GELİBOLU (Kitap)
Türk kamuoyu, Çanakkale Savaşları’nı daha çok Türk yazarların kaleme aldığı eserlerden takip ediyor.
Ama Çanakkale Savaşı konusunda çok yetkin yabancı yazarlar da var, ve hurafelerden sakınmak için çapraz okumalar çok önemli.
Mustafa Kemal’in, ilk çıkarmanın yapıldığı gün cephane bittiği için geri çekilirken rastlayıp durdurarak, “Düşmandan kaçılmaz, süngü tak, yat!” emriyle yeniden savaşa döndürdüğü erata ilişkin o çok bilinen tablonun, kaçmakta olan Türk askerler kısmını biliyoruz ama peki kovalayanlar açısından durum ne idi ?
Nigel Steel-Peter Hart’ın birlikte yazdığı “Gelibolu” adlı kitaptan izini sürdüğümüzde, çok ilginç bir bilgi karşımıza çıkıyor.
Türk askeri süngü takıp tekrar yere yatınca duraksayan Avustralyalıların başında Yüzbaşı William Tulloch bulunmaktadır. Steel-Hart anlatıyor :
“Tulloch, daha sonra, korkusuz bir Türk subayının 900 metre kadar ilerideki 261 rakımlı tepeden ateşi idare ettiğini gördüğünü bildirmişti. Nişan alıp ateş etmiş ancak onu vurmayı başaramamıştı” diye yazıyor.
O gün o saatte 261 rakımlı tepede ateşi yöneten en yüksek rütbeli komutan Mustafa Kemal idi.
…Avustralyalılar sol kanatta tepeleri aşarak hızla Conkbayırı’na
doğru yürüyorlardı.
…Yüzbaşı Tulloch, Russell Tepesi’nden [Merkeztepe] Boyun Mevkii’ne,
oradan da kuzeye doğru Düztepe ve 261 rakımlı tepeye doğru yola devam etti.
Avustralyalıların ilerlemesi karşısında Türkler geri çekildiler.
…Tulloch’un adamları 261 rakımlı tepenin yamaçlarına ancak
saat 09.00’da varabildiler.
Onlar ilerlerken Mustafa Kemal de Kocaçimen
Tepe yakınlarına gelmişti.
Denizdeki gemilerden başka bir şey göremeyen
Mustafa Kemal, askerlerine durma emri verdi.
Sonra tek başına
Conkbayırı yönünde ilerleyerek Avustralya saldırısının
kuzey kanadını görmeye çalıştı.
Orada 261 rakımlı tepeden çekilmekte olan Türk askerlerine rastladı.
Askerlerin cephane kalmadığı yolundaki itirazlarını dinlemeyerek
süngü taktırıp, yere yatmalarını emretti. Bu bir blöftü.
Blöfünde başarılı oldu ve Tulloch ile
askerlerini durdurdu. Tulloch ve askerleri durdular ve bir daha
ilerleme hızını yakalayamadılar, çünkü arkadan Türk kuvvetleri geliyordu.
Yüzbaşı William Tulloch daha sonra, korkusuz bir Türk subayının
900 metre kadar ilerideki 261 rakımlı tepeden ateşi idare
ettiğini gördüğünü bildirmişti. Ancak onu vurmayı başaramamıştı.”
Saat 10.00’da başlayarak 57. Alay’ın tüm birlikleri savaşa girdikten sonra Tulloch ve adamları hem ileri mevzilerinden hem de Düztepe’deki
ileri karakollarından atılmıştı.
YUZBASI Tulloch savas sonu verdigi mulakatlarda kaybettikleri o zamanin altin degerinde oldugunu sonradan farkettiklerini
ve inatci Türk savunmasini bir daha asla öyle yakalayamadiklarini belirtecekti.
Selen Atasoy