Koronavirüs ile mücadelede aşılamaların başlaması ile insanlık az da olsa bir rahatlama içine girdi. Aşılamaların virüs salgınını önleyebileceği resmen açıklandı. Bu nedenle de dünya aşılanmaya odaklandı.
Normalleşmeye geçtiğimiz günden bu yana bilim insanlarından uyarı üzerine uyarı gelmeye başladı. Tehlikenin geçmediğine değinen uzmanlar “Kurallara uyulmadığı takdirde çok daha tehlikeli durumlarla karşı karşıya kalabiliriz” diyor. Bazıları da “Uzun sürecek mücadeleye hazırlıklı olmalıyız” şeklinde görüş yansıtıyor.
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Sağlık, Uygulama ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alper Şener, korona virüs salgınında 1 Mart itibariyle Türkiye’de normalleşmeye geçilmesini değerlendirdi.
Prof. Dr. Alper Şener, dikkat edilmesi gereken yerlerin sarı ve turuncu renkli iller olduğunu vurgulayarak, “Kısmi gevşeme yapılan illerde istediğimiz oranda ve bakanlığın belirlediği rakamlar çerçevesinde stabil kalma ya da geriye doğru düşme olmazsa bu iller de kırmızıya boyanacak” açıklamasında bulundu.
Prof. Dr. Alper Şener, normalleşme döneminde korona virüsle mücadelede sarı ve turuncu kodlu illere dikkat çekerken, bu bölgelerde yaşayan vatandaşların önlemlere ekstra uyması gerektiğini belirtti.
Türkiye genelinde kontrollü normalleşme kararının olumlu ya da olumsuz olmasını ön göremediklerini vurgulayan Prof. Dr. Alper Şener’in açıklamaları bir yerde geleceğe de ışık tutar değerinde:
“Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı gibi 15 günlük periyotlarla genel olarak değerlendirme yapılacak. Bilimsel olarak baktığımızda 15 günlük periyotlarla ara değerlendirme yapmak çok erken olur. Genelde bir aylık periyotlarla değerlendirme yapılır. Nasıl bir aşı yapıldığı zaman oluşan antikoru 28 gün sonra bakarak değerlendiriyorsak, Türkiye genelindeki rakamları da aslında aylık değerlendirmek daha akılcı olur. Kırmızı olan bölgeler zaten en riskli yerler. Ama turuncu ve sarı kodlu olan illerin kırmızıya geçip geçmeyeceğini zaman içerisinde göreceğiz. 15 günlük değerlendirmelerin içerisinde Türkiye genelinde ne olacağına bakacağız. 100 binde düşen olgu sayısı anlamında baktığımızda Türkiye’de sık dalgalanmalar var. Bu sık dalgalanmaları aslında temel olarak önlemlere uyulamamasına bağlamak gerekir. Çünkü vatandaşlar bu konuda pek çok sağlık çalışanı kadar bilinçli ve bilgi düzeyine sahip ama ne yazık ki mevcut olan şartlar Türkiye’nin durumu nedeniyle buna birebir uyum sağlamak pek mümkün olmuyor. Bu şartları güzelleştirmek hepimizin elinde. Olabildiğince önemlere, bakanlığın, kolluk güçlerinin uyarılarına uyduğumuz süre zarfında ben eminim ki erken dönemde Türkiye’nin üçte ikisi maviye dönecektir. Sarı ve turuncu ile kodlanmış illerde yaşayan vatandaşlarımızın önlemlere ekstra uyması gerekiyor. Lütfen kafeler, restoranlar açıldı diye herkes buraları doldurmak gibi kendini yükümlü hissetmesin. Orada çalışanları zor durumda bırakmasınlar. Devletin çizdiği yüzde 50 doluluk oranı, belli bir süre içeride kalabilmek, oturma mesafesine dikkat etmek, kafede bulunduğu sürede kişisel koruma önlemlerine uymak gibi bir sınır var. Ne çalışanları zor durumda bırakmak lazım ne de aynı zamanda kolluk güçlerini zor durumda bırakmamak gerekiyor. Bu zaten hepimizin mücadelesi. Kişisel olarak sağlık çalışanların değil tüm Türkiye’nin mücadelesi. Kısmi gevşeme yapılan illerde istediğimiz oranda ve bakanlığın belirlediği rakamlar çerçevesinde stabil kalma ya da geriye doğru düşme olmazsa bu illerde kırmızıya boyanacak. Bu en doğal sonuç. Bunu baştan bilmek lazım ve ona göre hareket etmek lazım. Çanakkale yüzdelik dilimle sarı kod kategorisini kaçırdı. Çanakkale merkezde ciddi bir problem yok. Çanakkale ilçelerinde olgu sayılarında, özellikle köylerde olgu sayılarında ciddi anlamda artış var. Çünkü merkezdeki önlem ve denetimler çok sıkı devam ediyor. Gözlemlediğimiz kadarıyla ilçelerde ve köylerde kişisel korunma önlemlerine uymama ya da olgu sayılarında yığılma kümelenme var. Çanakkale merkezde olan olgu sayıları stabil ve dengeli giderken, ilçe ve köylerden gelen olgu sayılarında ciddi dalgalanmalar, hatta yukarıya doğru tırmanışlar söz konu. Bence Çanakkale’nin genelini en çok etkileyen rakamlar ilçelerden geldi.”
Şu noktaya dikkat:
Yapılan açıklamalarda denetimlerin daha sıkı biçimde yapılması gerektiği isteniliyor. Tedbirlere uymayanlara karşı daha katı tutum izlenmesini önerenler de fazla.
Televizyonlarda izliyoruz. Bazıları virüsü ciddiye almıyor. Maske takmıyor, mesafeye de dikkat edilmiyor. Yasaklara rağmen sokaklar dolu. Bu anlayış içinde virüsle mücadelede başarı elde edilebilir mi?
Virüs giderek bulaşı gösteriyor ve alınan önlemler yetersiz kalıyorsa burada bir eksiklik var demektir. Bizi yönetenlerin bu eksikleri bulup onarması gerekmiyor mu?
Bir de şu var:
Bazı kısıtlamaların fayda sağlamadığı, bu tür uygulamalara karşı da tepkilerin giderek artmaya başladığı görülüyor.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz