı, “Bana makul geldi, çünkü Türkiye’ye yük olacak işsiz güçsüzler gidiyor” dedi. Akıllara ziyan, ama üstün hizmet madalyası alırsa da şaşmamak lazım.
Acaba pişkinlik de, yakında yeni bir ihraç kalemi olarak düşünülebilir mi?
Kaynak: Can DÜNDAR, Artı Tv