Artık AKP ve MHP için erken seçim bir tercih değil zorunluluk…
ABD’nin yeni başkanı Joe Biden yemin ederek gorevine başladı.
Kendisine gazeteci diyen birçok köşe yazarı ve uzman yeni dönemde Amerika ile Türkiye ilişkilerinde önemli bir değişiklik olmayacağını yazarak çok iddialı cümleler kuruyorlar.
Ama kazın ayağı öyle değil maalesef.
Türkiye tarihinin en ağır ekonomik krizini yaşıyor.
Sağlık sisteminde takke düştü ve kel göründü.
Uzaktan eğitim sistemi tam bir fiyaskoyla sonuçlandı.
Hukuk sistemimiz artık ne yabancıya ne yerliye güven vermiyor.
İşsizlik can almaya devam ederken vergi, elektrik ve doğalgaz faturaları altında ezilen esnaf bir bir kepenklerini kapatıyor.
Toplum ikiye bölünmüş ve birbirlerine düşman gözüyle bakıyor.
Suriye bataklığına, terör örgütlerinin inlerine girmek ve terörü tamamen bitirmek için girdik. Maalesef yanlış politikalarımız nedeniyle onların daha güvenli bir bölgeye çekilmesine seyirci kalarak düzenli bir ordu haline gelmelerine vesile olduk.
Libya’ya Doğu Akdeniz bölgesindeki haklarımız ve ima yolu ile petrol kaynaklarından faydalanmak için girdik. Sonucunda 1 damla dahi petrolden faylanamazken Doğu Akdenizdeki haklarımızı savunamadan sessiz ve sedasız bir sekilde geri çekildik.
Bunlar bilinen ve görünen şeyler.
Biz şimdi geçelim bunları ve bilinmeyenlere bakalım…
ABD ve Avrupa başta olmak üzere dünyanın bir çok ülkesi Türkiye’nin bir Irak veya bir Suriye olmasından endişe duymakta ve özellikle olası muhtemel bir kaos ortamı sırasında sınır kapılarına dayanacak milyonlarca insanın kabusunu yaşamaktadır. Bu endişelerine gerekçe olarakta mevcut iktidarın kutuplaştırma politikalarını göstermekte ve özelliklede şiddeti çözüm olarak gören MHP’nin karar alıcı durumda olduğu Cumhur İttifakı ile hiçbir konuda uzlaşmanın mümkün olamayacağını savunmaktadırlar.
Ellerinde koz olarak kullanacakları doneler var….
Avrupa ve Avrupa Birliği Doğu Akdeniz kozunu kullanıyor. Türkiye Cumhuriyetinin asla kabul edemeyeceği şartları öne sürüyor.
Amaç anlaşmak değil tam aksine anlaşamamak. Böylelikle Türkiye’ye uygulanacak olan ambargonun alt yapısını da bu şekilde hazırlamış oluyorlar.
Amerika S-400 ve Halkbank davaları ile hem finans hem savunma sanayi tarafından Türkiyenin elini kolunu bağlamak istiyor.
Finansal bir ambargonun Türkiye Cumhuriyeti için tüm yaptırımlardan çok daha etkili olacağını gayet iyi biliyorlar. Türkiye’nin normal şartlarda dahi kaldıramayacağı bu yaptırımları kriz ortamında kaldırabilmesi ise mümkün olmadığı gibi gözardı edilemeyecek kadarda ağır olacağı gün gibi aşikardır.
Joe Biden başkanlığındaki Amerika ve Avrupa’nın AKP iktidarına sunduğu tek seçenek ise hilesiz, hurdasız, kavgasız gürültüsüz bir şekilde yapılacak olan bir erken seçim.
Özetle…
Bu bir temenni ya da mevcut hükümetin önüne konulan tercih meselesi değil.
Net ve açık olarak;
Gerek Doğu Akdeniz, gerek Suriye, gerek Libya sorunlarının çözümü ve Türkiye’nin içine düştüğü ekonomik bataktan çıkması için masaya konulan bir şarttır.
Bu yüzden en kısa zamanda erken seçime gidilecek.
Seçimin çok büyük bir ihtimalle 2021 yılının Haziran ile Ağustos ayları arasında yapılacağı kesindir.
Seçim yapılır.
Sonucunu merak etmiyorum.
Sonuçlar açıklanırken yaşanması kuvvetle muhtemel olan hicret dalgasının boyutunu merak ediyorum.
Ülkemiz ve milletimiz için hayırlı ve uğurlu olsun….