Ülkenin acı gerçeği, ruhsatsız silahlarla kutlamalar olduğu kadar, yaralama ve cinayetler de eksik olmuyor. Bir şekilde insanlar silahlanıyor!
Ne hikmettir bilinmez ama bu tehlikeli oyuncak silahla neyi kutluyoruz?
Erkeklik gösterisi mi?.. Cesaret timsali mi?.. Ego tatmini mi?.. bilinmiyor. ‘’At avrat silah’’ diye taaaa eski Türklerden kalan bir deyimin dışa vurumu mu?
Normal aklı çalıştıran bir kimsenin bu sorulara mantıklı cevap vermesi mümkün değildir. Üstelik hiçbir faydasını görmediğimiz, aksine acılara, onulmaz travmalara, maddi manevi yıkımlara neden olduğu halde bu silahlanma yarışı neden?
Mantıklı bir cevap veremesem de, bizim silah kültürümüzün yanlış bir şekilde gerçekleşmesidir. Malum, yasa gereği bazı kişi ve kurumlara silah bulundurma ve taşıma ruhsatı verilmektedir. Bunun kıstasını belirleyen devlet, yeterli bir şekilde denetim altına alamıyor ki, silah taşıma ve bulundurmanın haricinde kaçak silahlanmanın daha çok ve yaptırımının yetersiz olduğu görüşü hakim. Yani cezası yetersiz oluyor ki, bunu göze alabiliyorlar!
Düğün konvoylarında ve eğlencelerinde havaya silah atarak kutlamanın bu ülkede binlerce can kaybına neden olduğu, bir çok kişiyi sevdiklerinden ayırdığı halde, üstelik tüm uyarılara rağmen fitursuzca kullananlara nasıl mani olunur devlet düşünmeli ve gereğini yapmalıdır.
1993 yılında, torununun bir kaza kurbanı olması nedeniyle ‘UMUT’ vakfıı kurarak, bireysel silahlanmaya engel olmaya çalışan Rahmetli Nadire Dedeman ve vakıf çalışanları çok özverili ve mücadeleci çalışmalarına rağmen, her ne hikmetse istenilen sonuca bir türlü ulaşamamıştır. Bu da devleti yönetenlerin yeterli desteği vermediğinden olmaktadır.
Silaha güvenen aklına güvenemiyor demek ki! Can güvenliği haricinde silaha hiçbir şekilde tevessül edilmemeli, her türlü üzücü olayların yaşanabileceği tehlikeler konusunda bilinçlendirilmelidir.
Silaha güveneceğine aklına güven
Adaletin hakim olduğu yerde, silahın yeri yoktur. J. Amyot
Emin EĞRİ
Yazıları posta kutunda oku