Sn. Erdoğan son açıklamalarında, “Batı ile işbirliğine devam edeceğiz, Batı ile uyumlu çalışacağız.” Anlamında cümleler kurmakta. Bu sevindirici bir gelişmedir.
Türkiye’nin yeri de, yönü de elbette Batı olmalı. Bu asil millet, Batı’nın yaşadığı refahı ve standartları hak ediyor.
Bu nasıl olacak?
Yıllarca “Ey batı!”, “Ey AB!..” nutukları atıp bu da yetmezmiş gibi; “Hilal, haç” benzetmesiyle iç siyasete oynayacaksın. Ekonomi dibe vurunca Batı’ya yöneleceksin. Elbette Batı, o ama: diplomasi dili bu olmamalı.
Tamam da Batı buna inanır mı?
Siz Batı olsanız inanır mıydınız?
Kaldı ki Batı, J. Biden yönetimiyle de iş birliğine başlayacak iken. J. Biden yönetimindeki ABD, Batı ile daha sıkı işbirliği yapmayı benimsemişken.
İç ve dışta güven şart. 14.01.2021 günü İsmail Küçükkaya’nın programında konuşan; bir dönemin AKP’de ekonomiden sorumlu ve AB müzakerecisi: A. Babacan, bu konuya dikkat çekerek: “Sn. Erdoğan o kadar zikzaklar çiziyor ki, kimse güvenmiyor. İçteki yatırımcı bile sessizce yurt dışına yatırım yapıyor. Yatırımcı, acaba bir gün benim yatırımıma el konur mu endişe ve kaygısını yaşıyor. Erdoğan ve ekibine güven duyulmadığı gibi çok zikzak yapan Bahçeli’ye de güven duyulmuyor.” Tespitinde bulundu.
AKP bu ülkeyi krizden çıkarabilir mi?
Çıkarma gücü olsaydı ülke, bu hale gelir miydi?
Batı’ya da, yatırımcıya da güven verilmeli ki üretim yapılsın, yabancı sermaye gelsin.
“Benim alanım ekonomi” diye açıklayıp, “FAİZ sebep, enflasyon sonuçtur” ekonomik dehada bulunup, faizleri artırmak neyin nesidir? Dış sermaye, kısa dönem yüksek FAİZDEN yararlanıp, kazancını ülkesine geri götürecektir; istihdama dayalı yatırım yapmadan.
Hem hukuk reformu yapacağız diyecek hem de yargıya talimat vermek nasıl bir ikilemdir.
Bütün bunları bilen Batı, size nasıl güvenip de sizi aralarına alacaklar?
Ne diyor A. Babacan: “ Zaten yargıya da güven kalmadı. Sn. Erdoğan derhal kuvvetler ayrılığı ilkesine inanmalı, hukuku bağımsız hale getirmeli, liyakatlı bürokratlar yerine kendini memnun edecek şeyleri söyleyen ve yapan bürokrasiden de derhal uzaklaşmalı”
Batıyı haçlı diye alenen iç siyasette kullanacaksın, Batı’yı yerden yere vuracaksın, ey Batı, Ey AB diye tiye alacaksın. İşine gelince de Batı ile işbirliğine hazırız…
Adama sorarlar: “Hangi dağda kurt öldü”, ”Bayram değil seyran değil eniştem beni neden öptü?” diye
Batı ile işbirliği yapmanın en basit yolu hukuku bağımsızlaştıracaksın. Batı’nın kullandığı “KAMU İHALE YASASINI” Türkiye’de uygulayacaksın. Uygulayacaksın ki Batı, sana güvensin. Devletin cebinden kuruş çıkmayacak deyip: geçiş, hasta, yolcu garantileri için 2021 yılında ödenecek: 31 milyar TL. nereden ödenecek?
Şeffaf olacaksın, hesap vereceksin, sorulara gerekli yanıtı vereceksin. Ayrıştırıcı dili terk edip, her olumsuz olaya “Erişim yasağı” koymayacaksın. Beğenmediğin belediyelere, kurumlara ve STK’na kayyum atamaktan da vaz geçeceksin. Yargıyı devreye sokup, yargı yolunu tercih edeceksin.
Ki Batı seninle iş birliğine sıcak baksın ve yanaşsın!
En büyük yıkım ve iflas, GÜVEN kaybıdır. A. Babacan’a göre hükümet ve Sn. Erdoğan ile Sn. Bahçeli bu talihsizliği yaşamaktalar.
Esen kalınız. Nazım PEKER
Bir yanıt yazın