ÇANLAR ABD İÇİN Mİ ÇALIYOR?

 ABD Kongre Binası “Baskınına” farklı Bakış: Çanlar ABD içinmi çalıyor?  ABD’de Kongre “Baskını”, Yaklaşan Sosyal  Patlamalara Karşı İç Dizayn Harekatı İçin Bir Kurgu muydu?
 ABD’de  ki 11 Eylül  ve bu son versiyon olan ABD Kongre Binası’nın  ”basılması” olayıda iyi incelendiğinde bir kurgu şüphesini öne çıkarmaktadır.  Bu kurgunun  kazananınında Cumhuriyetçi ve Demokratların içinde yer alan aşırı saldırgan bir dış politikaya ve içerdede toplumu demokrasi adı altında bölerek ayrıştırma olanaklarına  sahip küreselci neoconlar olabileceğini işaret ediyor. Çünkü seçimlerde ve parlementonun sözde “baskınından” mağdurluk” kazanan ve çıkarı olan sadece onlar oldu .  Verilere görede sözde diyebileceğimiz bu kurgulu “baskında” ki şüpheleri sıralarsak özetle şunları söyleyebiliriz:  Bir kere burada göstericiler  kim olurlarsa olsunlar,  ABD’de karadan veya havadan  özel birimler tarafından sıkı korunan bir Kongre Binası’na girmeleri ve yaklaştırılmaları imkansızdır. Ama  yaklaşılmış ve bir “baskın” şeklinde girilmiştir. ABD Kongre Binası dünyadaki  en iyi korunan yerlerden biridir. Yaklaşılmasına güvenlik yetkililerince bilerek izin verilmediği müddetçe  imkansızdır.  “Baskının” giriş videolarını incelediğinizde, “göstericilerin”  girişlerini kendilerine çok sorun çıkarılmadan yaptığı, girişlerdende görülüyorki bu baskının çok iyi planlandığı, kolay olduğu ve anlaşmalı olduğu belli olmaktadır.  Güvenlik açısından güvenlikçiler tarafından gerektiği gibi direnme olmamasıda bu konudaki şüpheleri netleştirmektedir.  Videolara bakınca, Kongre Binası içinde ve birazda dışında sadece tiyatroya benzeyen ve  ısmarlanmış bir tatbikatı andıran bir kaç dövüş sahnesi ve itişme kakışma olduğu görülüyor. Buda “ baskının” bir kurgu olduğuna işaret etmektedir. 

Görüntülerde şüpheleri katmerleştiren öyle garip ve açıktan görülen sahneler varki, mesela Kongre Binası’na giriş için duvarlara tırmanma gibi  olgular, hiç bir güvenlik bilgisine sahip bir uzmanın veya akıl sahibi bir insanın kabul edemeyeceği  gibi bu kadar kolaymı dedirtmeye getiren bir durumun akılda soru işaretlerini doğurmaktadır.  Sırf bu durumu göz önüne getirdiğinizdede ,  “göstericilere” dokunulmayacağının garantisinin birileri tarafından daha önceden verildiği  gibi şüpheli bir durumda  oluşturmaktadır.   Bu durumda  içerden bir elin “göstericilere” kolaylık sağlamadan girilemeyeceği bir yerin,  sanki dünyayla alay eder gibi birileri tarafından kontrol edilen medya yoluyla sözde baskın  gibi  gösterilmesinin, dünya çapında  yayılan  bu haberle birlikte bir güç  tarafından istenilen belli bir algıyı onaylattırmaya çalışan bir elin var olduğu ve bu güç tarafından bu şekilde bir algı üretilmesi  olduğunuda  ortaya koymaktadır.  

Eğer bir araştırmacı olarak diğer terör veya toplumsal olayları incelemelerde olduğu gibi,  ABD’de ki Kongre Binası baskınını yeni verilerle  ince ve detaylı düşünür ve  üst üste görüntüleri incelerseniz, görüntüleri defalarca  izleyipte   Bu görüntüleri diğer verilerle birlikte  değerlendirirseniz,  bu değerlendirmeyi  ABD’de ve dışarıda verilen siyasi demeçler, ABD ile ilgili iç ve dış gelişmeler arasındaki bağla birleştirirseniz orada şunu açıkça görebilirsinizki, olayda olması gereken imkansızlıklar, olmaması gereken kolaylıklar, pervazsızlıklar, yönlendirilen algı  yaratma ve bunun dışında ise belli bir gücün yönettiğini ve bunun  ABD halkına yönelik olarak çok acımasız ve içerde yapılmak istenen bir saldırgan siyasi iç dizayn planı olduğunuda görürsünüz .  Bilindiği gibi Capitol Hill  ( Kongre Binası) ve Beyaz Saray’a izinsiz girmek neredeyse imkansızdır.  Çünkü Capitol Hill’in ve Beyaz Saray’ın  bulunduğu bölgenin 24 saat hazır kıta ve teyakkuzda bekleyen, saniyelerle sayılı bir sürede aniden  mevzi alan  ve vur emri olan özel yetkilerle donatılmış  özel güvenlikçiler ile doludur. Bunlara esasında  ABD Başkanı dahil kolay kolay kimse müdahale edemez.  Eğer bu  baskın bir  kurgu olmasa idi , “göstericileri” Kongre Binası’nın  güvenlik yetkilileri asla belli bir radius içersine bu kadar yaklaştırmazlardı.  Buradaki en büyük soru işaretini ise hedef seçilen birimi koruma ve düşman hedefi imha  etmeyle görevli olan Milli Muhafızların, diğer toplumsal olaylara büyük bir güçle müdahale etmesine rağmen,  her nasılsa Kongre binasına yönelik olayların çok büyük bir güçle olabileceği tahmin edildiği halde Kongre Binası çevresinde yeterince olmaması ve çok sonradan olay yerindeki  müdahalelere başlamaları oluşturmaktadır. 

