OPERASYON ÇOK BAŞARILIYDI ANCAK ANNEMİ KURTARAMADIK!

Annem 81 yaşındaydı. Uzun yıllardır beyninde habis bir tümörle yaşadı.

Doktorlar, ısrarla “Sonu daha da ağır olur, hemen ameliyat olması gerekir” dedikleri halde, ameliyat olmaya bir türlü ikna edemedik. Israrla “Temelli kötürüm olurum. Yaşayacağım kadar yaşayıp, sonra öleyim” diyor, avuç avuç ilaç içerek kendini idare ediyordu.

2019’da doktorların dediği oldu ve annem yatağa düştü.

Bakımı çok zordu. Mecburen hastaneye kaldırdık Çankırı’da!

Hastanenin beyin cerrahı Dr. Barış Yaşar Bey ısrarla “Ameliyat yapalım, düzelme ihtimali var” diyordu.

Ancak ailesi olarak tam karar veremiyorduk; annemin ameliyat masasında kalabileceğini tahmin ediyorduk!

Ankara’dan telefonla Dr. Barış Yaşar’ı arayarak kendisine aynen şöyle dedim:

-“Hocam, annemin durumu sizce de malum. Aile içinde ameliyata razı olmayanlar var. Onları ikna edebilmek için sizin kanaatiniz önemli. Mesela aynı durumda sizin anneniz olsa, ameliyat yapar mıydınız/Yaptırır mıydınız?” diye sordum.

Hocanın cevabı;

-“Bir an bile düşünmem, derhal yapardım/yaptırırdım” oldu.

Aynı şeyleri Çankırı’ya gittiğimde karşılıklı olarak da konuştuk.

Sonra doktoru araştırdım; “Çok iyi” dediler. Hatta Kastamonu ve Çorum gibi civar illerden gelip ona ameliyat olan hastalar bulunduğunu, haftanın belli günleri Ankara’ya gelip ameliyatlara katıldığını bile söylediler.

Bunun üzerine ameliyata razı olduk. Ameliyattan sonra Dr. Barış Yaşar Bey, “Ameliyatın çok başarılı geçtiğini ve tümörü tamamen temizlediğini ” söyledi.

Sevinmiştik; annemiz iyi olacaktı!

Doktora bin bir teşekkür ettik. Ancak annemiz bir ay sonra tekrar fenalaştı ve ikinci kez operasyona tabi tutuldu.

Sonuç; annem ameliyat masasında öldü(02.08.2019)!

Yani operasyon son derece başarılıydı ama annemizi kaybetmiştik!

Dr. Barış Bey, üzüntülü bir ses tonuyla özür diledi bizden.

Oysa o, tıbbın kendisine sunduğu bütün imkanları kullanarak elinden geleni yapmıştı; bu sebeple kendisine diyecek sözümüz yoktu.

Teşekkür ettik, bizi gerçek bilgiyle ve açık yüreklilikle aydınlattığı için.

 …

Dün akşam CNN TÜRK’deki “Tarafsız Bölge” ve Habertürk’deki “TEKETEK” programlarının konusu “Gara Operasyonu” idi.

Programlara katılan bazı yorumcuların söylediklerini duyunca annemin tabi tutulduğu operasyonu hatırladım nedense; operasyon başarılı ama hastayı kaybettik!

Habertürk’de Prof. Dr. Hüseyin Bağcı ve Em.General Gürsel Tokmakoğlu operasyonu başarılı, Em.Albay Eray Güçlüer ise kısmen başarılı buldular.

“Operasyon başarılı” diyen Hava Kuv. İstihbarat Eski Başkanı Em. General Gürsel Tokmakoğlu’nun bir sözü özellikle dikkatimi çekti.

Dedi ki; “Eray (Em. Alb.Eray Güçlüler) ve ben olsaydık, şehitlerin mağaradan çıkmalarını/çıkarılmaları beklerdik.Çünkü kurmay aklı böyle düşünür!”

Yani general Tokmakoğlu bir yandan “Operasyon başarılı” diyordu, bir yandan da askerlerin mağarada tutuldukları ve durumlarının net olarak bilinemediği bir ortamda operasyon yapılmasının yanlış olduğunu ima ediyordu.

Ancak aktif görevdeki silah arkadaşlarına toz kondurmamak için de operasyonu başarılı bulduğunu söylüyordu!

Em. Albay Eray Güçlüer ise Fatih Altaylı’nın “Eray Bey, siz Gara’ya yapılan bu operasyona, Kurtarma operasyonu değildir mi demek istiyorsunuz?” sorusuna, “Hayır öyle demiyorum ama” dedikten sonra hık mık ederek operasyonun iyi planlanmadığını, aktif askerliği sırasında katıldığı operasyonlarda kendi yaşadıklarından örnekler vererek bazen işlerin istenildiği gibi gitmeyebileceğini söylüyordu.

