21 ŞUBAT DÜNYA ANADİL GÜNÜ -ROZA KURBAN
21 ŞUBAT DÜNYA ANADİL GÜNÜ
Roza KURBAN
Günümüzde Rusya’da 174 dilde konuşan millet bulunmaktadır. 1917 Ekim Devrimi’nden önce bu sayı 200 civarında olmuştur. Yapılan araştırmalara göre, Rusya’da 131 dil kısa vadede yok olma tehlikesi ile karşı karşıyadır. Her ne kadar, Rusya Anayasa’sında “Rusya çok milletli bir devlettir” deniliyor, yöneticiler “çok milletli” olmayı bir “zenginlik” olarak nitelendiriyor ise de gerçekler hiç de yazıldığı ve söylendiği gibi değildir. Ruslar, Çarlık Dönemi’nde de, Sovyetler Dönemi’nde de, Sovyetlerin çöküşünden sonra da Rus olmayan milletleri yok etme siyaseti yürüttükleri su götürmez bir gerçektir. Rusların, Rus olmayan milletleri yok etme veya diğer bir tabirle Ruslaştırma siyaseti bilhassa Putin iktidara geldikten sonra 2000 yılında ivme kazandı. Çarlık Döneminde zorla Hıristiyanlaştırma yoluyla Ruslaştırma siyaseti günümüzde kanun çıkararak yasaklama yoluyla gerçekleştirilmektedir.
2002 yılında Kazan Tatarlarının Latin alfabesine geçişini yasaklayan Putin 2007 yılında millî okulların kapatılmasına yönelik bir kanun imzalamıştır. Ana dilde eğitimin yasaklanması ana dil eğitiminin yasaklanmasına da yol açmıştır. 20 Temmuz 2017 tarihinde Yoşkar-Ola şehrinde gerçekleşen Uluslararası İlişkiler Şura’sında Putin “Rus dili dışındaki başka dilleri zorunlu okutmak – yaramaz bir durumdur” şeklindeki konuşması konunun Rusya Devlet Duma’sı oturumuna gündeme alınmasına neden olmuş ve Rusya Federasyonu Eğitim Sisteminin 29.12.2012’de kabul edilen 273 nolu kanunda değişiklik yapılmıştır. 3 Ağustos 2018 tarihinde Putin tarafından imzalanan Rusya Federasyonu devlet eğitim standartlarında yapılan ekleme ve değişikliklere göre, Rus dili “ana dil” olarak kabul edilmiş, millî dil eğitimi 2 saate indirilmiş o da velilerin isteğine bırakılmıştır. Şimdi ise bu 2 saatin de yasaklanacağı konuşulmaktadır. Rusya’da Rus olmayan dillerin öğretmenlerini savcılık denetlemekte, Tatarca ders programlarının Rusça yazılması emredilmektedir.
Anadil, bir milletin var oluşunun yegâne temelidir. Dil olmazsa ne millet, ne devlet, ne edebiyat, ne sanat olur. Dil bir milletin kimliğidir. Kazan Tatarları başta olmak üzere Rusya’daki Rus olmayan tüm milletler anayasadaki değişiklikler ile kanunen yok edilmeye çalışılıyor. Okullarda ana dilde eğitimin yasaklanması, anadil ders saatlerinin azaltılmasının yanı sıra genel sayım yapılırken milletleri küçük etnik gruplara ayrılması tehlikenin boyutlarını gözler önüne sermektedir. Parçala ve yönet siyasetinden yararlanmak isteyen Putin hükümeti 2002 genel sayımında Kazan Tatarlarını 45 etnik gruba ayırmıştır. 2021 yılında Rusya’da yeni bir genel sayım yapılacaktır. Sayımın sonuçlarının millet yararına olmayacağı aşikârdır.
Günümüzde Tatar dili “mutfak dili” seviyesine getirilmiştir. Sadece konuşma ve şarkı-dans için kullanılan dile “mutfak dili” denir. UNESCO uzmanları, “mutfak dili” diye tabir edilen dillerin geleceği yoktur, fikrini savunmaktadır. Kazan Tatarları yüzyıllardır Rus zulmüne ve Ruslaştırma siyasetine karşı büyük bir direniş göstermiş ve göstermeye devam edecektir. Son milliyetçi Kazan Tatarı ölene dek Tatar dili yaşamaya, yaşatılmaya ve konuşulmaya devam edecektir!
Bir yanıt yazın