Sıcak para çağırma reformu
Sıcak para getiricilerin beklediği, Ekonomik Reform Programı açıklandı. Bu programın adını; borç para verecekler, “bol faiz var, buyurun” programı desek daha iyidir.
Ekonomik büyümeyi, finansal büyüme ve daha çok borçlanma sanan, bir anlayışla ele alınan, bu sıcak para çağrı programında, halk yok, çalışanlar yok, üretim ve dağıtım planlaması yok.
Sıcak para sağlayıcıların ve çok uluslu şirketlerin, bizden istekleri-aslında dayattıkları- hususlar yer almıştır.
Zaten Planlama Teşkilatının işin içinde olmadığı, sadece sıcak para sağlayıcılarla birlikte hazırlandığı, ayan beyan açık olan bu program, tıpkı bundan evvel ki program açıklamalarında olduğu gibi, bir öz ifade etmemektedir.
Ülkenin kaderini piyasa bağlayan zihniyetin, yapabileceği tek şey; yeni borç bulma programı olabilirdi. Öyle de oldu.
Sıcak Para Davet programı, Finansal istikrardan söz ediyor. Aman ne güzel, olmayan sermayenin istikrarı nasıl sağlanır? Yeniden borç alarak, yeniden daha yüksek faiz vadederek.
Finansal istikrar dedikleri şey; Yüksek faiz verme istikrarıdır. Aslında bu çağrı programının özü; ben çok yüksek faiz vereceğim, para sağlayıcılara istedikleri güvenceyi veriyorum, anlamındadır.
Finansal istikrarı sağlayacağız dedikleri; faizlerin artması gerektiğinde hemen artıracağız, düşürülmesi gerektiğinde hemen düşüreceğiz. Yani Servet sınıfı ne derse, hemen anında onu yapacağız garantisidir.
Servet sınıfına, sıcak para sağlayıcılarına gerekli garantileri anında vereceğiz, denmektedirler.
Uluslararası büyük sermayedarların bizden istedikleri; Türkiye’yi bir HUB Ülkesi yapmak, yani bir ambar ve geçiş ülkesi yapmaktır. Siz üretmeyin, Avrupa’dan geleni Asya’ya, Asya’dan geleni de Avrupa’ya nakleden bir geçiş ülkesi olun. Hizmet sektörünüz olsun, onun finansmanını da biz verelim, bize bağımlılığınız devam etsi anlamında…
Çok uluslu şirketler ancak bu şartlar yerine getirilirse sana borç veririm diyor.
Sıcak para çağırma programında; enflasyon ile mücadele yapılacak denmektedir!?
Bir ülkede, dolarizasyon almış başını gidiyorken, bütçe denilen istikrar sağlayıcı unsurlar yok sayarak, bankalara kredi ver baskısı yapılarak sağlanamaz.
Bizim gibi ülkelerde, yani kaydi para üretiminin, servet sınıfının elinde olduğu ülkelerde, ekonomiye karşılık gelen para miktarını servet sınıfının ihtiyacına ve karına göre belirlendiği için, fiyat istikrarı olmaz.
Borç, çok yüksekse ve bu borçların büyük bir kısmı Dolar üzerinden borç ise, fiyat istikrarı olmaz. Borç ve borçların ödenmesi tüm ekonomik alt yapıyı alt üst eder.
Bu programa göre, borcu gene borç ile ödeme yapılacaktır. Zaten borç varken tasarruf nasıl ola ki…
Kaderini serbest piyasa, yani çok uluslu şirketlerin iki dudağı arasına bırakmış bir ülkenin kanayan yarası borçlardır.
Borçlar ve piyasa varken, sana program yapma hakkı yoktur ki… Piyasa varsa, Devlet Planlama Teşkilatı olmaz. Çünkü kaderini plana değil, piyasaya bırakmışsan, sen hangi kurumu oluştursan oluştur, o kurum veya kurumlar havada kalır.
13 Mart 2021