Prof. Dr.Ümit Özdağ ise çok daha önemli şeyler söylüyor ve Cumhurbaşkanının, partisinin Rize kongresinde söylediği; “Irak’ın kuzeyindeki terör yuvalarını dağıtmak için başlattığımız Pençe-Kartal 2 Harekatı’nda şehit olan 3 asker ile teröristler tarafından alçakça katledilen, şehit edilen 13 kardeşimize Allah’tan rahmet diliyorum. Bu kardeşlerimizin bir kısmı 5 yıl, bir kısmı 6 yıl bu teröristlerin ellerinde esirdi. O günden bugüne kardeşlerimizi nasıl bu teröristlerin elinden kurtaracağız hep bunun hesabını yaptık, çok uğraştık. Gerek Savunma Bakanım, gerek Genelkurmay Başkanım, gerek milli istihbarat, gerek polis, hep birlikte yapılan çalışmalar neticesinde adım atıldı…”(1) şeklindeki sözleri hatırlatarak; “Gara Operasyonu”nun bir “Kurtarma Operasyonu” olduğunu ancak başarısız olunduğunu söylüyordu.

Ümit Özdağ, Vietnam Savaşı’ndaki yaşanan bir olayı: “Vietnem Savaşı’nda bir ABD uçağı düşüyor, ancak pilot yaralı kurtuluyordu. ABD güçleri pilotlarının düşman tarafın eline geçmesini önlemek için bütün ateş desteğini pilotun düştüğü bölgeye teksif ediyor ve bu ateş desteği altında pilotlarını oradan çıkarıyorlar. Pilotu hastanede ziyaret eden operasyona komuta eden komutanın yaralı pilota ‘Seni kurtarmanın devlete maliyetini biliyor musun?’ sorusuna pilotun cevabı ‘ama ben buna değerim’ oluyor!” şeklinde anlattıktan sonra devamla, “Bizim askerlerimiz de buna değerdi” diyor ve 5-6 yıl süre ile PKK’nın elinde rehine tutulmalarına göz yumulmasının izah edilemeyeceğini söylüyordu anlam itibarıyla.(2)

“Tarafsız Bölge” programına katılan Emekli Korg. İsmail Hakkı Pekin, Gara Operasyonu’nun bir “Kurtarma Operasyonu” olduğunu ve “Başarısız” olunduğunu söylüyor, Em. Asker Abdullah Ağar ise “Kurtarma” işinin operasyonun bir parçası olduğunu dile getiriyordu.(3)

 …

Şu anda Gara bölgesinde askerimiz kalmadığına ve operasyona katılan bütün birliklerin yurda döndüğüne, yani orada bir üs kurulmadığına göre; operasyonun adını varın siz koyun.

Adı ne olursa olsun; ortada bir kısmı 5-6 yıldır olmak üzere PKK’nın elinde rehin tutulan ve ısrarla milletten saklanan 13 kahraman şehidimiz var!

Üzüntümüz onun için büyüktür ve ortada “Milli Yas” ilan edilmesini gerektirecek boyutta bir büyük ve elim bir hadise vardır.

Bu durumlarda “Milli Yas” ilan edilmeyecekse ne zaman ilan edilecektir?

Şerefi tartışmalı Suudi Kralı Abdullah’ın ölümü üzerine yarıya indirilen Türk Bayrağı, onun şerefini korumak için şehit düşen vatan evlatları için yarıya indirilmeyecek de kimin için yarıya indirilecektir?

Devlet Aklı’nın yerine ben olsam, derhal 3 günlük ulusal yas ilan eder, bayrakları yarıya indirirdim.

Yetinmez, Açılım Süreci kapsamında okullarda okunması yasaklanan, ancak Danıştay’ın “OKUNMALIDIR” kararı verdiği Andımız’ı da derhal okutmaya başlardım.

Efendim, böyle yaparsak Terör Örgütü’nü sevindiririz!

Geçin bunları; bu sonuca kim sevinir, kim üzülür bilmem ama damarlarında Türk kanı dolaşan herkes sevinir!

İçişleri Bakanı, biraz önce “Murat Karayılan’ı yakalayıp bin parçaya bölmezsek bu millet ve şehitlerimiz yüzümüze tükürsün”(4) şeklindeki yemini Meclis Genel Kurulu’nda yineledi! Buyursun bölsün, bunun için bütün desteğimizle arkasında olmazsak o zaman da bu millet ve şehitler bizim yüzümüze tükürsünler!

Allah, hem PKK’nın elinde yıllardır rehine olarak tutulduktan sonra katledilen kahramanlarımıza, hem de onları kurtarmak için kendilerini feda eden kahramanlarımıza rahmet eylesin.

Allah bu tür acıları bu millete bir daha yaşatmasın.

Amin…

16.02.20121

_____________

1-https://www.milliyet.com.tr/siyaset/garadaki-13-sehitle-ilgili-cumhurbaskani-erdogandan-flas-aciklama-hepiniz-sorumlusunuz-6431779,

2-https://www.youtube.com/watch?v=H2zhiYf19sg

3- https://www.youtube.com/watch?v=xRIFdlzfjPk

4-https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/soylu-murat-karayilani-yakalayip-bin-parcaya-bolmezsek-bu-millet-yuzumuze-tukursun-1813702 &

Annem 81 yaşındaydı. Uzun yıllardır beyninde habis bir tümörle yaşadı. - gara

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir