2017’den beri restorasyonu süren Nasreddin Hoca’nın memleketi Konya Akşehir’deki Surp Yerrortutyun Kilisesi Kültür merkezi olarak açılmayı bekliyor.
Akşehir Belediyesi ve Konya Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı (KOP)İdaresince yürütülen ‘Nasreddin Hoca Mizah Köyü’ projesi kapsamında restore edilerek ‘Dünya Mizah Ustaları Sanat Evi’ olarak kullanılmasına karar verilen Surp Yerrortutyun Kilisesi, Taşınmaz Kültür Varlıkları Yüksek Kurulu’nun 18.10.1975 ve 8650 sayılı kararınca tarihi eser olarak tescil edilmişti. Neo Klasik dönem yapı karakteristiklerini yansıtan kilise, kentsel SİT alanı içinde bulunan 204 adet tescilli yapıdan biri olma özelliği taşıyor.
Yapım malzemesi yöresel taş olan kilise, yapım tekniği olarak moloz taş, kesme taş ve yer yer tuğla ile inşa edilmiş. Bugüne kadar ibadete ve turizme kapalı olan binanın restorasyonunun toplam bedeli yaklaşık 3,5 milyon TL (470.000 USD) oldu. Kilisenin ‘Dünya Mizah Ustaları Sanat Evi’ olarak resmi açılışının ne zaman yapılacağı ise henüz belli değil.
Raymond Kevorkian’ın ‘1915 Öncesinde Osmanlı İmparatorluğu’nda Ermeniler’ kitabında verdiği bilgilere göre, Konya Akşehir’de 1915 öncesinde 4 bin 950 Ermeni yaşıyordu. 1859 yılında inşa edilen Surp Yerortutyun Kilisesi’nin yanı sıra ilçede dört Ermeni eğitim kurumu da bulunuyordu. Bu okullar arasında Surp Istepannos Okulu eğitim kalitesinin üstünlüğüyle bütün vilayetlerde ün salmıştı. İlçede Ermeni zanaatkârları kürkçülük, dericilik, halıcılık ve hırdavatçılıkla tanınıyordu.
ABD merkezli savunma grubu International Christian Concern (ICC), Türkiye’nin terk edilmiş kiliseleri orijinal Hıristiyan cemaatine iade etmek için herhangi bir girişimde bulunmadığını söyleyerek hareketi eleştirdi.
ICC “Türkiye bunun yerine ya bu kiliseleri camiye çeviriyor ya da binalarını inanç turizmi alanı haline getiriyor. bunu uluslararası arenaya dini özgürlüğü nasıl önemsediği konusunda bir örnek olarak kullanıyor” dedi. Ancak din özgürlüğü ile inanç turizmi birbirine karışan bir noktadır. Devlet, kiliselerin kültürel alanlara ve müzelere dönüştürülmesinin parasal ödülünü alıyor. Geriye kalan herhangi bir Hristiyan topluluğu, ibadet amacıyla bu sitelere erişim için devlete dilekçe vermek zorunda kalıyor.
Yazıları posta kutunda oku