Bu krallık hakkında hiçbir fikrimiz yoktu
Prof. James Osborne
Demir Çağı şehirlerini incelemede uzmanlaşmış bir arkeolog olan Doğu Enstitüsü’nden Prof. James Osborne, “Demir Çağında Orta Doğu’yla ilgili bir anda derin yeni bilgiler edindik” dedi. Osborne ve meslektaşları, yaklaşık 2700 yıl önce eski Türkiye’de büyük bir siyasi merkez gibi görünen şeyi keşfettiler – ve bu konuda bilgimiz bugüne kadar sıfırdı.
Hikaye, 2019’da, yerel bir çiftçinin yakınlardaki bir kanalda, üzerinde bilinmeyen bir yazı bulunan, garip bir taş olduğunu söylediğinde başladı. O sırada araştırmacılar, Türkiye’nin merkezinde, Türkmen-Karahöyük adlı dev, eski bir höyük alanını araştırıyorlardı ve çiftçinin işaret ettiği şeyi araştırmaya gittiler. Bölgenin arkeolojik buluntularla dolu olduğunu biliyorlardı, ancak buldukları karşısında şok oldular.
Chicago Üniversitesi’nden arkeolog James Osborne, 2020’nin başlarında, “Sudan dışarı çıktığını görebiliyorduk, bellerimizin etrafını sararak hemen kanala atladık” dedi.
“Eski olduğu açıktı ve yazıldığı dili tanıdık: Bölgedeki Bronz ve Demir çağlarında kullanılan Luvice dili idi.”
James Osborne
Osborne, Luvice dili konusunda uzman değildi, ancak Kral Hartapu’nun Luvice yazıtlarını tercüme eden iki uzmanla aynı koridorda çalışacak kadar şanslıydı.
Antik taş bloğun askeri bir övünme olduğu ortaya çıktı. Yerel yöneticilerin, Midas kralı liderliğindeki Frigya krallığını mağlup ettiklerini kaydediyordu. Frigya, Midas adında birkaç kral tarafından yönetildi ancak tarihler, sözü geçen kralın, dokunduğu her şeyi altına çevirmek için tanrılar tarafından lanetlendiği söylenen efsanevi kral Midas olabileceğini öne sürüyor.
O dönem Frigya yerel bir güç merkeziydi ve onu yenilgiye uğratmak büyük bir başarı olurdu, bu yüzden tableti her kim yazdı ise, güçlü bir krallığı da temsil etmiş olmalıydı – ancak araştırmacıların daha önce bu konuda hiçbir fikri yoktu.
“Bu krallık hakkında hiçbir fikrimiz yoktu, Bir anda, Demir Çağı Orta Doğu hakkında derin yeni bilgiler edindik.”
Osborne
Bu bulgu , diğer yeni bulgularla oldukça uyumlu. Birkaç kilometre güneyde, araştırmacılar Kral Hartapu’nun bir blok yazısını buldular, ancak şimdiye kadar kimse onun kim olduğunu veya neyi yönettiğini bilmiyordu.
Türkmen-Karahöyük höyüğünün büyüklüğüne bakılırsa, keşfedilecek daha çok şey var – ve ne bulacaklarını kim bilebilir?
“Bu höyüğün içinde saraylar, anıtlar, evler olacak, bu muhteşem, inanılmaz derecede şanslı bir buluntu – ama bu sadece başlangıç.”
Osborne