Nogay Ordası’ndan Rus yayılmacılığına, Ak topraklara göçten bugüne ;
NOGAY TÜRKLERİ
Nogay Türkü, Tarih Öğretmeni Dilek Arslan ,yazdı.
Nogayların teşekkülü, eski Türk kabilelerine (VI.-VIII. yy), Peçenek (IX.-XI. yy), Kıpçak-Kuman (XI.-XIII. yy) ve Nogay Ordası’na (XIV.-XVI. yy) dayanır.
Altın Orda devletinden ayrılan Nogay Ordası, Tatar devletleri içinde nüfus itibariyle en kalabalık ve en güçlü olanlardan biridir ve Kıpçaklardan oluşmaktadır.¹ Ünlü Türkolog Ord. Prof. Dr. Zeki Velidi Togan,
“Nogay, Cengiz Han’ın torunlarından Berke Han’ın başkumandanı olan Nogay Han’ın kurduğu birliğin etrafında toplanan Türk Tatarlara verilen addır.” demektedir.
Nogay ismi, Nogay Han’a izafeten adlandırılmışsa da onun yaşadığı döneme rast gelmemektedir. Nogaylar, Kafkasya’da yer alan Türk boyları arasında sayılsa da günümüzde yaşadıkları, özerk bir bölge veya cumhuriyetleri yoktur.² 2003-2006 yılları arasında Nogaylar hakkında yaptığım saha araştırmaları sırasında yaşlılarla yaptığım sohbetlerde, “Bizim atalar kayerden kelgenler? (Atalarımız nereden geliyorlar?)” diye sorduğum zaman, aldığım cevap hep şu olmuştur: “Moskov’dan!..”.
Bu sürecin gelişimine dair tarihin sayfalarını bir karıştıralım:
16. yüzyıldan itibaren Nogaylar, bulundukları yerlerde göçebe halinde yaşamaktaydılar. Hatta Kırım Hanı Sahip Giray, onların yerleşik hale geçmelerini teşvik etmiştir. Zaman zaman Kırım Hanlığı’nın ve Osmanlı Devleti’nin ordusuna katılmışlardır. Yine bu dönemde Kazaklar, Kırgızlar, Karakalpaklar ile sıkı bağlar kurmuşlardır. Bu döneme, bazı Orta Asya Türk halklarının destanlarında da Nogay Vakti (Çağı) denilmiştir.³
“YAYILMACI RUS POLİTİKASI, NOGAYLARIN TAMAMEN İMHA EDİLMESİNİ İSTİYORDU…”
Ancak, 18. yüzyıla gelindiğinde parça parça Rus hakimiyetine geçtiklerini görüyoruz. ilk olarak Yedisan-Bucak Nogayları, Rus baskılarına dayanamayıp onların hakimiyetine girmek zorunda kalmışlardı.⁴ Özellikle, 18. yüzyıl tarihte Rusya’nın yayılmacı politikalarının hayli hız kazandığı bir dönem olmuştur. Bu politikanın temelinde, Rusya’nın Karadeniz’deki konumunu güçlendirmesi yatıyordu. Bunun için Nogayların sürülmesi, esir edilmesi değil; tamamen imha edilmesi kararlaştırılmıştır.