Görüldüğü gibi “baskın” sırasında ortada olan güvenlik gücü sadece  biraz polis, iç güvenlik, kısıtlı sayıda Milli Muhafızlardan ve FBI’dan oluşmuştur. Her zaman göreve hazır ve nazır  olan bu gibi olaylarda her yerde olan Milli Muhafızların ülkeyi her hangi bir iç dizaynında içinde olduğu bir duruma sokturmamak için, bu olaylar olmadan önce, olaylara geç  müdahale etmesi için daha önceden dizayn edildiği çok açıktır. Demekki bu “baskının” arkasındaki güçler o kadar çok önemli güçlerki askeri bürokrasideki en imkansızı bile kontrol edebilmektedir. Bu durumda olayları yönlendiren kontrolcü ekibinin ABD’de Trumpcuların dışında bir ikinci başka güç olamayacağına  göre bunun küreselci neoconlar tarafından manipüleedilerek yapıldığını işaret etmektedir.  Bu gibi olaylarda tesadüf olmaz. “Baskının”  Trump’un emri yada kendiliğinden gelişen bir olay olmadığıda olayların adım adım birileri tarafından önü açılarak kontrollü bir şekilde gelişmesinden belli olmaktadır. Çünkü bu olaylarla birlikte neocon ve küreselci olan Biden ve ekibi, “demokrasi” perdesi altında  seçimleri (Büyük hileler olduğu kanıtlandığı halde) kazansa bile, şu anda bu “baskın” bahane edilerek, Trump’u sıkıştırarak,  psikolojik harp teknikleri ve medya bu amaçla kullanılarak erkenden merkezi olan güç bürokrasisinin önemli bir ksmını ele geçirmiştir.  

Neoconlar olayların akışına göre de “baskın” sürecincede kendi lehlerine psikolojik  harp  metodlarını iyi kullanmışlar ve kontrollerindeki medya yolu ile istedikleri mağdurluğu yakalamışlardır. Bazı ürkek kitlelerin gazınıda  bu arada düzen tekrar kuruldu babında almışlar ve iktidardaki koltuğada tamda istedikleri gibi hemde birazda  erkenden oturmuşlardır.  Yukarıdaki şüphelerden ve yeni verilerden dolayı ve bize  yansıtılan bilgilerde de olduğu gibi, medyadaki görevli profesyonellerce haber olarak geçilen “baskın”   olayı, şu anda her aşamada iç ve dış sıkıntı içinde kıvranan ABD’li  küreselci güçler için bir can simidide olmuştur.  Ama ne olursa olsun, bu büyük güç gösterisiyle ve demokrasiyi savunma makyajlarıyla ABD’yi yeniden istedikleri gibi  bir iç dizayna tabi tutan neoconların,  bu yüzden kendilerine bağlı medya araçlarıyla  ortaya attıkları medyatik bilgileri onların istediği gibi yutmak doğru değildir. Bu konuda uyanık olmak gerekir. Bu konuda olaya farklıda yaklaşan ülkelerdeki resmi olmayan ağızlardan yapılan  söylemlerede  bakarsanız,  bu olaya gerçekten  Neoconlar’ın dediği gibi değil büyük bir şüphe ile yaklaşılmaktadır.   

ABD’de ki olayların , başka ülkelercede, ABD’nin   iç ve dış siyaseti, ekonomisi, sosyal haklar ve güvenlik  gibi temel  sorunlu konularında durumun yeniden ve soğuk kanlı  bir şekilde ve değişik açılardan ele alınması ve  değerlendirilmesi hem ülkelerin çıkarı hemde ahlaki açıdanda zorunludur.   Bu konuyu iyi  bir şekilde detaylı olarak ele alıp, bunları doğru verilerle beslemeden bir analiz yapılması  doğru değildir.  

Dünya yeni gelişmelerle harmanlanırken ABD’de ki  Kongre Binası’na “baskın”  olayınıda veri olarak alırsak, ABD’de  kendi içinde  yeniden harmanlanma sürecine girmiştir. Bu süreç her anlamda  dikkatli bir biçimde izlenmelidir. ABD’de önümüzdeki süreçte gelişebilecek olan hiç beklenmedik  bazı olaylardan dolayı oluşabilecek  ve sonucu dünya sistemindede hiç istenmeyen  bazı önemli yan etkilerede sebep  olabilecek açıklar ve çalkantılardan dolayıda başka ülkeler kendi tedbirlerini kendi milli çıkarları doğrultusunda sakınmadan almalıdır.
 ABD ile ilgili olarak değişik ülkelerde yapılan tartışmalardada görüyoruzki,  bu erken gard alma konusu her ülke için şimdiden ufukta artık zorunlu bir işlev gibi gözükmektedir. Çünkü bundan sonra siyasi olarak bölünmüş bir ABD’de suların eskisi gibi akmayacağı artık bellide olmuştur. Şu anda ilk görünüşte ABD’de de kaos var gibi gözüksede kaos içinde nizamın ustadı olan neoconlar ( Biden ve Hillary bunların temsilcisidir) iktidara tekrar gelmişlerdir. Bu konuda önlem olarak bazı tekniklerde düşünmüşlerdir. Ama tabiki bir farkla.  Dünya  onların iktidarı  ABD’de ki Trum’cu Milliyetçilere kısmende olsa  bıraktıkları ve istedikleri gibi at koşturdukları  bir  dünya değildir artık. Son beş yılki gelişmelerde gösterdiki ABD’de de aynı ABD değildir artık. 

Neoconların kendileride bunu çok iyi bildikleri için, Trump’un Orta sınıf bazında ve uluslarası arenadada siyasi olarak bazı değişiklikler yaptığı bir siyasi iklimde ilk operasyonlarını küresel sistemin vatanı olan ABD’nin içinde Trump’a ve onun aldığı 80 milyon oya rağmen düzenlediler. Bu operasyonu yapmalarının amaçlarından bazıları ise, ABD halkının neoconların ellerinden gittikçe kayan büyük çoğunluğunuda  kendi istedikleri bir biçimde  tekrar  kontrol altına almak için ve neoconların temsil ettiği küreselci gücün küresel menfaatlerininde,  öncelikle  sistemin vatanı olan ABD’de de garantiye alınması amacıyla ve dışarıyada  biz her zaman varız ve olacağız mesajı verecek bir şekilde göz göre göre yaptılar.  
Kısaca bu “baskın”  olayı, yeni ele geçen verilerede göre analiz edildiğindede açıkça görülüyorki,   Küreselci Neocon Bidencilerin, Trump’cu  milliyetçilere ( ulusalcılara) karşı neoconların İktidarı tam ellerine almadan önceki bir ön alma operasyonu gibi gözükmektedir.  Ve ele yeni yeni gelen yeni verilerdende  yola çıkıldığında gerçekten olayın böyle  okunacağınıda görmekteyiz. Bunun böyle olduğunu görmek içinde zaten  yeterince kanıt olduğu ABD siyasetindeki son hızlı gelişmelerden  ve neoconların Kongre çapındaki yeni ve hızlı ataklarıdanda belli olmaktadır.  Kongrenin “basılması” olayının amacını çözmek istediğimizde görülecektirki, geçmişten beri neocon icadı olan bir çok iç sorunla boğuşan ABD’yi, yeniden  dizayn etmek, neoconları halka mağdur göstermek ve ilerdeki  göreceğimiz çeşitli neocon planlarınıda ABD halkına desteklettirmek çerçevesinde yapılan bu iç operasyonun,  Amerikan halkının büyük çoğunluğunu  neoconların saldırgan küreselci ideolojisinin ve siyasetinin yeniden yanına çekmek için yapıldığını ve iç yüksek bürokrasininde buna dahil olduğunu ve bunun bir danışıklı dövüş harekatı olduğunuda ortaya koymaktadır. 

Bu  “baskın” eyleminin arkasındaki küreselci neoconların  bu “baskınla” amaçlarına  iç ve dış yansımalardan da görüldüğü kadarıyla kısmende  ulaştıklarınıda göstermektedir.  Fakat bütün bu iç dizayn etme gelişmeleri yada operasyonlarının ABD  halkının geniş kesimlerinin, özellikle zengin ve fakir diye bilinen eyaletler arasındaki  fikir ve yaşam yapısındaki  bölünmeyi, sosyal ve siyasi durumu sorgulamasını ve halkın yoğun tepkisini önleyememektedir. Eyaletlerden  ardı ardına Trump’un  lehine gelen yoğun tepkiler bunu ispatlamaktadır.  

Eyaletlerdeki yıllardır neocon politikalar tarafından yaratılan ve şimdi ise açıkça görünür olan  bir çok sorunun bundan sonrada neoconlarca çözülemeyeceği ve buna karşı gelişen tepkileride önleyemeyeceğide son günlerde eyaletlerin halklarından gelen ve gittikçede sertleşen tepkilerdende belli olmaktadır. Çeşitli ABD eyaletlerindeki zaman zaman sert ve açık bir şekilde ortaya çıkan, dipten gelen, sosyal ve siyasal düzlemde sürekli dalgalanarak oluşan huzursuzluğun, kızgınlığın  had safhaya çıktığını ve bunda geçmiş iktidarların özellikle neocon politikaların büyük payı olduğunu, halkın bu konudaki söylemlerinden bilinçli ve siyasi tavırlarındanda görebiliriz.  

