Rıfat Serdaroğlu: TEK ADAMA TEK SORU
AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın sinir sistemi laçka olmuş durumda!
Kendisinin, belli bir süre için seçildiğini, süresi bitince kendisinden önceki on bir Cumhurbaşkanı gibi köşesine çekileceğini unutmuş, dün ak dediğine bugün kara der olmuş!
Bir yandan her futbol sahasına üzerinde kendi resmi olan ve “Maske-Mesafe-Temizlik” yazan metrelerce uzunlukta afişler astırıyor, insanlarımıza Covit-19 salgınından korunmalarını öğütleyen mesaj veriyor, doğruyu yapıyor!
Diğer yandan AKP kongreleri için, insanları kapalı salonlara leb a leb (ağzına kadar) doldurtuyor ve insanların ölümüne davetiye çıkarıyor…
Demokratik rejimlerde, hiç kimsenin layüsel (sorumsuz) davranamayacağını, hiç kimsenin kaynağını Anayasadan almayan bir yetkiyi kullanamayacağını, makam sahibi kişilerin çok dikkatli konuşmak zorunda olduklarını, kimseye hakaret etmeye haklarının olmadığını unutmuş, Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanına, “Yüzsüz, terbiyesiz herif” diye hakaret edecek kadar, kendini-düşüncelerini-konuşmasını tartamayacak ölçüde sinirleri alt üst olmuş durumda!
Erdoğan’ın kendine ve sinirlerine hakim olmasını, ülke güvenliği açısından önemsiyorum.
Allah esirgesin, yabancı bir devlet adamının ülkemizi ziyareti esnasında aniden sinirlenip, konuğumuza bir kafa atabileceğini düşünürseniz, korkumun sebebini anlarsınız.
Böyle bir şey yapar mı? Tabiidir ki yapmaz!
Fakat, geçmişte görevdeki Bakanını tekme tokat dövdüğünü anımsarsak, içimizin ürpermesi de gayet olası.
“Bakanlarımı gönderdim. Ama sen buna layık değilsin” diye Kılıçdaroğlu’na seslendi.
Sadece bu cümle ve CHP ve İYİ Parti Genel Başkanlarının AKP memuru olan Bakanları kabulü bile, Türkiye’de “Devlet Adamı” yokluğuna işarettir!
Doğrusu nasıl olmalıydı?
Cumhurbaşkanı, Parti Genel Başkanlarını davet etmeli ve sorumlu siyasetçiler olarak karşılıklı konuşmaları doğru olurdu. CHP ve İYİ Parti Genel Başkanları da kendilerinin muhatabı olmayan memur Bakanları kendileri kabul etmemeli, onları yardımcılarına yönlendirmeli idiler!
Bu kişilere de kızamıyorum. “Vermeyince mabut ne yapsın Mahmut” deyişinde olduğu gibi, herkes “Devlet Adamı” olamıyor ki!
Sözü uzattık, özür dileyerek sorumu sorayım. Sonra doğru mahkemeye!
Bugün Çeşme Asliye Ceza Mahkemesinde davam var. Bakalım ne olacak?
Sorum şu;
Sayın Erdoğan, 03 Ağustos 2016’da Olağanüstü Din Şurasında, FETÖ için;
“Bir ortak yanımız vardı. İnanın bana, AYNI MENZİLE GİDEN farklı yollardan biri olarak gördüğümüz bu yapının (FETÖ) bizi aldattığını gördük, dediniz…”
FETÖ’nun menzilinin ne olduğunu Yargıtay Genel Kurulu açıkladı;
Buna göre FETÖ, ülkede Demokratik Cumhuriyeti yıkarak, yerine bir din devleti oluşturmak için kurulmuş, dış destekli silahlı bir terör örgütüdür…
Tek Adama Tek Sorum;
“Sizin menziliniz nedir?”
Bir de beni sürekli olarak mahkemeye verip, zindana attırmak için uğraşıyorsunuz! Gördünüz işte, ne kadar kolay bir soru sordum!
Not;
Sayın CB, şu reformlar ne oldu? Hani Hukuk ve Ekonomik reformlar yapacaktınız? Biran önce yapın bir reform, açın paketi.
Adınız yalancıya çıkacak, benden söylemesi…
Sağlık ve başarı dileklerimle 18 Şubat 2021
Bir yanıt yazın