Kademeli olarak da olsa aşılar geliyor ve aşılanmalara da başladık.
Soru şu:
“Aşı vurulur vurulmaz insanlar güvende olacak mı?”
Daha önce bu konuda bazı açıklamalar olmuştu. Aşılananlar maske, mesafe ve hijyene yine dikkat edecekler.
Koronavirüs aşısı şu aşamada eski yaşantımızı yerine getiremeyecek. Yapılan açıklamalardan bunu anlıyoruz. Daha uzun zaman bu virüs ile mücadeleye devam edilecek.
Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, konu ile ilgili açıklamalarda bulunarak bazı aydınlatıcı bilgiler verdi. Aşı olan insanların, hiç aşı olmamış gibi tedbirlere uyması gerektiğine dikkati çeken Özlü, aşı olan kişilerin kısıtlamalardan muaf olacağı şeklinde bir durumun olmadığını söyleyerek yukarıdaki soruya da az da olsa yanıt vermiş oldu.
Prof. Dr. Özlü’nün açıklamaları özellikle aşılanmaya başlayanların dikkat etmesi gereken bir konu olarak önem taşıyor. Bu nedenle biz de bu açıklamaları sizlerle paylaşmak istedik:
“Asla öyle bir durum yok. Aşı vurulur vurulmaz insanlar, güvende olamazlar. Aşı vurulduktan sonra 4 hafta bekleyip ikinci dozu yaptıracağız. İkinci dozdan sonra ancak 15 gün geçince antikor seviyesi belirli düzeye ulaşabiliyor. Dolayısı ile aşı olduktan ancak 1 buçuk ay sonra koruyucu özelliği kazanıyor. Kaldı ki bu koruyuculuğu da hasta olmaktan korumak şeklinde anlamak lazım, yoksa mikrobu alma ve bulaştırma açısından koruyucu bir özellik sağlayıp sağlamadığı belli değil. Aşı olan insanlarında hiç aşı olmayan insanlar gibi tedbirlere uyması gerekiyor. Salgın sürüyor. Toplumun % 80’inin aşılanması durumunda salgın durdurulabilir. Şu anda salgın devam ediyor. Her gün 7 bine yakın yurttaşımız hastalığa yakalanıyor. Her gün 100’ün üzerinde vatandaşımızı da kaybediyoruz bu hastalıktan dolayı. Dünya’da da salgın yükselişte pek çok ülkede kontrol sağlanamadı tedbirlere rağmen. Yani gevşememek lazım. Aşının olması ve uygulanması salgının kontrolü açısından iyi bir adım ama henüz aşının etkilerini görmek için çok erken. Bir de toplumun yüzde 80’inin aşılanması lazım ki biz salgını durdurabilelim.”
Şimdi de covid-19 aşıları hakkında bilinmesi gerekenleri gözden geçirelim:
İngiltere ve ABD’nin ardından AB üyesi ülkeler de koronavirüse karşı aşı kampanyalarını başlattı. Çoğu yerde neredeyse aşılamalarda sona geliniyor.
BioNTech-Pfizer ortaklığında geliştirilen ve Comirnaty adı verilen aşı, AB’nin onayını aldı. Moderna tarafından geliştirilen aşının da onay alması ileaşılamalarda hızlanma başladı.
Aşıların, hayat kurtarması, koronavirüs salgınıyla mücadelede dönüm noktası olması umut ediliyor. Bununla birlikte, kafalarda oluşan sorulara uzmanların verdikleri yanıtları da bilmemizde yarar var.
Hem BioNTech-Pfizer ortaklığında hem de Moderna tarafından geliştirilenler aşılar, mRNA teknolojisiyle geliştirildi. Bunlar, resmi makamlar tarafından kullanım için onay almayı başaran ilk aşılar.
Bu aşılarla, insan vücudundaki hücrelerde, virüste yer alan proteine özgü proteinlerin üretilmesi sağlanıyor. Bağışıklık sistemi böylelikle virüsü tanıyor, antikor üretiyor, virüsle mücadele edebiliyor.”
Bu aşılar, insan vücudundaki hücrelerde, virüse ait proteinlerin benzerlerinin üretilmesini sağlıyor. Böylelikle bağışıklık sistemi tepki olarak antikor üretiyor, virüsle mücadeleye geçiyor.
Onaylanmış bu iki aşı arasındaki en önemli fark, Moderna aşısının 30 güne kadar normal bir buzdolabında saklanabiliniyor olması. BioNTech-Pfizer aşısının ise eksi 70 derecede muhafaza edilmesi gerekiyor. Kullanıma hazır hale getirilen bu aşı ayrıca 5 günü geçmeyecek şekilde normal bir buzdolabında da saklanabiliyor.
Planlamalar, bu aşıya en çok ihtiyaç duyanlara gerekli önceliğin sağlanabilmesi hedefiyle yapıldı. BioNTech aşılarının eksi 70 derecede muhafaza edilmesi ve etkisini yitirmeden yapılması önem taşıyor. Bu nedenle, aşının aşılama merkezlerinde, mobil ekipler tarafından da yaşlılar ve bakım evlerinden yapılması öngörülüyor. En azından bu aşamada, aşıların ev doktorlarına dağıtımı söz konusu değil.
Hem Moderna hem BioNTech-Pfizer aşısının, üç hafta arayla iki doz yapılması gerekiyor. İlk doz olarak hangi aşı yapıldıysa, ikinci dozun da aynı üreticinin aşısı olması gerekiyor. Aksi yönde araştırmalar yapılmadığı için herhangi bir risk alınmaması öneriliyor.
Covid-19’u atlatmış olanların da aşı yaptırması gerekiyor. Çünkü bir kez enfekte olmuş kişilerin ikinci kez bu virüse yakalanıp hasta olmayacaklarının bir garantisi bulunmuyor.
Dünyada herkesin aşı olabilmesi için yıllara ihtiyacımız var. En gelişmiş ülkelerde bile her isteyenin aşı olabilmesi en az 2022 yılını bulacak.
Örneğin Almanya’da, 2021 yılının ilk çeyreğinde 13 milyon doz aşının yapılması planlanıyor. Her kişiye iki doz yapılması gerekiyor. Dolayısıyla ilk çeyrekte aşının yapılabileceği kişi sayısı Almanya nüfusunun onda birine ancak tekabül ediyor.
Dünyanın 7 milyar 800 milyonluk nüfusuna yetecek kadar aşının üretilmesi zaman alacak. Ama en azından en çok risk altındaki kişiler ve yaşlıların bir bölümü, 2021 yılının yazına kadar korunabilecek.
[email protected]
www.facebook.com/necdet.buluz
Bir yanıt yazın