Rıfat Serdaroğlu : NEDEN VE NE UĞRUNA
Mehmet Bican’ın, “Adım-Adım İrtica” adlı Galeati Yayıncılıktan çıkan kitabını okuyunca, ülkemizin ne kadar büyük bir tehdit altında olduğunu bir kez daha anladım. (Bu kitabı ve Alican Türk’ün “Bitmeyen Sömürü” kitabını tüm dost ve arkadaşlarıma öneriyorum.)
Emperyalist Devletler tarafından ülkemize biçilen kötü kadere, ülke siyasetçilerimizin “Neden ve Ne Uğruna” alet ve gönüllü Eşbaşkan olduklarını, Türk Milletinin bir özgür bireyi olarak anlamamın mümkün olmadığını sizlerle bir daha paylaşmak istedim.
Kendisini Türk Milletinin partisi olarak gören, Laik Cumhuriyete ve demokrasiye inanan her parti, Anayasa ve Hukuk Devleti ilkesinden ayrılmadan şu gerçeği bilmelidir;
DİN SÖMÜRÜSÜNE dayanmış her iktidar, mutlaka yıkılmıştır.
CHP, 1949’da zorunlu din derslerini kabul etti, Demokrat Parti 1957’de Said-i Nursi’ye, Demirel 60’lı yılların ortasında Nurculara Süleymancılara, ANAP tarikatlara, dini kullanmanın piri Erbakan tüm cemaatlere tarikat şeyhlerine, Ecevit Fethullah Gülen’e yol vermedi mi?
Şimdi AKP, din sömürüsünü en acımasız şekilde kullanmıyor mu?
Din sömürüsünü kullananlar, ilk başlarda oy olarak yararlanabilirler ama, sonunda mutlaka sandıkta yenilirler. Çünkü Türk Milleti, din sömürüsünü asla affetmez. Kim Allah ile kul arasına girmeye kalkarsa onu terk eder!
Türk Milleti bunca sıkıntıdan, felaketten ders alarak şunu anlamalıdır.
Toplumun hafızasını yok ederek, bize bu cennet vatanı emanet edenleri reddederek, gerçek İslam’ı ve dilimizi unutarak “Ilımlı İslam” aldatmacasıyla gideceğimiz yer, İran benzeri Federe Din Devletidir.
Hangi millet bu çukura düşerse bilsin ki, oradan çıkış yoktur, çünkü oranın sadece giriş kapısı vardır!
İktidardakiler, tarikat liderleriyle, dini cemaat temsilcileriyle neden ve ne uğruna içli-dışlı olurlar? Hatta, bunları devletin en önemli birimlerine sokarlar?
İslam dinine hizmet etmekse amaç, Devlete sızıp Yargıç-Polis-General olmak şart mıdır?
İktidar sahipleri, içlerinde küçük çocuklara tecavüzü bile mümkün gören sapıkları barındıran kimi cemaatlere, tarikatlara, vakıflara niçin binlerce dönüm arazi, binalar tahsis ederler?
Neden ve Ne Uğruna?
Sanki ezanı susturan, bayrağımızı indiren varmış gibi, neden ve ne uğruna “Ezanımızı susturamayacaklar, bayrağımızı indiremeyecekler” diye bağırıp, seçim meydanlarında Kur’an’ı öpüp başlarına götürürler?
Neden ve Ne Uğruna?
Bilime dayalı çağdaş eğitim, fizik-kimya-matematik-bilgisayar-dijital gelişme-teknik eğitim varken, okullarımız niçin birer İmam Hatip haline döndürülür? Neden ve Ne Uğruna?
Birkaç oy ve iktidarda biraz daha kalabilmek uğruna bazı siyasetçiler hem kutsal dinimize hem de insanlarımıza niçin bilerek kötülük yaparlar?
Neden ve Ne Uğruna?
DOĞRU Parti Üyeleri olarak bizler şu konularda söz veriyoruz;
-Neye mal olursa olsun, Türk Milletine asla yalan söylenmeyecek!
-DOĞRU Partinin, hiçbir tarikat ve cemaatle ilişkisi olmayacak!
-DOĞRU Parti, inancını, Allah’ın Rızasını kazanmak için istediği gibi özgürce yaşayabilen mütedeyyin insanlarımızın oylarına taliptir. Bu insanlarımızın inanç özgürlüğü teminatı Laik Cumhuriyet ve Anayasamızdır.
-DOĞRU Parti, Anayasamızın ilk 6 maddesini kafasına ve gönlüne sığdırmış tüm Türk Milletini, inancı-etnik kökeni-dili ne olursa olsun, hiçbir ayrım yapmadan eşit olarak kucaklayacaktır…
Aziz Türk Milleti;
DOĞRU Partiye oy verip vermemek sizin bileceğiniz iştir, kimse karışamaz.
Ama üst paragraftaki 4 maddeyi lütfen iktidar ve muhalefet partilerine sorun.
Eğer içlerinden biri “Ben bu dört maddeyi uygularım” diyorsa ona oy verin.
Eminim hiçbiri bu yanıtı veremeyecektir. O zaman şu soruyu mutlaka sorun;
NEDEN VE NE UĞRUNA?
Not;
Yarın yine mahkemedeyim. Yargılama zamanında yapılırsa sizlere,
“Cümbür Cemaat Erbakan’ı Anma Toplantısını” yazmaya gayret edeceğim.
Sağlık ve başarı dileklerimle 01 Mart 2021