Sn. Erdoğan, önceki yıllara göre oldukça sıkıntılı bir dönem geçiriyor. Partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile her olumlu ya da olumsuz gidişattan direkt kendi sorumlu. Bunu da bizzat kendisi pek çok söylemi ile defalarca doğrulamıştır.
Ekonomi bozuk deniyor? Sn. Erdoğan bilmiyor mu bozuk olduğunu, işlerin iyi işlemediğini, esnafın, çiftçinin zor anlar yaşadığını? Elbette biliyor. Çünkü zeki insandır. Bu gerçeği kendisi de doğrulasa: demeyecekler mi, “düzelt o zaman” diye. Düzeltecek elemanı olsa, düzeltecek formülü olsaydı işlerin bozulmasını ister miydi?
Hukuk siyasallaştı, adalete güven kalmadı deniyor. Elbette Sn. Erdoğan da biliyor öyle olduğunu. Ama bu doğrudur dese kabul etse; demeyecekler mi düzelt:
Düzeltecek mecali olsaydı, baştan bozar mıydı? Bunu düzeltecek kadrosu da yok. Zorlama kadrolarla da işler bu kadar oluyor.
Merkez Bankası’nın içi boşaltıldı, banka likitidesi eksilerde deniyor, Doları düşürmek için 128 milyar Dolar neden buharlaştı deniyor. Sn. Erdoğan bu gerçeği bilmiyor mu? Elbette biliyor. Dese ki doğrudur: denecek, o zaman bu nerede bu dolar?
Bankanın içini dolduracağını bilse doldurmaz mı? Üretim yok, her şeyi satarak ekonomiyi de, dövizi de taşa-toprağa yatırdığını mı anlatsın! Tulumbada su yok diye öylesine mi söyledi.
Deniyor ki, eğitimde kalite de verim de düştü. Türk üniversiteleri nal topluyor. O da biliyor öyle olduğunu. Ama ne yapsın benim adamım diye liyakata bakmadan atadığı rektörleri, müdürleri mi karalasın.
Yap-işlet-devret diye yaptırılan; geçiş, hasta, yolcu otoyolların, havaalanlarının, köprülerin, şehir hastanelerinin zarar ettiğini bilmiyor mu? Bilmemesi olası mı? Elbette biliyor. Ama dönemez, dönmesi, O’nun için yıkım olur. Kim ister yıkılmayı, kim ister yanlış yaptığının bilinmesini?
O da biliyor, çözüm sürecinin bir fiyasko olduğunu. Ama şimdi dese ki bu bir hata idi. Muhalefetin ne diyeceğini, vatandaşın ne diyeceğini, akil adamları soracaklarını bilmiyor mu?
Sn. Erdoğan bilmiyor mu? O para ile asgari ücretlinin geçinemeyeceğini? Elbette biliyor. Ama ne demesi bekleniyor? Evet bu parayla geçinilmez demesini mi?
Der mi, siz olsanız der misiniz?
O’da biliyor Suriye’nin bir macera olduğunu, Süleyman Şah Türbesi’nin yerinin değiştirilmesinin tarihi bir hata olduğunu, Şam’da Cuma namazı kılmanın mümkün olmadığını.
Ne demesini beklersiniz?
Bu işlerin hepsi için yanılmışım, beceremedim, bilemedim Allah da halkım da affetsin demesini mi?
Varsayalım ki dedi.
Ne duyacağını tahmin ediyor musunuz?
Böyle bir ağırlığı hangi beden taşıyabilir?
Onun için Sn. Erdoğan; “Ekonomimiz yukarı pik yapıyor” derken de “Kapanan işyeri yok” derken de, “İşçiyi. Memuru, emekliyi enflasyona ezdirmedik.” derken de, “Muhalefet, lobiler ve dış güçler bizim başarımızı gölgeliyorlar” derken de kendince haklıdır.
Zira öteki konular, mayınlı bir tarladır. Siz mayınlı bir arazide gezinmek, oturmak ister misiniz?
Defalarca aynı deneyi yapıp farklı sonuç beklemek ne kadar anlamsız ise AKP’den de kurtuluş beklemek o kadardır. Yapabilselerdi ülke bu hale gelir miydi?
Esen kalınız. Nazım PEKER