Rıfat Serdaroğlu
Hakim sorar; Cumhurbaşkanı’na neden hakaret ettin?
Sanık; Süleyman Soylu hakaret etti de ne oldu? Bakan oldu!
Numan Kurtulmuş hakaret etti ne oldu? Harun idi Karun ve Başyardımcı oldu!
Devlet Bahçeli hakaretin kralını etti ne oldu? Saray ortağı oldu!
Yaşar Hacısalihoğlu denen kişi hakaret etti ne oldu? Rektör ve TV Yıldızı oldu!
Mehmet Ağar hakaret etti ne oldu? Kendi zengin, oğlu AKP MV oldu!
Alaattin Çakıcı hem hakaret etti hem tehdit etti ne oldu? Tahliye edildi ve Bahçeli’nin kankası oldu!
Daha çok Hakim Bey, hangisi sayayım ki?
Eee, benim de kendime göre bir kariyer planım var Hakim Bey. Hamza Yerlikaya kadar olmayayım mı?
Zeki Müren, askerliğini kıtada yapan ve tüm malını mülkünü Mehmetçik Vakfına bağışlamış gerçek bir Paşa’dır. Acemi Alayında, el bombası atma eğitimi alırken, sıra kendisine geldiğinde taklit bombayı alır ve atarken tüm zarafetiyle “Kahrol Düşman” diye bağırır.
Bundan böyle siyasete kalite gelsin diye, “Şerefsiz-Hazine Soyguncusu-Kandil Uşağı-Zürriyetsiz-Hırsız-Türkiye Düşmanı” gibi hakaretleri yasaklıyorum.
Artık siyasette kullanılabilecek en ağır söz “Kahrol Düşman” olacaktır. (Bergamus Yasaları Md;46)
Yerli Tohum;
Yerel Tohum, yerelleşmiş o bölgeye uyum sağlamış tohumdur. Ekim alanının hava, su, toprak yapısına uyum sağlamıştır. O bölgenin zararlılarına karşı koruma duvarı örmüştür. Bu nedenle dayanıklı ve dirençlidir. İlaç kullanmaya fazlaca gerek bırakmadığı için endemik yapının ve doğal bitki örtüsünün korunmasında etkindir. Arılar, kuşlar, dost böcekler bitki döllenmesini sağlar.
Yerli Tohumun önemini anlatabilmek için şu örneği verelim;
ABD, Irak’ı işgal ettiğinde, öncelikle Irak’ın 5 bin yıllık tohum bankasını soydu ve Norveç buzullarındaki depolarına götürdü!
AKP ne yaptı?
31 Temmuz 2006’da yasalaştırdığı 5553 Sayılı Kanun’la Yerli Tohumun satımını yasakladı. Türk Çiftçisini, her yıl yeniden satın almak zorunda kaldığımız, İsrail menşeli Hibrit Tohuma mahkum etti.
Hııışşt, küfür yasak! Hadi hep beraber; Kahrol Düşman…
Gübre Fabrikaları;
AKP, 2004 yılında Gemlik Gübre-Yılyak Yakıt-İGSAŞ- Kütahya Gübre-Yıldız Entegre ’yi sattı. 2005 yılında ise Samsun Gübre satıldı. TÜGSAŞ’ın tüzel kişiliği Sümer Holding AŞ ile birleştirilerek sona erdirildi.
Gübre sektöründeki kamu kuruluşlarının özelleştirilmesiyle, milyonlarca çiftçinin temel üretim girdilerinden olan gübre fiyatları, birkaç tekelci şirket tarafından belirlenmeye başladı. Bu durum çiftçinin üretim maliyetlerinin, dolayısıyla tarım ürünlerinin fiyatlarının artmasına neden oldu.
Hııışşt, küfür yasak! Hadi hep beraber; Kahrol Düşman…
Hıfzısıhha ’nın Kapatılması;
Cumhuriyet’in yokluk içinde kurduğu, Türk Milletinin sağlığının sigortası ve teminatı olan Dr. Refik Saydam Hıfzısıhha Kurumunun “Aşı Ürettim Enstitüsü” 2004 yılında AKP Bakanlar Kurulu kararıyla kapatıldı!
Satılmadı, özelleştirilmedi, KAPATILDI.
Daha sonra kurumun tamamı, AKP tarafından 2 Kasım 2011 tarihinde kapatıldı.
Satılmadı, özelleştirilmedi, KAPATILDI.
Kapatılmanın AKP tarafından söylenen gerekçesi; “Dışardan daha ucuza alabiliriz” idi. Kapatılmanın gerçek nedeni ise; “Aşı alımlarından alınacak komisyonların yüksekliği” idi.
Türkiye’nin sağlık konusundaki en stratejik kurumu olan Hıfzısıhha işte böyle kapatıldı. Şimdi Türkiye aşı bulabiliyor mu? Nah bulabiliyor!
Hııışşt, küfür yasak! Hadi hep beraber; Kahrol Düşman…
Sayın Cumhuriyet Savcıları;
Bu olaylara sadece ekonomik kayıp olarak bakılamaz.
Bir devletin vatandaşına mutlaka sağlaması gereken sağlık hizmetinin, AKP tarafından bilerek ve planlayarak verilmemesi ve kendi milletinin sağlığına karşı yapılmış bir saldırı, bir soygun olarak bakmalı ve yakında başlayacak yargılama bu gözle değerlendirilmelidir…
Sağlık ve başarı dileklerimle 31 Ocak 2021