Kovid-19 salgını dünyayı etkisi altına almaya devam ederken, kim kapalı sinemalarda film seyretmeyi düşünür ki? Ama Çin’deki film gişe gelirleri bir hafta süren 2021 Bahar Bayramı tatilinde 1 milyar doları aştı. Şaşırdınız değil mi?
Global Times’ta Wang Wen imzalı Çin film piyasası ile ilgili bir yazı yayınlandı. Yazıda Çin film piyasasının Amerika film piyasasını yıkıp, liderliğe oturacağı vurgulanıyordu.
Yazı ilgimizi çekti. Gelişmeler ve bu alandaki mücadele öyle görünüyor ki iki ülkeyi film piyasasında da karşı karşıya getirecek.
Çin film piyasasının boyutu, beklendiği üzere yine Kuzey Amerika piyasasını geride bıraktı. Bu anlamda 2021’de dünyanın en büyük film piyasası olmaya devam edecek.
“Çin dünyadaki en büyük film piyasası olmak üzere geçen yıl Kuzey Amerika’yı ilk kez geçtiğinde, bazı kişiler kıskançlıkla Çin’in birinci olduğunu, çünkü Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Kovid-19 salgınına boğulmuş olduğunu söyledi. Fakat bu görüş Çin film yapımcılarının geçen on yılda çıkardıkları ağır işi ve Çin toplumunun hızlı gelişmesini tamamen göz ardı ediyor.
“Avatar” Aralık 2009’da ABD’de ilk kez gösterime girdiğinde Çin sinemaları, neredeyse en meşhur Çinli film yıldızlarının oynadığı iki Çin filmine (Suikastçılar Fedailere Karşı ile Kadın, Silah ve Erişte) yer açmak için, “Avatar”ın gösterimini iki hafta geciktirdi. Ancak, “Avatar” o zaman Çin’deki tüm zamanların gişe rekorlarını kırdı. Bu Hollywood’un Çin filmlerinin güvenini büyük ölçüde yıktığı bir yıldı. Ama eski bir Çin deyişinin belirttiği üzere, utancını bilmek cesaretin akrabasıdır. 21. yüzyılın ikinci on yılı Çin film yapımcılarının hızla öne geçtiği ve Çin’in hızlanan kentleşmesinin ve yaşam standartlarının yükseldiği bir dönem oldu.
2019’da Çin filmlerinin toplam gişe geliri Kuzey Amerika’nınkine yakındı, o yıl Çin’deki en büyük gelir getiren ilk 10 film arasında, sadece “Avengers: Endgame” ilk üçte “ve Hızlı ve Öfkeli” ilk 10 içindeydi.
2020’de Çin’deki ilk 10 gişe geliri getiren film arasında hiçbir yabancı film yoktu. 2021’de film piyasası o kadar ısındı ki, Çin’in Bahar Bayramı tatili sırasında bir sinema bileti almak neredeyse imkânsızdı. Bu genişlemenin arkasında en az iki neden var. İlki, Çin’de sinema salonu sayısı “dünyanın en yüksek” sayısına ulaştı. 2020’de Çin’deki sinemaların toplamı yıllık bazda yüzde 4,4 artarak 11 bin 856 oldu. Toplam sinema perdesi sayısı ise yıllık bazda yüzde 8,3 artarak 75 bin 581’e ulaşarak, dünyadaki toplam sinema perdesinin yüzde 40’ını oluşturdu ve bu ABD’dekinden çok daha fazla sayıydı.
İkincisi, iyileşme genellikle Çin’in kentleşmesiyle, Çin halkının tüketim gücüyle ve Çin toplumunun canlılığı ile ilgili. 2020’de Çin dünyanın en büyük tüketici pazarı olarak ABD’yi geride bıraktı. Kültürel tüketimin teşvik edilmesi de önemli bir değişken. Bunun arkasındaki karmaşık mantık, bununla sınırlı olmamakla beraber, Çin’de koronavirüs salgınının hızla önlenmesi ve kontrolünü, e-ticaretin yaygınlaşması, çevrim içi tüketim ile ulaşımın artması ve Çin’in ilk evrede ekonomik dönüşümünden kaynaklanan gerçek gelir artışını da içeriyor.
Hiç şüphesiz, Çin filmlerinin arayı kapatması daha yeni başlıyor. Ancak diğer önde gelen film piyasaları ile arada büyük bir fark var. Örneğin, dünya çapında en çok gelir getiren 100 film arasında sadece bir Çin filmi var, “Savaşçı Kurt” (54. Sırada). Çin filmlerinin özellikle film finansmanı, sanayi, teknoloji ve konular bakımından uluslararası plana çıkması daha çok zaman alacak, halen ABD’nin ustalığının çok gerisindeler.
İngiliz-Kanadalı akademisyen Matthew Fraser, “Kitle Yanıltma Silahları: Yumuşak Güç ve Amerikan İmparatorluğu” adlı kitabında, Amerikan yumuşak gücünü somutlaştıran Amerikan popüler kültürünün yayılmasının merkez çevre modelinin homojenleşmesine ve ABD’nin küresel etkisinin artmasına yol açtığını belirtiyor.
Güçlü olan Amerikan filmlerinin arkasında hala devam eden ABD yumuşak gücü var. ABD Kongre’sinin yayınladığı bir rapora göre, iyi niyet elçisi olarak hiçbir Amerikan vergi mükellefinin desteğine muhtaç olmayan Hollywood filmleri, dünyayı Amerikan yaşam tarzından değerlerinden haberdar etmeye devam ediyor ve siyasi, kültürel, ticari olarak ölçülemez değere sahip. Ama Çin filmlerinin geleceğine sağlam bir güven var. Çin’in kentleşme oranı yüzde 60, her ilçede sadece birkaç sinema var. Dahası, rakamlar Çin halkının ortalama yılda 1 kez sinemaya gittiğini gösteriyor.
Çin’in ulusal gücünün artışı sırasında filmler önemli bir değişken olacak ve entelektüel teknolojisinin, kentsel gelişmesinin, modern kültürünün, toplumsal operasyonlarının, ekonomik biçimlerinin ve yumuşak gücünün daha da zenginleşmesini gerçekleştirecek.
21. yüzyılın üçüncü on yılında 1,4 milyarlık piyasaya ek olarak, daha fazla Çin filminin dünyanın en büyük gişe geliri sıralamasında ilk 100’e, ilk 50’ye ve hatta ilk 10’a girmesi bekleniyor. Daha da önemlisi, Çin filmleri ABD tekelini kıracak ve hatta dünyadaki en yüksek gişe gelirlerine sahip olacak. Bu Çin ile dünyanın bütünleşme sürecini ve ayrıca Çin’in yükselişinin önemli ilerlemesini yansıtıyor.”
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz
Bir yanıt yazın