Farklı ABD eyaletlerindeki halkta var olan bu huzursuzluk, kızgınlık, mutsuzluk ve gerginlik mutlaka enerjisini bir şekilde irili ve ufaklı sosyal patlamalarla önümüzdeki dönemde boşaltacaktır. Gelişen ve bir türlü durulmayan olaylardan dolayıda buna  bir şekilde şahit olacağımızıda işaret etmektedir.  Son 15 yıldır, ABD’de ki eyaletlerde gelişen sosyal sorunların birikerek,  çözümsüzlüklerle ve günden güne taşarak büyüdüğü ve bu sorunlu büyümenin sonucunda ise bir çeşit buna karşı sosyal ve siyasi patlamanın olacağı kimseye sürpriz gelmemelidir. 

Son 15 yıllık olayların akışınada bakarsak  daha öncedende böyle bir sonuca varılmasının doğal bir seyirde gelişerek oluşacağını görmemiz mümkündür. Bunu çeşitli bilimsel makalelerden, röpörtajlardan, halkın sosyal medyaya verdiği sürpriz olmayan demeçlerdende kolayca görebiliriz.  ABD’deki Son 15 yıllık siyasi gelişmeler ve buna mukabil halktaki sosyal ve siyasi hareketliliklerde bize gösteriyorki, çözülmeyen sorunların çoğalmasıyla önümüzdeki süreçte oluşacak olan;  sosyal protestolar, halk hareketleri, kaos gibi dönemleri yaşayacak olan ABD’nin, bundan sonrada ABD’nin kendi  içinde oluşacak olan; keskin siyasi ve sosyal gerginliklerle ve küçük çatışma ortamlarıyla derin ve kronik krizlere sürükleneceğinide görmekteyiz . Çünkü  bugün ABD halkının yaşamı,  müthiş bir dengesiz gelir dağılımı ve sosyal haklar açısından bireylerin ve bazı geniş sosyal grupların günlük yaşadıkları eşitsizliklerle ve adaletsizliklerle doludur.  Bu adaletsizlikleri ve eşitsizlikleri halk her gün bıktırıcı bir şekilde sosyal gerginliklerle dolu olarak yaşamaktadır. 

Son 15 yıllık dönemde ABD, Çin ve diğer ülkelerle rekabette geriledikçe,  bu olumsuz durum ABD’de ekonomiye ve toplumun aylık gelirine  ve yaşam kalitesine doğrudan yansımaktadır. 
Verilere bakarsak alt  gelir sınıflarının durumu, Trump’un iç politikalarıyla biraz rahatlasada, sorun çözülmemiştir. Bir çok eyalette gerçekten durum çok kötüleşmektedir. İşsizlik gittikçe tavan yapmaktadır. 

Yoksul sosyal gruplar  açısından; evsizlik, yaşanabilir bir emeklilik, uygulamada sağlık ve sigorta hakları zorlaşmakta  ve gençler için eğitimde fırsatlarlar sorunuda gittikçede büyümektedir.  Bu anlamda ABD’nin sistemli bir şekilde yapısal reformlar yapmadan krizi atlatması mümkün değildir. Ama ABD’de bunu yapacak bir iktidar bugün için yoktur. İktidarı ele geçiren neoconların eğitim, barınma, sağlık, sigorta, emeklilik gibi konularda reform yapması neocon idelojisine ters olduğu için bunu onlardan beklemekte yanlış olacaktır. Buda orta ve alt sınıf gruplarının iktidara kızgınlığını perçinleyecek ve iç sosyal çatışmayı körüklecek olan önemli bir  etken olacaktır. ABD bu anlamda çözemediği sorunlardan ve yıllardır oluşturulmuş sistem içindeki neocon siyasetin sonuçlarından dolayıda şu an kırılgan ve zaman zamanda sertte olabilecek bir iç çatışmanın eşiğine yaklaşan bir konumda bulunmaktadır.  

Örneğin, Detroit gibi çelik ve araba endüstrisinin kalbi yıllardır hayalet şehir haline gelmiştir. Alt gelir sınıflarında yoksulluk dibe vururken, orta sınıfta yaşam kalitesi açısından  görülebilir bir çökme yaşanmaktadır. Ve gelecekle ilgili belirsizlik, umutsuzluk  ve yoksulluk sinyalleri orta sınıf açısındanda katlanamayacak duruma doğru gitmektedir.  ABD’de bugün halk günden güne yoksullaşırken durumdan nemalananlar sadece Rothshild, Rockefeller, Bill Gates vs  gibi büyük uluslarası holdinglerin yöneticileri ve karteller olmaktadır. Bunlar zenginliklerine zenginlik katmaktadır. Bu eşitsizliği artık ABD halkı kaldıramamaktadır. 

