Krizlerin krizi insanlık krizi ve anti- hümanizm
Ekonomik krizin konuşulması, sıradan bir olaya dönüştü. Nasılsa işler yoluna konulur diye düşünüldü. Daha doğrusu, kapitalizm bize böyle düşünmemizi söyledi.
Arkasından siyasal krizler geldi. Ne siyasetçiler ne de insanlar, bu krizlerin asıl sebebinin kapitalizm olduğunu ifade ettiler. Ne de sorguladılar. İşi bulaşa bağladılar.
Servet sınıfının, insanlık üzerinde, nasıl tepindiğini, insanlık kendi kendine sormadı. Sorgulamadı.
Krizlerin biri geldi, ötekisi gitti. İnsanoğlu hep kendisini suçladı. “Ben başaramadım. Ben yapamadım, dedi.” Kendisine bu düzeni layık görenleri eleştirmedi, direnmedi, yollara düşmedi.
Yapay zekayı mülkiyetine geçiren servet sınıfının, insana ihtiyacı azaldıkça, yani insanın yerine makineyi ikame ettikçe, insana olan düşmanlığı arttı.
Kapitalizm ya da servet sahipleri, kendi karşısında, bir güç olmadığını bildiğinden, sömürü aşamasının bir sonrası olan anti- hümanizme geçti.
Karşısında örgütlü insan olmayınca, tek tek insanın kendisi ile savaşmaya başladı. Savaşın adını da post-hümanizm olarak belirledi.
Yani insandan sonra…
İnsanlar gene anlamamakta ısrar etti. İnsandan sonra ne var diye sormadılar.
İnsanı bireyselleştirerek, topluma düşman ettiği için, artık kapitalizmin karşısında tek tek insanlar vardı. Kapitalizm, insan ile olan savaşının stratejisini buna göre belirledi.
Geldiğimiz yer; insanlık krizidir.
Kapitalizmin insana karşı savaşında, devletler de servet sınıfının yanında yer alınca, insan hepten yapa yalnız kaldı.
Artık, ekonomik kriz, siyasal kriz, sosyal kriz, devlet krizi, meşruiyet krizi, özgürlük krizi gibi cinnet noktalarını çoktan aştık.
İnsanlık krizinin içindeyiz.
Servet sınıfı ve onun ortağı hükümetler ile mücadele etme mecalini kendinde bulamayan insan, kapitalizme ve sahiplerine tamamen teslim olmak, ya da akıl hastanesine gitmekten başka çaresi kalmadı.
Akıl doktorları da kapitalizm nedir bilmediğinden, cinnet için gerekli aşıyı üretemediler.
Böylece örgütsüz toplumların kaderine, krizlerin krizi insanlık krizi kaldı.
Cinneti yaşıyoruz.
18 Aralık 2020