Coronavirüs ile mücadeleye bütün dünyada devam edilirken kafalardaki soru da şu:
“Hangi tedaviler işe yarıyor?”
Bugünkü yazımızda hem bu soruya yanıt arayacağız, hem de hastalık konusundaki son gelişmelere değineceğiz.
Johns Hopkins Üniversitesi verilerine göre Corona virüsü kaynaklı vaka sayıları tüm dünyada 125,5 milyonu aştı. ABD, 30 milyonun üzerinde vaka sayısıyla ilk sırada. 12,3 milyon vaka ile ikinci sırada olan Brezilya’yı 11,8 milyon vakayla Hindistan izliyor.
Hindistan son 24 saatte 59 binden fazla yeni vaka bildirerek 26 Mart’ta rekor kırdı. Brezilya da 25 Mart’ta 100 bin 158 yeni enfeksiyonla 24 saat içinde en yüksek yeni Corona virüsü vakasını kayda geçirdi.
Ancak salgının bir yılı geride bırakılmış olsa bile doktorlar hala çığır açan bir tedavi arayışında. Tıp dünyası, antienflamatuvarlar yani enflamasyon ve ödem azaltan ilaçlarla bazı antikor tedavileri gibi yardımcı yolları buldu. Ancak siyasete de alet edilen sıtma ilacı hidroksiklorokinin etkili olmadığını da belirlendi.
Covid-19’u önlemek veya tedavi etmek için kolayca alınacak bir hap da hala yok.
Dünyaca ünlü hastanelerden Cleveland Kliniği Nörolojik Bulaşıcı Hastalıklar Bölüm Başkanı Adarsh Bhimraj, “Çok ilerleme kaydettiğimizi düşünüyorum, ancak hiçbiri çığır açıcı değil” dedi.
Harvard Tıp Fakültesi’nde tıp profesörü olan Rajesh Gandhi, Amerika Bulaşıcı Hastalıklar Derneği’nin (IDSA) geçen Nisan ayında ilk tedavi önerilerini yayınladığında, doktorların hastalığa neredeyse rastgele yaklaştığını ve bir şeyin işe yaramasını umduğunu söyledi.
İlk kuralların pek yardımcı olmadığını da belirten Gandhi, “Her tedavi için yetersiz veriye sahiptik” dedi. IDSA, tam 19 revizyondan sonra yeni kılavuzu bu ay yayınladı. Kılavuz, epey etkili az sayıda tedavi içeriyor.
Enflamasyonu tedavi etmek için kullanılan, ucuz ve yaygın olarak bulunabilen bir steroid olan deksametazon, en iyi yöntem olarak görünüyor.
Çoğu durumda, COVID-19 hastalarını öldüren şey, vücudun enfeksiyona karşı aşırı aktif enflamatuar yani yangısal tepkisi oluyor. Deksametazon bu tepkiyi bastırmaya yardımcı oluyor.
Hastanede yatan, durumu kritik olan hastaların üçte birinden azı ilaç verilmesine rağmen hayatını kaybetti; ancak daha fazlası da dört hafta içinde taburcu edildi.
Ancak deksametazon yalnızca kritik derecede hasta olanlar üzerinde etkili. Durumu ağır olmayanlara ise yarardan çok zarar verebilir.
Corona virüsünün yarattığı iltihaplanmayı hedef alan diğer bir tedavi, ilaç şirketi Genentech’in eklem romatizması (romatoid artrit) ilacı tocilizumab.
Bu ilaç, bir hastanın suni solunum cihazına, yoğun bakıma ihtiyaç duyma veya hayatını kaybetme olasılığını düşürdü. Ancak bu düşüş yalnızca yüzde 20’nin altında oldu.
Ecza firması Gilead’ın antiviral ilacı remdesivir, ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) tarafından COVID-19’a karşı onaylanan ilk yeni ilaç olarak geçen yıl büyük ilgi gördü. Ancak birkaç çalışmadan sonra sonuçları çok etkileyici değildi. En ağır vakalarda iyileşme sürelerini kısalttı; ancak ölüm riskini azaltmadı.
IDSA, ‘’hiç yoktan iyidir’’ dese de Dünya Sağlık Örgütü remdesiviri önermiyor.
Bu salgınla birlikte yeniden revaçta olan eski bir tedavi yöntemi de hastalığı atlatmış olanlardan elde edilen bir kan ürünü olan konvalesan plazma. Bu yöntemde, kan, akyuvarlar, alyuvarlar ve trombositlerden arındırılıyor. Geriye kalan sarı sıvı, hastanın bağışıklık sisteminin enfeksiyonla savaşmak için geliştirdiği antikorları içeriyor.Doktorlar, 1918 grip salgını sırasında ve daha önceki birkaç kızamık ve kabakulak salgınında hastaları tedavi etmek için konvalesan plazma kullandılar.
Bu yöntem, Corona virüsü pandemisinin erken dönemlerinde yaygın olarak kullanıldı. Ancak ne kadar işe yaradığını test etmek için çok az sayıda yüksek kaliteli çalışma yapıldı. Bu nedenle ne IDSA ne de ABD Ulusal Sağlık Enstitüleri bu tedaviyi öneriyor.
Corona virüsünün belirli kısımlarını hedefleyen ve laboratuvar ortamında geliştirilen antikorlar olan ‘’monoklonal antikorlar’’ hastaları hastaneden uzak tutma konusunda bir miktar umut vadediyor.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz