Akla hayale gelmeyenler bu iktidar zamanında birilerinin aklına geliyor ve gündem yaratıyor! Son zamanlarda peş peşe, ülkenin ‘’bam teli’’ne basılmaktan geri durulmuyor!
CHP sözcüsü Faik Öztrak’ın ifadesi ile, ‘Saray Kayyumu Meclis Başkanı’ olan Mustafa Şentop’un ‘MÖNTRO’ boğazlar sözleşmesi hakkında söyledikleri ifadeler şaşkınlık yarattı, şaşkınlık yarattığı kadar toplumda kızgınlık yarattı!
Kendisini makama getiren Cumhurbaşkanı için bu kadar da şirincilik yapılması, oturduğu koltuğun değerini bilmemekle eş anlamlıdır.
Sayın Meclis Başkanı, oturduğunuz koltuk bu ülkenin vekillerinin ve dolayısıyla bizim vekillerimizin, yani hepimizin ‘Başkanı’ değerindedir. Ama siz bunu Cumhurbaşkanının size verdiği kadar bir başkanlık makamı olarak görüyorsunuz ki; yanıldığınızı da dünya aleme kendi ifadenizle ispat ediyorsunuz!
Önce tarihi bilgilerinizin yeterli olmadığına inanarak dersini almanızı tavsiye ederim. MONTRÖ denilen ve ülkemizin bağımsızlığının bir simgesi olan anlaşmayı, bir kişi ‘’İsterse siler’’ demek en basit tabirle, gözünüzde çok büyüttüğünüz bir kişinin kaderimize keyfi olarak her şeyi yapabilir algısını yarleştirmekten başka bir şey değildir. Demokratik bir ülke de bu mümkün değildir.
‘’İstanbul Sözleşmesi’’ni de bir gecede cumhurbaşkanı ‘ ben tanımıyorum, imzamızı geri çektim’ gibi uluslar arası bir değeri olmayan, üstelik ülkemizde yapıldığı için ‘İSTANBUL’ adını alan sözleşmeyi ilk imzalayan ülkelerden biriyiz. Böyle keyfi kararlarla dış ülkelere ne güven verebilirsiniz, ne de ciddiye alınırsınız!
Yıllardan beri AND’ımız ile nasıl oynandığı, kimlerin rahatsız olduğu belli iken hem Milli Eğitimin, hem de Danıştay’ın iki kez ‘’ Okunsun/Okunmasın’’ kararları ülkeyi kaosa sokmuştur.
Haklı olarak TÜRK EĞİTİM-İŞ sendikası andımızın okunması kararını üyesi öğretmenlere bildirmiş onlar da okumaya başlamışlardır. Devamında da okul yönetimleri idari soruşturma açmışlardır.
İstiklal marşı ile andımızı birbiri ile karıştırarak, cumhurbaşkanı tarafından ‘’Tek andımız vardır, o da İstiklal marşıdır’’ ifadesi, elma ile armudun toplanması hikayesi gibidir. Anlam itibaren her ikisi farklı milli ifadelerimizdir.
Nasıl bir yönetim rezaletleridir bunlar?!
Bu gibi her gün gündeme düşen saçma sapan kararlarla yönümüzü şaşırdık! Kendi kendimize sorun yaratıp, bu seferde çözmek için uğraşanlar gibiyiz.
Not: Bu yazı ‘yatay’ yazıldığından kalabalık harf gibi görünür(!)
Emin EĞRİ
Bir yanıt yazın