Halk Covid 19 döneminde de bunu katmerli bir şekilde  ve yaygın olarak yaşamaktadır. Halk bu konuda da tepkilerini dışarıya yansıtmaktadır. Yani ABD halkında eğilim olarak günden güne artan tepkisel bir dinamik durum söz konusudur. Hedefe koydukları ise önemli ölçüdede neocon siyasetlerdir.  Bunun dışında diğer yoksul sosyal ve etnik gruplar olan ABD’de ki azınlıklar: Siyahiler, Latinolar, Yerliler ( Kızılderililer), Asyalılar  vs ırkçılık, ayrımcılık ve polis tarafından şiddete maruz kalma ve öldürülme olayları ile karşı karşıyadır. ABD’de halkın çoğunluğu gerçekten her anlamdada görüldüğü gibi büyük bir bunalım ve gerginlik içindedir.  Bundan dolayı ABD’nin içi sosyal anlamda son 15 yıldır sosyal eşitsizlik ve adaletsizliklere karşı toplumsal olarak kaynamaktadır.  Bu gibi konulardada  toprak ABD’de ki herkesin “ayağının  altında yavaş yavaş yanmaktadır” dense yerindedir. 

Bugün tüm bunları bilen küreselci güçler, kendi ayaklarını bastıkları ve iki yüz yıldır kurdukları ABD’nin  emperyalist sisteminin bulunduğu ve üzerinde küreselci bir üs kurdukları toprağı, kendileri açısından doğal olarak  garantiye almak  istemektedir. Bu neoconlar için yaşamsaldır ve önceliklidir. Bunu saklamamaktadırlarda zaten.  

Küreselci neoconlar, ABD sistemini kendi istekleri doğrultusunda tekrar yenilemeye çalışmak için zaten yıllardır planlar yapmaktadır. Ve yüzyıllarca sürecek bir iktidarda kalma gibi bir süreci hesap edip ve  kendilerin geleceğinide  sonsuz bir şekilde garantiyi almak içinde içerdeki büyük sosyal rahatsızlıktan kaynaklanan ve yıllardır biriken toplumsal negatif enerjinin çok büyük bir sosyal patlama seviyesine ulaşmadan, kontrollü bir şekilde boşaltılmasınıda istemekteler. İşte bu Kongre “baskınınıda” iç dizayn operasyonunda kullanmak  için neoconlar tarafından, Trump’un  isteği dışındada olsa, mitinginden sonra Trump’un neocon müdahaleye çanak tuttuğu bazı hataları da iyi hesaplanarak ve kullanılarak, kitlelerin bir kısmınında olaylar sırasında Neoconlar  tarafından manipüle edilip kullanılarak yapıldığınıda ortaya koymaktadır. Bunu görmemek iyi gözlemci olanlar için artık imkansızlaşmaktadır. Öyleki bunu neoconcu kazanan kesimin demeçlerindeki hazda, Trump’a karşı suçlamalarda ve ithamlardada açıkça görmek mümkündür.  Fakat bu bile operasyonun sonuçlarına bakarsak, ABD’yi içten dizayn etmek isteyenleri  tam olarak tatmin etmemiştir. Bunu neoconların söylevlerindeki cümle içi detaylara bakarsanız daha iyi görebilirsiniz.  Çünkü halk kendi gelecekleri ile ilgili belirsizliklerden dolayı süresiz bir şekilde homurdanmaktadır. 

ABD’de ki halkın içindeki farklı sosyal grupları değişik sosyal düzeylerde ele aldığımızdada, değişik sosyal gruplar içinde  her anlamda genel  olarak mutsuzluk ve umutsuzluk oranının çok yüksek olduğu ortaya çıkmaktadır. Bunları sosyal medyadanda izlemek olanaklıdır.  Bu mutsuz durumu  çok iyi bilen neoconlar,  işin ucunu bırakmayıp ABD’de halkı siyaseten içeriden  dizayn etme operasyonlarına devam edeceklerini ve bunu çeşitli şekillerde ve içerikte kesintisiz olarak sürdüreceklerinin işaretlerinide  vermektedirler.   Yani bu gelişmelerden anladığımıza göre, bu son gördüğümüz ”baskın” tarzındaki olay neoconlar tarafından yapılan bir son iç dizayn operasyonu olmayacaktır. Çünkü “baskın” ile en son yaptıkları iç dizayn operasyonu onlar açısından, eyaletlerdeki ayrılıkçı bölünmeler için ardı ardına gelen yeni siyasi  talepleri ve eyaletlerdeki bir birine karşı olan siyasi gruplar arasındaki  bölünmeleri ve kutuplaşmalarıda istedikleri tarzda önleyememiştir. Bunun içinde kendi planladıkları doğrultuda, halka ve muhalif güçlere karşı süresiz iç dizayn operasyonlarını devam ettirecekleri ve bunu çok sert bir şekilde  yapacakları yeni açıkladıkları sertlik yanlısı olan politikalarındanda belli olmaktadır.  