General Potemkin’in emrinde Mareşal Aleksandr Suvorov (diğer adıyla Nogay Kasabı), 1 Ekim 1783’te Nogayları kıyıma uğrattı. Bu olay neticesinde geriye kalan Nogaylar, Kafkasya’nın Karadeniz sahillerinden Kabardey topraklarına kadar uzanan Osmanlı hakimiyetindeki bölgenin idarecisi Ferah Ali Paşa’ya sığınarak Osmanlı topraklarına yerleşmek istediklerini belirtmişlerdir. Böylece Kafkasya çevresinde yer alan Nogay Türklerinin yerleşik hayatları başlamıştır.⁵
İlgili haber: Tarihin kara sayfalarından 28 Haziran 1783: Nogay Soykırımı
“FERAH ALİ PAŞA’NIN BÖLGE HALKINA YAKINLIĞI SONUCU BÖLGEDE İSTİKRAR SAĞLANMIŞTIR”
Ferah Ali Paşa’nın bölge halkına yakınlığı sonucu bölgede istikrar sağlanmıştır. Bölge halkı, Osmanlı ile Rusya arasında geçen savaşlarda her dönem Osmanlı’nın yanında yer almıştır. 19. yüzyıla kadar Osmanlı’ya bağlılıklarını dile getirerek Rusya’ya karşı direnç gösterip, Rusya’nın moral ve ekonomik çöküşüne sebep olmuşlardır. Yine bu yüzyıl itibariyle bölge halkı daha fazla direnemeyerek “Ak topraklar” dedikleri Osmanlı topraklarına göçe başlamışlardır.
NOGAYLAR VE DEST-İ KIPÇAK HAVZASINDA OSMANLI HAKİMİYETİNİ SONLANDIRAN YILLAR
Osmanlı Devleti için “Rus meselesinin” başlangıcı Rusların 1550’de Kazan Hanlığı’nı, 1556’da Astarhan Hanlığı’nı işgaliyle başlamıştır.⁶ bu işgaller sırasıyla İdil, Volga, Kırım, Kuzey Kafkasya, Azerbaycan, Sibirya ve Türkistan’a kadar ulaşmış ve nihayet Sovyet döneminde İstanbul Boğazı’nda üs ve Kars-Ardahan’ın talep edilmesine kadar dayanmıştır.⁷
Ruslar, 1696’da Azak’ı alarak Karadeniz’e girdiler.⁸ 1712’de Hazar Denizi’ne girdiler. 1768-1774 Osmanlı-Rus Harbi ile Kırım işgal edildi ve 1774’te Küçük Kaynarca Antlaşması imzalandı. 1828-1829 yıllarında yapılan savaşlar sonunda Edirne Antlaşması imzalandı. Bu antlaşmaya göre Bâb-ı Âli (Osmanlı Devleti), Kafkasya’daki bütün haklarından vazgeçmiştir.⁹
Nogayların göçlerinin tek sebebi sadece yukarıda belirtilen Osmanlı-Rus savaşları değildir. Rusya’nın işgalinde kalan topraklardan Anadolu’ya yönelik göçlerin ana nedeni bu devletin genişleme amacına uygun olarak takip ettiği siyasî-ekonomik-kültürel baskı politikasıdır.
Panslavizm, Çarlık ve Ortodoksluk çatısı altında asimilasyon faaliyetleri; Türklerin elinden verimli toprakların alınıp buralara Rus göçmenlerin yerleştirilmesi, Müslümanlara haksız vergi uygulaması gibi ekonomik ve sosyal baskılar, her daim Osmanlı’ya bağlılığını gösteren yöre halkının Ruslar tarafından sürgün edilmesi ve yapılan katliamlar, psikolojik baskılar, Ermenilerin baskıları vs… Rusların yıldırma politikasında Türklere yapılan ve sonuçta onları göçe zorlayan faaliyetlerdir.¹⁰
Ayrıca Ruslar, 20. yüzyıla girdiğimizde de böl-yönet anlayışına uygun olarak Türk topluluklarını küçük alt gruplara ayırmış; böylece Türkleri daha kolay denetleyebileceklerini umut etmişlerdir.¹¹ Bu baskılar neticesinde yaşanan göçler, 1856-57 Kırım Savaşı sonucunda başlayıp 1900’lü yılların başına kadar inişli çıkışlı seyretmiştir.
