GENETİĞİ DEĞİŞMEMİŞ KESİMLER
ABD’de başkanlık seçimlerinin ardından olanları ibretle izledik.
Yorumculardan biri, Trump’ın “Amerikan toplumunun kodları”yla oynadığını söyledi.
Demek ki toplumların da kimi ‘kod’ları olabiliyormuş.
Kimi zaman da toplumların ‘gen’lerinden falan sözedilebilmektedir.
Bana öyle geliyor ki, toplumların ‘gen’lerinde çok ‘kod’larından sözetmek daha doğrudur?
Ve ‘kod’ sözcüğü, bilindiği üzere, Fransızca’dan gelmektedir.
Belli bir konuda, diyelim güvenlik, sağlık ya da trafik alanındaki ‘yasa’ların toplamı demektir (receuil des lois).
Öte yandan ‘önemli yasa’ anlamına da gelmektedir.
Örneğin, Fransa’da ‘Napolyon Yasaları’ (Codes Napoléon) günümüze değin pek az değişiklikle süregelen böylesi ‘önemli yasa’lar grubuna girmektedir.
Öyle ki, bu yasalar artık toplumun ‘gen’lerine işlemiş gibidir.
Tam da bu nedenle, ‘İletişim’ alanında, toplumların ‘gen’lerine işlemiş böylesi ‘kod’ ya da ‘yasa’lara o toplumun ‘dil’i (langage) de denilebilmektedir.
İşte bu dil ‘uygar’ (civil) bir dil de olabilir, ‘uygarlık dışı’ da (incivil).
Ve dil, daha doğrusu ‘ifade biçimi’ (langage) toplumun tümüne değil ama belli bir kesimine ait de olabilir.
Türkiye’ye gelindikte, başta AKP olmak üzere MHP ve o arada HDP’nin de belli ‘kod’ları, ‘gen’leri ve giderek ‘dil’lerinin olduğunu söyleyebilirim.
Şu günlerde AKP ve MHP’nin ‘baskın dil’ olduğu da ortadadır.
‘Eyy bilmem ne’, ‘Hey bilmem kim’ türü haykırışlar AKP’nin dili, kodu ve ‘gen’lerinin göstergesidir.
‘Asarız’, ‘Keseriz’, ‘Sıkarız’ türü tehditler ise MHP’nin dili, kodu ve ‘gen’lerinin göstergesidir.
Ancak, hemen belirtelim ki her ikisi da ‘uygarlık dışı kod’lardır.
MHP’nin 2000 yılların başlarında ‘uygar’ olma yolunda kimi adımlar attığına tanıklık ettik.
Bu durumun AKP ile ‘koalisyon’ kurma günlerine değin sürdüğü de söylenebilir.
Ne ki, ‘Kır atın yanında duran…’ diye bir uzsözümüzde olduğu gibi, son dönemde MHP’nin ‘kod’larında bir eskiye dönüş, ‘titreyip kendisine geliş’ sürecinin yaşandığını gözlemliyoruz.
Öyle ki, sıradan ‘çek senet mafyalığı’ndan, arkasında ‘Devlet’ desteğiyle artık uluslarası ‘Tam Mafya’lığa yönelmiş bulunmaktadır.
Çakıcı, Bıçakçı ve artık her ne ise o ‘mafya’ kesimleri ile Osmaniyeli Devlet’in nasıl can-ciğer kuzu sarması olduğu ortadadır.
Buna Süleyman ve nice Müleyman’ların özendiğini de biliyoruz.
Demem o ki, bu ‘Genetiği değişmemiş kesimler’, Türkiye’nin yakın geleceğinde, bilinen o ‘uygarlık dışı’ eylemlerini artıracaklardır.
Ve uzun bir süredir söyleyegeldiğim üzere, başta Dr Recep olmak üzere, bu ‘genetiği değişmemiş kesimler’, kısaca bu ‘mafya-tarikat’ koalisyonu Türkiye’de bir ‘iç savaş’ çıkaracaktır.
Türkiye’de ‘Uygarlık’ ve ‘Uygarlık Dışılık’ çelişkisi her geçen gün daha bir şiddetlenmektedir.
Artık kimin baskın geleceğini ‘zaman’ gösterecektir diyelim.
Kısası Türkiye bir ‘kaçınılmaz yol’un başlarındadır.
Öyle çıt kırıldım ‘demokrasi’ hayranlarının tahminlerinin çok ötesinde, Türkiye acımasız bir ‘çatışma dönemi’ yaşayacaktır.
Tarih böyle diyor; zerre kadar beyni olan biraz ‘Tarih’e baksa iyi olur diyeceğim.
Benden söylemesi..
Bir yanıt yazın