Demokrasi ve Parti Değiştirme

Demokrasi’ye çok inananlardan değilim, Ehven-i şer, yani kötünün iyisi. En kısa tabirle bu. Demokrasi de esas olan; halkın özgür iradesi ile, kendini yönetecek olanları seçmesidir.

Ya halkın özgür iradesi yoksa?

Ya halkın seçtiğini zannettiği insanlar hakkında bir fikri yoksa?

Konu uzun, bir yazıyla özetlemek zor, lakin anlatalım.

Aşiretlerden tulum oy çıkması, yaşlı ninelere ok işaretine mühür bas, ampula mühür bas telkinleri durumu özetliyor aslında, Kuantum fiziği Profosörü ile bu nine bir oy hakkına sahip, oldu mu? Yok aslında olmadı ama olsada böyle olmasa da böyle. 

Demokrasi öğrenmeyle değişimdir, yıllardır aynı partiyi destekleyenleri görünce bu işin bir dogma’ya dönüştüğünü görmek zor değil, 

Bir partinin diğer partinin hiçbir söylemine destek vermiyor olması durumu özetliyor aslında!

Amerika, Irak’ a girerken, demokrasi götürüyorum dedi,

Keza, Fransa Afrika’ya öyle girdi.

Peki öyle mi?

Bilançoya bakılırsa, pek öyle değil.

Gelelim güncele;

Fakir milletvekili olamıyor, milletvekili adayı olmanın bir maliyeti var.

Milletvekili adayını halk önermiyor ve seçmiyor, parti seçiyor halk oy veriyor. 

Öyleyse halk şahsı değil, partiyi destekliyor. Bunun adı demokrasi değil, olsa olsa oligarşi olur. 

Yani sistem milletvekilini partinin demirbaşı yapıyor! Oysa milletvekili Özgür olmalı, partiyi mi yoksa adayı mı seçiyoruz halk olarak önce burayı netleştirmemiş lazım.

Parti değiştirme konusunda milletvekillerine hain yakıştırması doğru değil, zira; her parti de vuku buluyor nitekim, her parti eğer adı hainlikse kendi hainini itina ile yetiştirip, cilalayıp, parlatıyor!

Ya parti ekseninde kayma varsa, milletvekili ayrılmasın mı yani? Bile bile yanlış gördüğü bir yerde kalmaya devam mı etmeli?

Bir grubun, görüşün ya da toplumun içinde yetişip o na eleştirel bakmak, tasvip etmemek hainlikse, yenilikçilerin hepsi hain o zaman; Namık Kemal hain, Hazerfan hain, Dadaloğlu hain, Legari Hasan, istemezük diyen yeniçeriler, , ve hatta Atatürk hain zira yetiştikleri topluma eleştirel yaklaşıp reform ve yenilik yanlısı olmuşlardır. Oysa hainlikle yenilikçilik arasında ince bir çizgi vardır, o çizginin bir adım ötesi ihanet sayılırken bir adım berisi kahramanlıktır. Ayırd edici çizgi niyettir. Tıpkı Enver Paşa’nın Rusları yeneyim destan yazayım derken geriye acılı ağıtlar bırakması gibi.

Neyse…

Parti değiştirenlere

Partiden ayrılıp parti kuranlara,

İstifa edenlere,

Kendini eleştirenlere

Kendi partisini eleştirenlere uzaylı gibi davranmayın,

Hain gibi davranmayın.

Demokrasinin ta kendisidir o,

Haa yok; 

Ya benimsin ya kara toprağın diyorsanız,

Benden başkasına yar etmem diyorsanız,

Anlaşmazlık nedeniyle kendisinden boşanmak isteyen karısını sokak ortasında boğazlayan kıskanç zırto koca gibi elinizde bıçak kalırsınız öyle. 

Yapmayın

Milletvekilleri sizin malınız değil, halkın temsilcileridir, halk, hoşuna gitmeyen bir davranış görürse bir sonraki seçimde o vekili cezalandırır !!!

Tabi halkın bir iradesi varsa! Halkın iradesi yoksa, cemaat liderine sorar, aşiret reisine sorar, ya da okuma yazma bilen aile fertlerine sorar hangi resme mühür basayım diye!!!

Sorarlarsa Demokrasi deyin

Halkın iradesi deyin, yoksa bizi padişaklıka ya da krallıkla yönetiliyor zannederler!!! Rezil  oluruz alimallah!

Ayhan Kilic

[email protected] 

Edmonton, Kanada