Donanma tarihimizdeki trajik kazalardan birisi de Dumlupınar denizaltımızın batışıdır.
Sizin yanıtınız da bu kazada şehit olan 81 denizaltıcımızı anmamıza vesile oldu. Dumlupınar ve Ertuğrul şehitlerimiz başta olmak üzere denizlerde şehit olmuş tüm denizcilerimizi saygı ile selamlayarak tekrar rahmet dileyelim.
Sizi ve okuyanları sıkmaz isem kazayı ve sonrasını irdelemek isterim;
Dumlupınar ve ve İnönü denizaltıları 1953 mart ayında Akdeniz’de katıldıkları bir tatbikattan ana üslerine Gölcük’e dönüyordu. İnönü denizaltısı arızalandığı için geride kaldı ve Dumlupınar denizaltısı 3 Nisanı 4 Nisana bağlayan gece Çanakkale Boğazına girdi. Denizaltının su üstü seyrinde yönetildiği KULE’de 8 kişi seyir nöbetinde idi.
Nara Burnu Çanakkale Boğazındaki en keskin dönüş yerlerinden birisidir fakat dar değildir. Burada yaklaşık 70 derecelik dönüş vardır. Çarpışmanın gece 02.15’de olduğu belirtiliyor. Rüyetin ise düşük olduğu kaydedilmiş. Zamanın radar sistemlerinin gereğince verimli olmaması nedeniyle özellikle boğazlarda gece seyirleri zordur. Gece seyirlerinde gemilerin yakmak zorunda oldukları seyir fenerleri DENİZALTILAR HARİÇ karşı tarafı yanıltmaz.
Denizaltıların kulelerinin alçak olması nedeniyle seyir fenerleri birbirine çok yakındır ve diğer gemi bunu küçük bir balıkçı teknesi olarak algılayabilir. Bu benim de başıma geldi. Balıkçı teknesi düşündüğüm bir teknenin yaklaştığında denizaltı olduğunu anladım.
İsveç bandıralı Naboland isimli gemi büyük ve boş olduğu için Dumlupınar’ın baş tarafını ezerek üzerine çıktı ve denizaltımız çok kısa sürede baş aşağı dikilerek battı.
Kulede görevli olan 8 kişiden üçü şehit oldu, 5 kişi ise kurtuldu. Soruşturmada Naboland kaptanının Dumlupınar’ı motor sandığını söyledi. Naboland uzun süre Haliç’te tutuklu kaldı.
Nara burununda Ege istikametine giden gemiler kıyıya yakın güvenli seyir yapabilirler. Naboland bunu yapsa idi Dumlupınar’a çarpmazdı. Marmara’ya çıkan gemiler ise Nara sığlığı nedeniyle kıyıya yakın seyir yapamazlar.
Dumlupınar yaklaşık 80 mt derinlikte ve 10-15 derece meyille dibe oturdu. savaş gemilerinde, özellikle denizaltılarda tekne bölmelerle ayırılmış ve her bir bölgeye geçişlerde aralarda SU GEÇİRMEZ kaportalar (kapılar) vardır. Denizaltı batarken mürettebattan 22 kişi kıç tarafta bulunan son bölgeye geçerek su geçirmezliği sağlamışlar. Denizaltı battığında yerini belirten İŞARET ŞAMANDRASINI atmışlardır. şamandara sabah balıkçılar tarafından görülmüş ve şamandrada bulunan SP denilen ses gücüyle çalışan telefonla temas kurulmuştur.
Batık gemileri kurtarmak üzere dizayn edilmiş olan TCG Kurtaran gemisi kaza yerine gelmiş ve denizaltıya kilitlenecek olan kurtarma çanını dumlupınar’a takmaya çalışmıştır. Boğazdaki ters akıntılar, görüşün azlığı, Dumlupınar’ın deniz dibinde eğimli olması nedeniyle bu çan kilitlenecak noktaya bağlanamadığından 72 saatlik çalışma sürecinde denizaltıdaki soluma havası tükenmiş ve denizcilerimiz şehit olmuştur.
Denizaltı’dan gelen son mesaj Astsubay Selami Özben’in tarihe kazınan sözleri oldu: Sağ olun… Vatan sağ olsun!
Böylece DUMLUPINAR şehitlerimizi anmış olduk.