Amerika’nın yeni Başkanı Biden’in iş başına gelmesinden sonra en çok merak edilen konulardan biri de ABD- Suudi Arabistan ilişkilerinin seyri oldu. Biden’in bu konuda ilk adımı atması ve Kaşıkçı cinayetinde Prensi suçlaması sert tedbirlerin alınacağının açıklanması iki ülke ilişkilerinin geleceği konusunda da bir ipucu niteliğindedir.
Şu konuyu da yansıtalım:
Biden’in Suudiler için aldığı veya alacağı kararlarda Temsilciler Meclisi üyelerinin ve Yahudi lobisinin etkili olabileceği de söyleniyor.
Başkan Joe Biden, Univision haber kuruluşuna verdiği röportajda Suudi Kralı’na ”onları insan hakları ihlallerinden sorumlu tutacağını” söylemesi de bu konudaki gelişmelerin seyrine ışık tutacaktır.
Biden, ‘‘Kral’la konuştum ve ona açıkça kuralların değiştiğini, bugün ve Pazartesi önemli değişiklikleri açıklayacağımızı söyledim. Onları insan hakları ihlallerinden sorumlu tutacağız’’ diye konuştu.
‘‘Suudi Arabistan’ın insan hakları ihlallerine karşı gerekli olan şekilde mücadele etmesi lazım’’ diyen Biden bunu dünyanın her yeri için söylüyoruz ama özellikle de burası (Suudi Arabistan) için söylüyoruz’’ dedi.
Biden, Ulusal İstihbarat Dairesi tarafından yayınlanan Kaşıkçı raporu için ‘‘Rapor orada duruyordu, önceki yönetim bunu yayınlamamıştı bile. Göreve geldiğimde raporu, buldum, aldım, okudum ve bugün yayınladık. Olanlar gerçekten çok korkunç’’ diye konuştu.
ABD istihbaratının Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetinde Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın olduğuna ilişkin değerlendirmesi ve Suudi yetkililere vize yasağı adımına Kongre cephesinden de tepkiler geldi. Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi, “ABD Suudi Arabistan’la ilişkilerini yeniden değerlendirmeli” dedi.
Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi istihbarat camiasının raporunun, “Cemal Kaşıkçı’nın Veliaht Prens Muhammed bin Selman dahil olmak üzere üst düzey Suudi yetkililerinin talimatıyla öldürüldüğünü doğruladığını” belirtti.
“Kaşıkçı cinayetinin hukukun üstünlüğü ve en temel insan hakları anlayışına karşı bir hakaret olduğunu” belirten Nancy Pelosi, “ABD Suudi Arabistan’ın insan hakları ihlallerinde rahatsız edici bir düzenin parçası olan raporun bulguları ışığında Suudi Arabistan’la ilişkilerini yeniden değerlendirmeli ve yeniden kalibre etmelidir” ifadelerini kullandı.
Pelosi yaptığı yazılı açıklamada, “ABD Kongresi insan hakları ihlallerine ilişkin şeffaflığın teşvik edilmesinde; güvenliğimizi gözeten ve sahip olduğumuz değerleri destekleyip çıkarlarımızı koruyan ortaklıkların desteklenmesinde Başkan Joe Biden’ın yanındadır” ifadelerini kullandı.
Temsilciler Meclisi’nde Demokratlar’ın Kaşıkçı’nın çalışmalarını onurlandırmak üzere, gazetecilere karşı ihlallerde bulunanlara yaptırım uygulanmasını öngören bir yasa tasarısı sunacaklarını belirten Pelosi, “Suudi Arabistan dünyanın onun rahatsız edici adımlarını izlediğini ve Suudi Arabistan’ın hesap vermesini sağlayacağımızı bilmeli” dedi.
Kıdemli Cumhuriyetçi üyeden destek Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyonu Başkanı Gregory W. Meeks de, Biden yönetiminin raporu kamuoyuna açıklamasına ve Suudi yetkililere vize yasağı ve yaptırım getirilmesi kararına destek verdi.
Gregory Meeks, Trump yönetiminin, Kaşıkçı cinayeti konusunda istihbaratın değerlendirmesinin kamuoyuyla paylaşılmasını öngören Ulusal Savunma Yetkilendirme Yasası’nın ilgili maddesine uymayı reddettiğini kaydetti, bu durumun “bir önceki yönetimin insan haklarını ihmal etmesinin bir örneği” olduğunu belirtti.
Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyonu’nun kıdemli Cumhuriyetçi üyesi Michael McCaul, Biden yönetiminin “Kaşıkçı Yasağı”na destek verdiğini belirtti. McCaul yaptığı yazılı açıklamada bakınız neler söyledi:
“Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesi haksız ve korkunç bir suçtu. ABD-Suudi Arabistan ilişkilerinde önemli bir engele yol açtı. Cinayetteki rolü kamuya açık bir şekilde doğrulanmış olan Veliaht Prens Muhammed bin Selman dahil olmak üzere, ABD’nin bu korkunç suçta rolü olan herkesin hesap vermesini sağlaması gerektiğini daha önce pek çok kez söyledim. Yönetimin yurtdışındaki muhalifleri tehdit edenlere yaptırım uygulamak üzere getirdiği Kaşıkçı Yasağı’nı güçlü bir şekilde destekliyorum. Suudi Arabistan ABD’nin ve dünyanın güvenini yeniden tesis etmek için gazetecilere ve muhaliflere yönelik göz korkutma, taciz ve şiddete kalıcı bir şekilde son vermeli.”
Temsilciler Meclisi İstihbarat Daimi Komisyonu Başkanı Adam Schiff de yaptığı yazılı açıklamada, “Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın Kaşıkçı cinayetinden, Yemen’de hastaneler ve okul servislerinin vurulmasına kadar bölgede silinemez izler bıraktığını; en eski ve en önemli ortağı olan ABD’nin ulusal güvenlik endişelerini ve çıkarlarını hiçe saydığını” belirtti.
Schiff’in açıklamalarına da göz atalım:
“Yabancı hükümetler gazetecileri sırf işlerini yapmaları sebebiyle hedef alırlarsa, bunun ciddi sonuçlarından ve yaptırımlardan muaf olmamalarını sağlamalıyız. “gazetecilere karşı ölümcül istismarda bulunanların hesap vermelerini sağlamak” üzere “Cemal Kaşıkçı Basın Özgürlüğü Yasası” sunduğunu kaydetti. Schiff, “Son yıllarda gazetecilere, sivil toplum aktivistlerine ve muhaliflere yönelik korkutma ve istismar çabalarını yoğunlaştıran otoriter rejimlerin gerçekleştirdiği istismar salgınını tersine çevirmeliyiz”
www.facebook.com/necdet.buluz
Bir yanıt yazın