Yaşamakta olduğumuz covid-19’dan kurtulabilmemiz için aşıya umut bağladık. Aşının başlaması ile sorunlar çözüme kavuşacak mı? Normal hayata dönüş ne kadar sürebilir? Nüfusun ne kadar aşılanması gerekiyor?
İşte bugünkü yazımızda bu soruların yanıtı bulmaya çalışacağız.
Dünyada koronavirüs aşısı geliştirme çalışmaları yürüten şirket ve kurumlardan umut verici açıklamalar gelirken, uzmanlar “normale dönüş” konusunda, nüfusun çok büyük bir bölümünün aşılanması gerektiğini söylüyor.
Yapılan yorumlarda, seyahat üzerindeki kısıtlamaların kaldırılması, maske takma zorunluluğunun ortadan kalkması ve kalabalık etkinliklerin yeniden başlaması için daha uzun zaman olduğu belirtiliyor.
Aşıların onay alıp uygulanmaya başlamasının ardından dünya nüfusunun büyük bir bölümünün aşılanmasının aylar, hatta yıllar sürebileceği ifade ediliyor.
Mesele burada da bitmiyor. Normal hayata dönüş için gereken “sürü bağışıklığına” ulaşılıp ulaşılamayacağında aşıların etkisinin ne kadar süreceği, virüs taşıyan kişilerin bulaşıcılığını ortadan kaldırıp kaldırmayacağı ve aşının hastalığı engellemekte ne kadar süreceği gibi etkenler de önemli rol oynuyor.
Aşı ile ilgili çalışmalarının olumlu sonuçlar verdiği açıklayan şirket ve kurumlar Pfizer / BioNTech (ABD-Almanya), Gamaleya Institute (Rusya), Moderna (ABD) Oxford Üniversitesi / AstraZeneca (İngiltere) olarak sıralanıyor.
Her dört aşının da üçüncü faz klinik testlerde etkili olduğunun görüldüğü açıklandı. Ancak aşıların onay süreçleri henüz tamamlanmış değil.
Peki ama aşıların onay süreçlerinin devam etmesine ek olarak üretim, dağıtım ve depolamayla ilgili diğer unsurlar da göz önüne alındığında normale dönüş için gerçekçi takvim nasıl?
ABD’deki Mayo Clinic’te moleküler tıp bölümünden Prof. Dr. Andrew Bradley, BBC’ye yaptığı açıklamada, “Normale ne zaman ve nasıl dönüleceği konusu, herkesin aklında olan soru. Ancak bunun olabilmesi için dünya nüfusunun yaklaşık 75’inin aşılanmış olması gerekiyor” dedi.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO), virüsün yayılımının durdurulabilmesi için halkın yüzde 60 ile 70’nin bağışıklık kazanması gerektiğini söylüyor.
WHO Baş Bilim insanı Dr. Soumya Swaminathan geçtiğimiz haftalarda katıldığı bir konferansta, “SARS CoV-2’nin bulaşıcılığının yüksek olduğu göz önüne alındığında nüfusun yüzde 60 ile 70 arasında bir bölümünün bağışıklığının olması gerekiyor” dedi.
Bilim insanları, aşı programlarının uygulanarak hastalığın kontrol altına alınma çabalarının yalnızca İngiltere, Fransa ya da İspanya gibi ülkeleri değil, Afrika, Asya ve Latin Amerika’daki ülkeleri de kapsaması gerektiğini belirtiyor.
Prof. Dr. Bradley, ülkelerin kendi hedeflerinin ötesinde tüm dünya için de bu orana ulaşılması gerektiğini ve bunun yıllar sürebileceğini söyledi.
Bradley, “Hastalığın kökünün kazınması ya da yeniden ortaya çıkmasının engellenmesi için önemli olan küresel düzeyde sürü bağışıklığının sağlanması. Dünya nüfusunun 7 milyarın üzerinde olduğu düşünülürse bunu sağlamak yıllar sürebilir” dedi.
Gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelerin de aşıya erişimini sağlamak adına başlatılan Covax projesine bazı devletler, sağlık kuruluşları, ilaç üreticileri, bilim insanları ve bağışçılar destek veriyor.
Her ne kadar normal hayata geri dönüş için dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 70’lik bir bölümünün bağışıklık kazanması gerektiği konusunda genel bir fikir birliği oluşmuş gibi görünse de, aşıyla ilgili olumlu gelişmelere daha temkinli yaklaşılması gerektiğini ve yanıt bekleyen daha çok soru olduğunu söyleyenler de var.
Meksika Aşı Birliği Genel Sekreteri Dr. Rodrigo Romero, “Bu hastalık ve buna karşı bağışıklıkla ilgili tüm bilgilere yüzde 100 sahip değiliz. Bulaşma oranının azaltılması için ne kadar bir nüfusun aşılanması gerektiğini söylemek için henüz erken. Ayrıca aşıların etkinliği ve insanlara ne kadar süreyle koruma sağladığı da önemli” dedi.
Aşıyla ilgili bilinmezlere ek olarak lojistik, dağıtım ve depolama konusunda da bazı sıkıntılar olduğu belirtiliyor.
Örneğin, Moderna ve Pfizer/BioNtech aşılarının çok düşük sıcaklıklarda özel teknolojiler kullanılarak depolanması gerekiyor.
Uzmanlar, kaynak sıkıntısı yaşayan ve gelişmekte olan ülkeler için bu durumun ek sıkıntılar yarattığını söylüyor.
İspanya Aşı Birliği Başkanı Dr. Amos Garcia Rojas, BBC Mundo’ya yaptığı değerlendirmede, Pfizer/BioNtech’in geliştirdiği tarzdaki aşıların taşınması ve depolanmasının ciddi yatırımlar gerektirdiğini ifade etti.
Rojas, “Her ülkeye aşıların ulaştırılma hızı, normale dönüşün zamanlaması konusunda farklı takvimlerin ortaya çıkmasına yol açabilir. Ayrıca, aşı yaptırma konusunda kesin kararını vermemiş olan çok sayıda insan var. Her aşılama programı, açık bir iletişim stratejisiyle birlikte yürütülmeli. Tüm bunlar da süreci geciktiriyor” diye konuştu.
Sürü bağışıklığına ulaşmak için gerektiği düşünülen orana ulaşılsa bile bazı uzmanlar, normale dönen hayatın pandemi döneminden farklı olabileceği uyarısı yapıyor.
Mayo Clinic’ten Prof. Dr. Bradley, yakın bir zamanda “eski hayatımıza geri dönüş olasılığının düşük olduğunu” belirterek, bu dönemde yaşananların ekonomik faaliyet üzerinde etkileri olacağını ve evden çalışma gibi bazı uygulamaların devam edeceğini ifade ediyor.
İspanya Aşı Birliği’nden Garcia Rojas da maske kullanımının pandeminin ardından da devam edeceğini umduğunu söyledi.
İnsanların bundan sonra normal grip olduklarında da diğerlerine bulaştırmamak adına maske takmayı tercih etmek isteyebileceğini belirten Garcia Rojas, “Restoran ve barlar, daha düşük kapasiteyle çalışmaya başlayacak ve seyahatler de sınırlı olacak” dedi.
www.facebook.com/necdet.buluz
Bir yanıt yazın