Eyaletlerdeki huzursuzluk ve belirsizlik iç karışıklığı tetikleyecek şekilde hala kaynamaktadır. ABD halkı bilindiği gibi büyük ölçüde evinde her türlü,  kullanılabilecek hafif silahlar ve makinalı tüfeklerde bulunduran bir halktır. Son bir yılda, Covid19 döneminde ABD’de vatandaşlar tarafından 20 milyon adet bireysel silah ve çok miktarda mühimmat satın alınmıştır. Bu durumda eğer sosyal ve siyasi patlamaların önü önceden alınamaz ise durum çok herkes içinde tehlikeli olabilir. Halkın temel talepleri bu yeni gelen iktidar tarafından karşılanmaz ise, halkın elindeki  mevcut silahların  bir gün neoconların kendilerine  karşı dönebileceği  düşünceside tabiki neoconları ürkütmektedir. Neoconlar bu anlamda zordadır. 
Neoconlar  esasında  bundan sonra ne yaparlarsa yapsınlar bugüne kadar halka tam hakim olamamışlardır. Bundan sonrada olabilecekleri büyük bir soru işaretidir. Çünkü onlara muhalif olan ulusalcı yada milliyetçi güçlerde eyaletlerde milyonlarca insanı  temsil etmekte ve çok aktif faliyet içindedirler. Muhaliflerinde tepeden tırnağa silahlı oldukları neocanlarca bilinmektedir. Yani ABD’de ki Trump yanlıları bugün seçimleri kaybetseler bile alanı tamamen neoconlara terk etmiş değildir. İki taraf içinde karşılıklı mücadele her anlamda değişik tonlardada olsa  kıyasıya ve hırçınca eyaletler  düzleminde devam etmektedir.  
Ayrıca bu iç dizayn için yapılan “baskına”  güvenlik açısındanda bakılırsa ve neocon söylemlerden anlaşılacağı gibide ileriye dönük olarakta uzun vadeli ve iyi planlandığı görülmektedir. Yani ABD’de ki bu son iç dizayn operasyonu, ABD’de ileride olabilecek iç karışıklara yönelik olarak halka karşı asker ve polis müdehalesini kolaylaştıran, bunun için bütçeyi yükselten ve personel alımını kolaylaştıran, daha sert uygulamalar içinde yetki kullanımını kolaylaştıran ve artıran bir durum yaratmaya yönelik olduğu ve bunun halkın desteğinide almaya çalışan  bir algı operasyonunuda içerdiğinide görmekteyiz. Ama önümüzdeki dönem içinde neocon iktidar, ABD’de ileriye dönük olarak dahada fazla askeri ve polisiye tedbirleri yoğun olarak alınsada bile, var olan siyasi ortamdanda görülüyorki,  biriken ve çözülmesi gereken ama artık çözülmeside çok güç olan kilitlenmiş iç sorunları çözemeyecektir. Çünkü  neoconlar tarafından verilen mesajlar halkın büyük çoğunluğunu  kesinlikle tatmin etmemektedir. Aksine ürkütmektedir. 

Yani  çanlar artık Neoconlar için ABD’de de ve dünyada çalmaktadır.  
Bilindiği gibi artık bugünkü ABD eskisi gibi dünyanın tek egemen gücü değildir.  Çin, Almanya, Hindistan, İngiltere, Birezilya, Fransa,  Rusya  ( sadece askeri olarak) vs büyük yol kat etmiş durumdadırlar.  Bu durum yeniden ABD’de tam olarak iktidara gelen neoconları her yerde yani iç ve dış politikada elbette sıkıştıracaktır. 

Bilindiği gibi neoconlar zamanın  kendileri lehlerine işlemediğini bildikleri için, kendi  ülkelerinde ve dünyanın çeşitli bölgelerinde hem ömürlerini uzatmak ve hemde çıkarları için çeşitli radikal çılgınlıklar yapabilme özelliğine sahip bir siyasi grubu oluşturmaktadır. Örneğin  değişik ülkelerdeki neoconlar hakkında oluşan gündemlerde: “şimdi nereye saldıracaklar”  gibi neoconlar hakkında oluşmuş kesin kanaatler olmasıda hep bu yüzdendir. Bugün küreselci neoconların ABD’de ve dünyada ayakta kalabilmeleri için dünya rezervleri içinde yeni ve büyük pastalara ihtiyaçları vardır. Ama eskisi gibi suların hepsi, ABD halkınıda  uluslarası sömürüden ve gasptan gelen paydan geçindirecek ve sus payı olarak verilecek bir  şekilde  akmamaktadır ve ABD’nin dünyadaki payı %51’den % 20’ye dusmustur ve her yıl git gide azalmaktadır. 

Küreselci neoconlar içinde artık küresel sistem alarm çalmaktadır ve tıkanmıştır. ABD özellikle neoconların bu yanlış ve saldırgan siyasetlerinden dolayıda içerde ve dışardada her bakımdan zorlanmaya başlamış durumdadır.  Bugün ABD’de krizde olan  sistem ABD  halkına eskiden olduğu gibi görecede olsa bir mutlu geleceği vaad edememektedir.  Siyasetçilerin vaatlerinede inanacak eskisi gibi bir Amerikan halkıda karşılarında yoktur zaten.  
ABD’de halk gittikçe yoksullaşmaktadır. Bundan dolayı sosyal patlama çanlarının çalmasıda ABD siyasetindeki herkesi ürkütmektedir. Bugün  ABD’de sosyal ve siyasi patlamalara karşı neoconlar  Kongre “baskını” ile ve bunu bahane ederekte iktidarı tam devir almadan geçici bir iç dizayn yapabildiler. Ama  iç sorunlardan dolayı yarın  bu tutumlarını sürdürebilecek bir durumda olamayabilirler. Halkın kendilerine verdiği kredide tükenmektedir.. Yani ABD’de ki iç tepkileri neoconlar önümüzdeki süreçte istedikleri gibi kontrol edilemeyebilir. Bu istemlerini yerine getirmelerinin önünde çok engel bulunmaktadır. Neoconlar siyasetlerini eyaletlerdeki milliyetçi yada ulusalcıların siyasi karşı çıkışlardan dolayı uygulayamabilirler.  
Bugünkü şartlarda halkı propagandaya boğarak yapılan ve ilerde daha geniş bir düzeyde halkın uyanışı ve sürdürülebilirliği zor olacak olan bu haksız dizaynın götürülerine karşı, önümüzdeki dönemde oluşacak sert halk tepkisinin,  potansiyel olarak neoconlara karşı harekete geçme olasılığınıda artıracaktır. Çünkü eyaletlerde görüldüğü gibi tepkiler çok yoğundur ve sert olmaktadır. Bu durumun nereye varacağı belirsizdir. Bunu  birazda neoconların  yeni siyasetinin akışı  belirleyecektir. Tepkiler zaten ona göre oluşmaktadır.  Çünkü halk neoconların siyasetinin  geçmişte kendilerini nasıl  yoksullaştırdığını bilmektedir. Unutmamıştır. 

