Şu nokta çok önemli:
Bir yıldan bu yana dünyayı kasıp kavuran koranavirüs belası, dünyada tarımı ön plana çıkardı. Tarım sektörü artık bundan böyle dünyanın geleceğinde belirleyici rol oynayacak.
Şunu anımsatalım:
Bazı ülkeler artık ihraç ettikleri tarım ürünleri satmıyor, depoluyor. Geleceklerin sağlama alabilmek için üretilen ürünler yedekte bekletiliyor.
Bundan böyle virüslere karşı daha dayanıklı olmak, kendimizi dış etkenlere karşı koruyabilmek için gıdaya ihtiyaç var. Bağışıklık sistemlerinin sağlamlığı da iyi beslenmeden geçiyor. Bütün bunları alt alta koyduğumuzda gıdanın önemi bir kat daha ortaya çıkıyor.
Bunun anlamı şu:
Artık, her ülke üretmek, kendi kendine yetebilecek duruma gelmek zorunda. Gelecekte daha nelerle karşılaşabileceğimizi şu anda kestiremiyoruz. Daha büyük sıkıntılar da yaşayabiliriz.
Bir de şu var:
Son yıllarda artan toprak, su ve hava kirliliğiyle ortaya çıkan iklim değişikliklerinin tarımsal üretimde sorun oluşturmaya başladı. Bunların aşılabilmesi için değişen şartlara uyum sağlayabilen genetik materyallerin geliştirilmesi ve çevre dostu üretim tekniklerinin kullanılması gerektiği ifade ediliyor.
Uzmanlar da tarımın önemini öne çıkaran açıklamalar yapıyor.
Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Muharrem Özcan, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) nedeniyle tarım ve gıdanın öneminin daha iyi anlaşılmaya başlandığını belirterek, “Tarım ve gıda üretimi dünyanın geleceğini belirleyecek” dedi.
Dünya nüfusunun artmaya devam etmesi, küresel ısınma, çevre kirliliği, su kaynaklarının kıtlığı, kuraklık, tarım arazilerinin amaç dışı kullanılması gibi nedenlerin tarım ve gıdayı dünyada önemli stratejik alanlardan biri haline getirdiğini vurgulayan Özcan’ın açıklamalarını önemsemek gerekiyor:
“Dünyada ve ülkemizde yaşanan Kovid-19 nedeniyle tarım ve gıdanın önemi daha iyi anlaşılmaya başlandı. Dünyada en önemli stratejik alanlardan birini, hatta başta gelenini tarım ve gıda oluşturmaktadır. Dünya genelinde yetersiz beslenme ve açlık sorunları yaşayan 821 milyon insan bulunmakta, her gün yaklaşık 13 bin kişi açlık nedeniyle ölmektedir. Tarım ve gıda üretimi dünyanın geleceğini belirleyecektir. Türkiye’nin dünyanın en büyük yedinci tarım ekonomisine sahip ülkesi olduğunu biliyoruz. Tarımın insanın doğrudan besin ihtiyacını karşılamasının yanında ürünlerin gıda ve gıda dışı tarıma dayalı sanayinin hammaddesini oluşturması ve dışa bağımlılığın önlenmesi gibi hedeflere de hizmet eden bir sektör olduğunu da unutmayalım. Kovid-19 salgınının insan beslenmesi ve gıdanın öneminin daha iyi kavranmasına aracı olmaktadır. Bu süreçte tarım ürünlerine ve gıdaya talep artmıştır ancak değişen çevre şartlarının üretimde kısıtlayıcı etkilerinin görülmesi, tarımın değişen ekonomik koşullara uyum sağlayabilmesi için teknoloji ile iç içe olması gerektiğini ortaya koymuştur. Ülkemizde, değişen çevre koşullarına uyum sağlayabilecek bitkisel ve hayvansal genotiplerin geliştirilmesine yönelik birçok çalışmanın varlığı, bu sorunları aşmamızda güvence oluşturmaktadır ancak daha fazla çalışmamız gerekmektedir. Çiftçiyi bilgi ve teknolojiyle buluşturacak ziraat mühendislerine ve bu sektöre katkı sunan tüm paydaşlara giderek daha çok ihtiyaç duyulmaktadır. Bu durum tarımsal eğitim, öğretimin ve ziraat mühendisliğinin önemini daha da artırmaktadır. Çok geniş bir çalışma alanına sahip ziraat mühendislerinin birçok mühendislik disiplinleriyle birlikte çalışmaları ve bu alanlarla ilgili bilgilerini arttırmaları gerekmektedir.”
Özetleyelim:
Türkiye tarım zengini bir ülke olmasına rağmen çoğu ürünleri ithal ediyor. Son yıllarda et ürünlerinin yanında bakliyat ürünlerini ithal eder hale geldik. Ülkemizde daha kaliteli yetişen ürünleri neden dışarıdan alıp para ödüyoruz? Bu paraları üreticilere destek olarak vermiş olsak daha sağlıklı üretim elde etmiş olmaz mıyız?
Artık üretmek durumundayız.
Tarım sektörünü öne çıkarmak için gereken adımları en kısa zamanda atmak ve özellikle et, sut ve diğer tarım ürünlerini en azından kendimize yetecek kadar üretmek zorundayız.
Bugünlerde tarımın içinde bulunduğu çıkmaz ve zor durumları Türkiye aşabilecek durumdadır. Zengin ülkeyiz ve bu zenginliğimizi de ortaya çıkararak tarımı eski konumuna getirerek aynı zamanda istihdam sahalarına kavuşmuş olacağız.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz
Bir yanıt yazın