2003-2006 yollarında yaptığım saha çalışmasında yaşlılarımızla yaptığım röportajlarda atalarının göç sebeplerini şöyle anlatmışlardır:
“Rusya’dan kelgenlerine sebep; komünist rejim baslıyagı vaqit, Müslümanlarga baskı etkenleri zamanda Nogaylardın birazını Sibirya’ga sürgenler. Qalganlarga da: “Ya qalınız ya ketiniz, serbestsiniz.” dengende bunlar, serbest bolup şatırlarıman, cılqılarıman, davarlarıman qonup köşüp mında kektenler.”¹²
“Üş gardaş, Aktopraklarga kelmek işün Osmanlı’ga müraacat etgenler. Osmanlı, o zamanda köş kabul etbeydiken. Eki sene bekledikten soñ: “Malı da mülkü de batsın; biz ballardı kurtarayık, Aktopraklarga atayık ballardı.” dep eki sene soñra izindi alıp İstanbul’ga 50 üy bolup kelgenler.”¹³
“Orada komünist rejimden şeginip, kop zahmetler şegip kelgenler. Mında medrese aşıyaq, ballardı okutuyak bolup kelgenler.”¹⁴
(Rusya’dan gelmelerine sebep, komünist rejimin başladığı ve Müslümanlara baskı uygulamaya başladığı dönemde, Nogayların bazılarını Sibirya’ya sürdüler. Kalanlara da ‘ya kalın ya da gidin. Serbestsiniz’. dediler. Sonrasında onlar, çadırları ile, atları ile ve tüm hayvanları ile göçerek buraya geldiler.
Üç kardeş, Aktopraklara(Türkiye) gelmek için Osmanlı’ya müracaat ettiler. Osmanlı, o dönemde göç edenleri kabul etmemişti. İki sene bekledikten sonra, ‘Malı da mülkü de batsın, ailemizi, çocuklarımızı kurtaralım, Aktopraklara götürelim çocuklarımız’ diyerek çok zorluklarla izin alarak İstanbul’a 50 hane olarak geldiler…..
Orada komünist rejimden çekinip çok zahmetler çekip gelmişler burada okul açarak çocukları okutmak için gelmişler.)
Dipnotlar:
KEREYTOV, Ramazan, Nogayların Etnogenezine Dair Bazı Meseleler”, çev. KIRIMLI, Hakan, Emel, S. 227, s.s. 9-11.
GÜLLÜDAĞ, Nesrin, “Nogay Türkleri”, Türkler Ans., C. 20, s.s. 556-557.
GÜLLÜDAĞ, Nesrin, agm, s. 558.
GÜLLÜDAĞ, Nesrin, agm, s. 558.
TAVKUL, Ufuk, “Kafkasya ve Çevresindeki Türk Topluluları”, Türkler Ans., C. 20, s. 505.
SAYDAM, Abdullah, Kırım ve Kafkasya Göçleri (1856-1876), s.28.
BİCE, Hayati, Kafkasya’dan Anadolu’ya Göçler, s. 31.
ACAR, Kezban, “Kafkasya’da Rus İstilası ve Direniş Hareketleri”, Türkler Ans., C. XVIII., s.s. 490.
[01:05, 16.04.2020] Dilek Abla Arslan: 9. BİCE, Hayati, age, s. 44.
(Daha fazla bilgi için bkz: ERKAN, Süleyman, Kırım ve Kafkasya Göçleri (1878-1908), s.6. ; SAYDAM, Abdullah, age, s.s. 63-81).
SERTÇELİK, Seyit, “Rusya İmparatorluğu’nun Avrupa Yakasında Yaşayan Türklerin Demografik Dağılımı ve Çarlık Rusyası’nın Türklere Yönelik Politikaları”, Türkler Ans., C. XVII., s. 392.
ADAŞ, Yakup, Doğankaya Köyü/Şereflikoçhisar/Ankara.
AÇIKEL, Ahmet, Doğankaya Köyü/Şereflikoçhisar/Ankara.
DAĞTEKİN, Mehan, Şeker Köyü/Şereflikoçhisar/Ankara.
Qırım Haber Ajansı
saygilerimla,
SAtasoy