Nitekim son 15 yıldır çeşitli eyaletlerden belli bir siyasi veya sosyal konuda ve belli  bir yerde son 15 yıldır toplanan ve bir birini daha önceden tanımayan ama aynı sosyal ve siyasi talep için toplanan büyük kalabalıklar görmekteyiz. Yeni siyasi durum ve iç politikalarda neoconlar eğer halkın geniş kesimlerindeki  sosyal eşitlik ve adalet duygusunu ve arayışını tatmin etmez ve halk bunu gerçek yaşamında bu yıl içinde göremez ise, halkın iktidara karşı tepkileri kontrol edilemez hale gelebilir. Bu durum ABD’de eyaletler bazında anarşinin çoğalmasına veya doğru gelişen halk hareketlerine,  karsılıklı   silah kullanımına, yeni lider ve kadroların oluşmasına ve arayışına yol açabilir. Bu süreç gerçekleşirken, buna paralel olarakta ABD kendi içinde daha fazla siyasi ve sosyal olarak zıtlaşıp, kendi İçinde keskin çizgilerle parçalanabilir.   Tabiki ABD’nin kendisi bu dışa vuran iç sorunlarını ve içinde bulundukları ve kendi yarattıkları bu iç ve dış dizayn odaklı ve çok yumaklı sorunlu süreci nasıl tamamlayacak veya nereye evrilerek çözecek bunu kısa orta ve uzun vadeli süreçlerde ve değişik dozlarda  hepimiz göreceğiz.  

Son olarak söylenmesi gereken diğer bir konu ise ABD’nin iç gelişmeleri tabiki dünyayı doğrudan ilgilendirmektedir.  Süper bir gücün yaşadığı iç sorunların halli için iktidara tekrar kısmen değil tamamen geçen ABD’li neoconların dışarıda da neler yapabileceklerini, dikkatleri önceden olduğu gibi kendi lehlerine nasıl  acımasızca savaş çıkartmada dahil dağıtma operasyonlarıyla çevirip bunu basıl süsleyeceklerini ve “suları”  nasıl tekrardan hep kendilerine akıtma strateji ve taktikleri izleyeceklerini merakla herkes beklemektedir.  
Bu sıralarda  ABD ile ilişkili olarak olan konularda, değişik ülkelerdeki analizler ve tartışmalarındanda anlıyoruzki, bundan sonra  neoconların yeni  iktidarında görece doğacak ve  olabilecek sonuçlara göre, kendince dünyadaki diğer ülkelerde tedbirler alma yolunu seçmeye başlamış durumdalar. Örneğin Biden’in  iktidarı resmen tam devir almadan iki hafta önce yapılan son AB ve Çin anlaşmasının bu tedbirlere bir örnek teşkil ettiğini söylemek yanlış olmaz. Yani ABD eski düzenini bu güne kadar dost gördükleri arasında bile bundan sonra bulamayabilir.  ABD’ye karşı bu eğilim değişik ülkeler arasında  hızla gelişirken belkide bu durum dünyanın şekillenmesindede önemli ve yeni bir rol oynayabilir. Çünkü dünyada  herkes bilmektedirki neoconların sicili hiç bir konuda temiz değildir ve güvenilemezlerde.

