Öyle görünüyor ki Sn. Cumhurbaşkanı da, AKP de iyice bunalmış vaziyetteler. Ülkenin çözülmesi gereken onca dertleri varken; gündem değiştirmek; meseleleri, unutturur mu?
Şunu kabul edelim. Bu asil millet artık darbeler devrini kapattı. Darbelerin, ülkeye köklü çözümler getirmediğini bilakis ekonomik, sosyal hayatımızdan ve demokrasimizden çok şeyler götürdüğünü gördü. A. Karakoç’tan: “Gölgelikte uyuklayan miskin at,/ Arpa dolu torba görürür rüyada, /İtibarı sıfırlanmış bir gavat, /Yatar kalkar darbe görür rüyada.”
Onun için darbe lafını unutalım, darbe söyleminden siyaset yapmaktan da vaz geçelim.
Başörtüsü meselesine gelince:
MHP’nin millî olduğu yıllarda; MHP’nin de katkısıyla başörtüsü, bir daha gündeme gelmemek üzere çözüldü ve rafa kaldırıldı. Hem de raf ömrü çoooook uzun olmak üzere.
Şunu iyice aklınıza sokun artık; her iki konudan da ekmek çıkmaz.
Çünkü:
Başörtülü hâkim, savcı var mı, var.
Başörtülü öğretmen, müdür var mı, var.
Başörtülü doktor, başhekim var mı, var.
Başörtülü Milletvekili, bakan var mı, var.
Başörtülü dışişleri bürokratlarımız, büyükelçilerimiz var mı, var.
Siz artık başörtüsünün neresini problem görüyorsunuz?
Yoksa keşke MHP’nin oyununa gelmeyip bu işi, kökten çözmeyip sıkıştıkça kullansak, nemalansa idik mi diyorsunuz?
Beyler! Kim ki, başörtüsünü konu eder, gündeme alırsa biliniz ki art niyetlidir.
Çünkü Türkiye’nin meselesi de, problemi de, önceliği de ne DARBEDİR ne de BAŞÖRTÜSÜ.
Türkiye’nin gündemi ve önceliği:
Ekonomi, işsizlik, pahalılık, salgın, eğitim, çiftçi, emekli, asgari ücretli, memur ve işçilerle, siyasallaşan HUKUK, güven duyulmayan ADALET, yıpranan demokrasidir, ve ulaşılamayan AŞI. Esnaf aldığım krediyi, dükkân kiramı ödeyemiyorum demekte.
Gençler üniversiteyi bitirdim, lisansımı tamamladım ama iş bulamıyorum, KYK borcumu ödeyemiyorum. Ne olur beş müteahhide tanınan ayrıcalık bizlere de uygulansın demekte.
Köylü, üretiyorum ama kazanamıyorum. Traktörüm, tarlam haciz kıskacında buna bir çare, tarım ürünü ithalatını durdurun, bana destek olun, tarlamdan kopmayım çağrısında.
Salgında en ön cephede canları pahasına ülkeleri için yılmadan, yorulmadan mücadele eden doktorlar ve sağlıkçılarımız, Covit-19 la mücadele meslek hastalığı sayılsın, bizleri öldürmeyin feryadında.
Uzaktan eğitimden yararlanamayan öğrenciler, bize de internet erişimi sağlansın, tablet verilsin, Eba’ya ulaşamıyoruz, eğitimde fırsat eşitliği bitti feryadındalar
Ekonomi durağanlaşmış, akaryakıt zamları, doğalgaz, elektrik faturaları cep yakmakta. Emekli, memur ve işçi pahalılıktan dertli!.. Yeteri kadar aşı geldi mi aşı, siz ona bakın.
Hukuk güveni yitirmiş adalet verdiği, siyasi kararlarla kesilen parmakları acıtmakta.
İşte mesele ve GÜNDEM bunlar ve dahaları!..
Bütün bunları unut. Neymiş efendim DARBE çığırtkanlığı imiş. Geçiniz bunları lütfen. Neymiş efendim BAŞÖRTÜSÜ düşmanlığı imiş, geçiniz bunları efendim.
Gençler her sabah ana-baba eline bakmaktan utanç duymaktalar, ülkeden kaçma derdindeler.
Eğer muktedir iseniz; bunlara bir çare olun. Olun da ülke derin bir nefes alsın ve “Ohhh be! Huzur da varmış” desin.
Suni GÜNDEM kimin işine yarıyorsa, DARBE ve BAŞÖRTÜSÜ lafını o gündeme alıyordur.
Esen kalınız. Nazım PEKER