İşsizlik artıkça borçlar da artar
Bülent ESİNĞLU
Bu ifadenin tersi de doğrudur; borçlar artıkça işsizlik te artar. Ülkemizde olduğu gibi…
İşsizlik ve çok yüksek borçlar, milletin ve devletin, en büyük derdi haline geldi.
Bildiğiniz gibi finans kapital; borçların alınıp satılmasıdır.
Finans kapitale, anarko- kapitalizm de deniliyor. Kapitalizmin anarşist bir uygulaması. Finans kapitali, garanti eden ve onu teminat altına alan, faşizm ve otokrattık yönetimlerdir.
Rızayı demokrasi sağlar, sağlanan rıza sonucu; kapitalizmin anarşist uygulaması, faşizm ile yoluna devam eder. Başlangıçta meşruiyet vardır, sonunda bu meşruiyet ortadan kalkar.
Bugün içinde bulunduğumuz siyasi durumbudur.
Anarşist kapitalizm de çeşitli borç türleri yaratılır, bu borçlar alınıp, satılır. Kâğıt al kâğıt sat üretmeden kar etmek sistemidir, anarşist kapitalizm.
Borçların alınıp satılması demek, arkasında bir dayanağı olmayan paranın, alınıp satılması demektir.
Tıpkı bir değere dayanmayan para basmak gibi… Para basmak, borçlanmak* demektir. Karşılığı olmayan paranın üretkenliği olmadığı için de işsizlik artar durur.
İktidar bu ikisini birden yaptı. Hem karşılıksız para bastılar hem de arkasında teminatı olmayan borçları alıp sattılar. Her yerde balonlar oluştu.
Kapitalizmin anarşisi buradan çıktı. Sanayi kapitalizminde üretim ve üretimin üzerine konulan kar ile sermaye birikimi sağlanırdı.
Günümüzde sermaye sahipleri iki türlüdür; sanayi sermayesi sahibi ve finans sermayesi sahibi…
Sanayi sermayesi, üretirken birçok zahmete katlanır, sorunlarla uğraşır, finans sermayesi, kâğıt alıp, kâğıt satarak, sanayi sermayesinden daha büyük karlar yapar.
Bu durumda, sanayici üretimden kazanamayınca, sermayesinin bir kısmını, finans sermayesine dönüştürdü. Hisse senedi alıp satma işine girdi. Dolayısı ile üretimden gelen sermayesi ile finanstan gelen sermayesini paçal yapıp yoluna devam etti.
Bunu beceremeyenler, elindeki üretim tesislerini dışarıdan gelen spekülatif sermayeye sattılar.
Üretim tesisini satın alan spekülatif sermaye, o ürünü dışarıdan ithal edip, ulusal pazarlarımızda sattı.
Spekülatif sermaye, reel sermayeyi yutarak, yoluna devam ettikçe, üretim yapılmasına gerek kalmadı. İşçiler de işsiz kaldı.
Üretim tesisini alan spekülatif sermaye de zaten dolaşımda ki bir borç ile tesisi satın almıştı. Yani ödenmemiş borçla, üretim tesisi satın alınmış ve işçiler sakağa salınmış oldu.
Sanayi sermayesini koruma kanunlarına sahip olan Almanya gibi ülkeler, sanayi sermayesinin finans sermayesine dönüştürülmesine kendince tedbirler getirmiştir.
Biz ise, anarşist kapitalizmin en acımasızını ülkemizde uyguladık. Hiç olmadığı kadar yabancı para ile borçlandık, borçlandıkça işsizlik artı. İşsizlik artıkça, borçlar artı.
Girdiğimiz bu sarmalın içinde, ancak çok radikal kararlar alarak çıkabiliriz. Oysa bizi bu borç ve işsizlik çukurunun içine sokan, şimdi ki iktidar, yaptıklarının aynısını yaparak, işin içinde çıkacağını sanıyor.
İşsizlik borç demektir.
Battıkça batıyoruz.
7 Nisan 2021