Faşizm ve otokrasi her dönemde demokrasiye tam geçememiş ülkelerde ortaya çıkan baskıcı, toplumu umursamayan, ben merkezci bir yönetimdir. Bu yönetimlerde yasalar, hukuk, demokrasi askıya alınmış ve yok edilmiştir. Parlamento ve güçler ayrılığı da yoktur. Tüm yasalar tek bir buyurgan diktatör tarafından çıkartılır. Ağzından çıkan yasa kabul edilir. Buyurganın otoritesine karşı çıkılmaz.
Tarihin akışına bakıldığında en acımasız faşist yönetimler ve liderler yönetime demokrasiyi kullanarak gelmişler fakat hiç bir zaman demokrasi ile gitmemişlerdir.
Faşist iktidarların, diktatörlerin yönetimi bırakmaları ancak birleşik halk hareketleriyle mümkün olmuştur. Toplum eylemleri esnasında aynı ülkenin insanları, faşist yönetimlerin kurdukları polis, jandarma, asker, militan birlikleri ile de çatışmak zorunda bırakılmış, kardeş kardeşi kırmıştır.
Diktatörler yönetimlerini korumak için içinden geldikleri halkın ölümleri ile ilgilenmezler. Tarih içinde görülmektedir ki; Tüm diktatörler ülkelerini ekonomik, sosyal, toplumsal ve kültürel olarak çökertmişlerdir. Ne yazık ki 21. yüzyılda dahi faşist yönetimler, Dikta ve otokrasi halen devam etmektedir.
Dr. Paul Joseph Goebbels (1897-1945) 1933 ilâ 1945 yılları arasında, Halkı Aydınlatma ve Propaganda Bakanlığı yapmış Alman politikacıdır. Adolf Hitler’in en yakın arkadaşlarından biri ve en sadık yandaşıydı.
Kendisi coşkulu ve enerjik hitabet yeteneği, sert anti-semitik görüşleri ve kitlesel propagandanın, “Büyük Yalan” olarak bilinen tekniğini kullanmadaki ustalığıyla bilinirdi.
Dr. Paul Joseph Goebbels, Felsefe eğitimi yapmış bir kişidir. Bazılarına göre Hitler’in sağ kolu olarak çalışmış ve öylece ünlenmiştir. Tanıtım ve propaganda işlerini yürütürken, dönemin medya unsurlarını kontrol etmesi ile ünlüdür. Goebbels’sin propaganda sistemi demokrasiyi içselleştirememiş otokratik, faşist ülkelerde halen kullanılmaktadır. Örnekler aşağıdadır ;
“Basın, iktidarın kullandığı dev bir klavyedir!”
“halkı her zaman ateşleyin, asla soğumasına ve düşünmesine izin vermeyin”
“insanların beyin tembelliğini gördükçe, her istediğimizi yapabiliriz”
“bir şeyi ne kadar uzun süre tekrarlarsanız, insanlar ona o kadar fazla inanırlar”
“yalan söyleyin, mutlaka inanan çıkacaktır. olmazsa, yalana devam edin”
“halk büyük yalanlara, küçük yalanlara göre daha çabuk inanır”
“asla rakibinizin üstün bir yanı olduğunu kabul etmeyin”
“Hatalı olduğunuzu ya da yanlış yaptığınızı asla kabul etmeyin.
“sadece bir rakibinize odaklanın ve kötü giden her şeyin suçunu onun üzerine yıkın”
“yargı devlet hayatının efendisi değil, devlet politikasının hizmetkârı olmalıdır”
“bana vicdansız bir medya verin, size bilinçsiz bir halk sunayım”
“önemli olan aydınlar değil kitlelerdir. çünkü onları kandırmak çok kolay”
“her zaman etrafınızda bir yalaka ordusu bulundurun”
“İlk sözü kim ne kadar güçlü ve bağırarak söylerse, o kazanır.”
Nazilerin iki numarası Göring;
“Biz, halka gerçeği söylemiştik, Sadece iktidara gelene kadar demokratik yollara başvuracaktık.”
“Nazilerin bütün devlet kurumlarını parti politikalarıyla uyumlulaştırmasına” “gleichshaltung” diyorlardı.
Bir yanıt yazın