Neoconlar bir çok bakımdan tabiatları gereği rahat durmazlarda. Bunlar herkesce bilindiği gibi kendilerince kural tanımamazlıklarıda  vardır ve ağalık taslamayı kabaca meslek edinmişlerdir. Neoconlar olarak her zaman olduğu ve beklendiği  gibi bundan sonrada diğer ülkelerin üzerinde kurmak istedikleri bir çeşit güç ve hegemonya gösterisine, baskı, tehdit, şantaj ve şiddete açık bir kafa yapısına sahip olduklarını ve bunu devam ettirmekte isteyeceklerinide herkes bilmektedir. Kendi çıkarları için kendi halkını bile feda edebilecek veya katledebilecek bir düşünce ve yaşam şekline sahip oldukları saklanmayan bir gerçek olan neoconlara karşı, tehdit altındaki diğer ülkelerde bundan sonra en son Çin ile AB anlaşmasında olduğu gibi kendi aralarında ABD tehditine karşı olarak ortak politik önlemler alma boyutunuda hayata geçireceklerdir . ABD ve neocon politikalarda zaten ülkeleri buna itmektedir. Tüm  bunları bilen dünyadaki diğer liderler ve halklarda doğal olarak milli çıkarlar açısından  kendi tedbirlerini  kısa, orta ve uzun vadeler içinde bundan sonraki ABD ile ilgili olan ve olacak ilişkilerdede alacakları aşikardır. Ve ülkeler bundan sonra  ABD ile ilişkiler konusunda daha dikkatli olacaklardır. Çünkü herkes için dünya değişmektedir. Çok kutuplu bir dünya herkes için artık reddedilemeyecek bir gerçekliktir.   

Bugün ülkeler kendi iç ve dış politikalarını buna göre tekrar oluşturmaya çalışmaktadır. Dünyada sürekli kaybeden bir ABD ile dostluğu sürdürseler bile, çeşitli ülkeler yeni doğan olanaklarıda  tabiki kaçırmayacaklardır.  Bu gelişmeler ABD’nin bundan sonraki ekonomik, siyasi ve askeri yapılanmasınıda etkileyecektir.  Bu ABD’nin başında neoconlarda olsa bile ABD’yi değişimede zorlayacak bir olgu olarak karşımıza çıkmaktadır. 

Eğer ABD dünyadaki bu yeni çok kutuplu değişime ayak uyduramaz ise gittikçe yalnızlığa itilecektir. Ve bu yalnızlık mutlaka ABD iç politikasınada  doğrudan yansıyacaktır. Dünyada, bugünlerde çeşitli biçimlerde ve ilişkilerde, çeşitli  ülkelerin içinde ve dışındaki yeniden harmanlanma ve değişim sürecinin sürmesi  dolayısıyla, ABD’nin kendisi kendi  iç politikasındaki çözülmesi gereken acil ve tali  sorunlarını çözmeye daha fazla itilecektir.  Yada ABD dünyadaki çok kutuplu oluşan  değişime karşı gelecek ve bu tutumunda ısrar edersede sonuç olarak dünyada dahada yalnızlaşacaktır. Eski dostları azalacak, gittikçe güç kaybedecek  ve kendini kendi ülkesindeki iç çatışmaların içinde istesede istemesede  bulacaktır.  Dünyada gittikçe itibar, güç kaybedecek, sözü dinlenmeyecek,  gittikçede ülke olarak siyasi coğrafyasındada küçülecek bir ABD olacaktır. 

Kaynak Linki = https://www.tum-haberler.com/makale/canlar-abd-icin-mi-caliyor-316

 ABD Kongre Binası “Baskınına” farklı Bakış: Çanlar ABD içinmi çalıyor?  ABD’de Kongre “Baskını”, Yaklaşan Sosyal  Patlamalara Karşı İç Dizayn Harekatı İçin Bir Kurgu muydu? ABD’de  ki 11 Eylül  ve bu son versiyon olan ABD Kongre Binası’nın  ''basılması'' olayıda iyi incelendiğinde bir kurgu şüphesini öne çıkarmaktadır.  Bu kurgunun  kazananınında Cumhuriyetçi ve Demokratların içinde yer alan aşırı saldırgan bir dış politikaya ve içerdede toplumu demokrasi adı altında bölerek ayrıştırma olanaklarına  sahip küreselci neoconlar olabileceğini işaret ediyor. Çünkü seçimlerde ve parlementonun sözde “baskınından” mağdurluk” kazanan ve çıkarı olan sadece onlar oldu .  Verilere görede sözde diyebileceğimiz bu kurgulu “baskında” ki şüpheleri sıralarsak özetle şunları söyleyebiliriz:  Bir kere burada göstericiler  kim olurlarsa olsunlar,  ABD’de karadan veya havadan  özel birimler tarafından sıkı korunan bir Kongre Binası’na girmeleri ve yaklaştırılmaları imkansızdır. Ama  yaklaşılmış ve bir “baskın” şeklinde girilmiştir. ABD Kongre Binası dünyadaki  en iyi korunan yerlerden biridir. Yaklaşılmasına güvenlik yetkililerince bilerek izin verilmediği müddetçe  imkansızdır.  “Baskının” giriş videolarını incelediğinizde, “göstericilerin”  girişlerini kendilerine çok sorun çıkarılmadan yaptığı, girişlerdende görülüyorki bu baskının çok iyi planlandığı, kolay olduğu ve anlaşmalı olduğu belli olmaktadır.  Güvenlik açısından güvenlikçiler tarafından gerektiği gibi direnme olmamasıda bu konudaki şüpheleri netleştirmektedir.  Videolara bakınca, Kongre Binası içinde ve birazda dışında sadece tiyatroya benzeyen ve  ısmarlanmış bir tatbikatı andıran bir kaç dövüş sahnesi ve itişme kakışma olduğu görülüyor. Buda “ baskının” bir kurgu olduğuna işaret etmektedir.  - ensar turgev newyork

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir