Enflasyon TUİK’in rakamlarına da yansıdı ve beklenenden yüksek çıktı. Her ne kadar çarşı-Pazar enflasyonu %30’larda olmasına rağmen TUİK, kendi rakamları ile bunu %14,60 olarak yayınlamıştı. Kamuoyunda TUİK’in rakamlarının inandırıcı olmadığı yönünde açıklamalar da oldu. Öyle görünüyor ki konu daha çok tartışılacaktır.
Daha sonra Merkez Bankası bir rapor yayınladı. Raporda göze çarpan bir gerçek enflasyonu temel malların etkilediği yönünde oldu. Özellikle gıda maddeleri enflasyonu azdırıyor. Temel mallara gelen zamların şu an için durdurulması bir yana, aynı kalmasını sağlamak bile mümkün görülmüyor.
Önce Merkez Bankası’nın bu konuda yayınladığı raporun bazı kısımlarını birlikte okuyalım:
“Temel mal enflasyonu Aralık ayında 1.92 puan artışla yüzde 17.24 oldu. Bu dönemde yıllık enflasyon dayanıklı mal ve diğer temel mallarda yükselirken, giyim ve ayakkabı grubunda geriledi.”
Gıda ve alkolsüz içecekler grubunda Aralık ayında yüzde 2.53 artış gözlenmesine karşın grup yıllık enflasyonunun baz etkisi kaynaklı olarak 0.47 puan azalarak yüzde 20.61 olduğu da belirtilen TCMB raporunda, “Bu dönemde yıllık enflasyon işlenmemiş gıda grubunda 0.68 puan azalışla yüzde 26.34’e, işlenmiş gıda grubunda ise 0.40 puan azalışla yüzde 15.52’ye geriledi” denildi ve şöyle devam edildi:
İşlenmemiş gıda grubunda mevsimsellikten arındırılmış veriler, taze meyvede daha belirgin olmak üzere taze meyve sebze fiyatlarında artışa işaret etti.
Diğer işlenmemiş gıdada, yumurta (yüzde 12.86), pirinç (yüzde 5.75), tavuk eti (yüzde 5.49) ve bakliyat (yüzde 2.62) kalemlerindeki hızlı fiyat artışlarının Aralık ayında da devam ettiği ve yıllık enflasyonun oldukça yüksek düzeylerde seyrettiği gözlendi.
Bu dönemde genele yayılan fiyat artışlarının gözlendiği işlenmiş gıdada aylık fiyat artışı yüzde 1.70 oldu.
Uluslararası buğday fiyatlarının da yansımasıyla ekmek ve tahıllar grubu yüzde 1.61 artarken, gerek döviz kurunun gecikmeli etkileri gerekse uluslararası fiyatlara bağlı olarak katı ve sıvı yağ fiyatları yüzde 5.09 yükseldi.
Bu gelişmelerle, taze meyve-sebze dışı gıda grubu yıllık enflasyonu sınırlı bir düşüşle yüzde 18.06 oldu.
Özetle, gıda yıllık enflasyonunda baz etkisi kaynaklı düşüşe karşın döviz kurunun gecikmeli etkileri ile uluslararası tarımsal emtia fiyatlarının seyri etkili olmaya devam etti.”
Her şey çok açık ve net.
Üretim olmadan enflasyonu aşağılara çekmek mümkün değil. Dünyanın hiçbir yönünde bunun aksi gidişini görmemiz de mümkün değildir.
Gıdada üretim neredeyse durma noktasında. Üretilen mal, tüketileni karşılayamıyor. Üretim azalınca tüketime yönelik ihtiyaçlar piyasada azalıyor. Bu da arz talep olarak ürünlerin pahalanmasına neden oluyor.
Durum böyle olunca pahalılık biter mi? Enflasyon düşer mi?
Hep söylüyoruz:
Üretmek durumundayız. Üretim olunca bolluk olur, zenginlik olur, fiyatlar düşer, enflasyon beklenen noktalara düşer.
Hiç kuşkusuz enflasyonu artıran başka nedenler de var. Ancak, Merkez Bankası’nın da gözlemlediği gibi gıda maddelerindeki yükseliş bu canavarı daha da azgınlaştırıyor.
Çiftçinin hali perişan. Et ve süt ürünleri giderek azalıyor. İşlenmiş ürünlerdeki artışlar da buna paralel devam ediyor. Bu durumda oturup enflasyonu nasıl tek hanelere indirebiliriz?
Ortaya çıkan gerçek şu:
Tarım alanında gecikmeden bir reforma yapılmalı ve üreticilerin sorunları çözülmelidir. Özellikle et ve süt ürünleri konusunda bir çalışma grubu oluşturulup, konu masaya yatırılıp, sahaya yansıtılmalıdır.
Pandemi ile birlikte gıda dünyada en önemli konu haline geldi. Bazı ülkeler ihracatı kapatıp stok yapmaya bile başladı.
Özetle, ihtiyacımız olan bazı gıda maddelerini paramız olsa bile artık ithal edemeyecek hale gelebiliriz.
Yinelemek istiyoruz: Üretim, üretim, üretim.
www.facebook.com/necdet.buluz
Bir yanıt yazın