Cumhurbaşkanı seçilerek parti ile ilişiğinin kesilmesi dışında parti genel başkanlarını değiştir-mek fiilen mümkün olamamaktadır. Genel kurullarda liderin karşısına aday çıkartılmamakta, aday olmak isteyenler de ya kibarca uyarmakta ya da partiden atılmaktadırlar. Seçim sonuçları, hatta partinin baraj altında kalıp Meclise girememesi dahi parti liderini etkilememek-tedir. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Türkeş’in ölümünden beri partinin değişmez genel başkanıdır. 2011’de MHP’nin baraj altında kalması bile istifa nedeni olmamıştır. Partisini bitiren Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanını tek adam haline getirecek Anayasa değişikliğini gündeme getirerek partisini AKP ile bütünleştirecek bir hamle yapmıştır.
MHP-AKP mutabakatıyla ortaya çıkan Anayasa değişikliği TBMM’de 18 madde olarak kabul edilerek halk oylamasının yolu açılmıştır. 16 Nisan 2017 tarihinde yapılan halkoylaması Yüksek Seçim Kurulu’nun mühürsüz oyları geçerli sayması nedeniyle kabul edilmiş sayıldı. Şaibeli anayasa değişikliği ile getirilen partili Cumhurbaşkanlığı sisteminde Bakanlar Kurulu ve Başbakanlık kaldırılmakta, kuvvetler ayrılığına son verilmekte, TBMM‘ nin denetim yetkisi ortadan kaldırılmakta, Yargı ise Cumhurbaşkanının denetimine bırakılmaktadır. Milletvekili sayısı 600’e çıkarılmakta, seçilme yaşı da 18’e indirilmektedir. Milletvekili seçilme yeterliliği ile ilgili yaş sınırı 25’ten 18’e düşürülürken aynı maddede, eski haliyle “yükümlü olduğu askerlik hizmetini yapmamış olanlar” cümlesi de silinip “askerlikle ilişiği olanlar” cümlesi eklenmiştir. 18 yaşındaki erkek vatandaş henüz askerliğini yapmamıştır, öğrenci olduğu için de tecillidir. Tecilli olanın da “askerlikle ilişiği” yoktur!
Kabul edildiği ilan edilen anayasa değişikliği ile Meclis etkisizleştirilmiştir. Eskiden bakanlar milletvekilleri arasından tayin edildiklerinden, seçilmiş kişiler olarak halka ve Meclise karşı sorumlulukları vardı. Yeni sistemde ise, bakanlar ve bakan yardımcıları Cumhurbaşkanı tarafından atanan memur durumundadırlar. Milletvekilleri arasından seçilmedikleri için yetkili ve sorumlu değildirler. Tek yetkili olan Cumhurbaşkanına bağlıdırlar.
16 Nisan 2017 tarihinde yapılan referandumda mühürsüz oyları geçerli sayan YSK, Anayasa değişikliğinin kabul edildiğini ilan etmiştir. AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan “Artık parlamenter demokrasi diye birşey sözkonusu değil!“ diyerek meclisin yetkisiz hale geldiğini açıkça ifade etmiştir. Cumhurbaşkanı Erdoğan bu beyanı ile Anayasa’nın “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.“ şeklindeki 6. Maddesinin fiilen ortadan kalktığını ifade etmektedir.
Türk Milleti, egemenlik hakkını yetkili organlar eliyle kullandığına göre, Meclisin işlevsiz hale gelmesi, egemenlik hakkının nasıl kullanılacağı konusunu gündeme getirmektedir. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Anayasa değişikliği ile kendisine tanınmış olan yetkilere dayanarak milletin egemenlik hakkını bizzat üstlendiğini düşünüyorsa, TBMM’nin gereksizliğini de kabul etmiş demektir. Yürütme erkini kontrol etmesi gereken TBMM, Partili Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kontrolüne girdiği için asli işlevini kaybetmiş durumdadır. Siyasi partilerin görevi ise, grup toplantılarında nutuk atarak seçim çalışmalarına indirgenmiş gibidir.
Anayasa değişikliğinden sonra TBMM’de yer alan milletvekillerinin yetkisizlikleri cumhurbaş-kanlığı katında dile getirildiğine göre, mecliste boy gösteren milletvekillerinin ülke için ne iş yaptıklarını ve bunca maliyeti hak edip etmediklerini sorgulamaları da vicdani bir sorumlu-luktur.
Mevcut durumda parti liderleri fiilen milletvekillerini seçmekte, seçilenler de milletvekilliği nimetlerinden yararlanmaktadırlar. TBMM’de çoğunluğu teşkil eden AKP’nin lideri Cumhur-başkanı Erdoğan da çoğunluğu oluşturan milletvekillerini pratikte bizzat kendisi seçmektedir. Cumhurbaşkanı milletvekillerini seçecek, milletvekilliği nimetlerinden yararlandırılan bu kişilerin denetim yetkilieri ve işlevleri de olmadığından, yapacakları tek şey Cumhur-başkanının görev süresini ömür boyu uzatarak kendi geleceklerini de güvence altına almak olacaktır.
Denetlenemeyen bir güce sahip olan partili Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın rızasına nail olacakların, çocuklarını askere göndermemek için bedel ödemelerine ya da çürük raporu almalarına gerek kalmayacak, 18 yaşında milletvekili seçilme şansı verilenler askerlikten sıyı-racak, 2 yıl milletvekili yaptıktan sonra emekli sayılacaklarından, 20 yaşından itibaren hayat-larını ömür boyu garanti altına almış olacaklardır.
Kendilerini kurtaranların, çocuklarına da aynı ayrıcalıkları sağlayabilmek için “Tek Adam“ ın kapısında kuyruğa girecekleri kesindir.
TBMM’nin duvarında yazılı olan “Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir“ ibaresi, milletin gözünde “Maksat Milletvekilliği ise, Gerisi Teferruattır“ ibaresine dönüşmüş durumdadır.