CHP lideri Kılıçdaroğlu ve CHP’li 7 vekile ait fezlekelerin Meclis’e sunulması, parti binalarının afiş toplama bahanesiyle geceyarısı özel harekatça basılması, sadece “128 milyar dolar nerede” kampanyasına duyulan öfkenin sonucu değil; amiraller bildirisinden sonra da özellikle İçişleri Bakanı Süleyman Soylu aracılığıyla CHP bağlantısı zorlanmıştı… Belli ki HDP’ye kapatma davası açtıran iktidar, şimdi CHP için kirli planlar yapıyor.
Tam 30 yıl önce, Demirkırat Belgeseli’ni hazırlarken 1960’ta Meclis’te kurulan Tahkikat Komisyonu tartışmalarını okumuştum.
Hızla erimekte olan Demokrat Parti iktidarı, ana muhalefetin büyümesinden paniğe kapılıp CHP’nin seçim dışı yollarla iktidara gelmek için hücre örgütü kurup silahlandığı iddiasıyla soruşturma başlatmıştı. Meclis’te kurulan Soruşturma Komisyonu, 15 DP’li milletvekilinden oluşacak, basını ve muhalefeti yargılayacak, cezalandıracak, üstelik verdiği kararlara itiraz edilemeyecekti.
Bu, CHP’nin idam kararıydı ve bardağı taşıran damla olmuştu.
CHP Lideri İsmet İnönü’nün tarihe geçen konuşması, bu karar üzerine yapılmıştır:
“Şartlar tamam olduğunda milletler için ihtilal, meşru bir haktır” demişti İsmet Paşa: “Bu yolda devam ederseniz, sizi ben de kurtaramam.”
Bu konuşmadan sonra İnönü’ye 12 oturum Meclis yasağı konmuş, gazetelerin konuşmayı yayınlaması yasaklanmış,
İstanbul Üniversitesi, Mülkiye ve Hukuk öğrencileri ayaklanmış, Cumhurbaşkanı, eylemcilerin üzerine ateş emri vermişti.
Tarih, Nisan 1960’tı. Bir ay sonra Demokrat Parti, bir askeri darbeyle devrildi. Ve onları, İsmet Paşa bile kurtaramadı.
60 yıl sonra, AKP iktidarının CHP liderinin dokunulmazlığını kaldırmak ve CHP’yi darbecilerle ilişkilendirmek istemesi, geceyarısı özel harekât polisleriyle parti binalarını basıp afiş indirmesi, tarihten hiç ders almadığının göstergesi…
Böyle devam ederlerse, onları da hiç kimse kurtaramayacak.