Özü sözü bir, güvenilir politikacılar arar olduk…
Vatanını kutsal bir emanet gibi gören, gözü gibi koruyan, vakti saati geldiğinde, zararsız ziyansız bir biçimde, asıl sahibine teslim eden politikacılar arar olduk…
18 yıldan beri (Yakında 19 yıla giriyor) AKP iktidarında görmediklerimizi görüyor, duymadıklarımızı duyuyor, yaşamadıklarımızı yaşıyoruz…
Bugün “Ak” dediklerine ertesi gün “Kara”, bugün “Kara” dediklerine bir başka gün “Ak” diyorlar.
Bugün yere göğe sığdıramadıkları arkadaşlarını, sınırsız methiyeler dizdikleri yoldaşlarını bir zaman sonra, yerin dibine sokuyorlar. Hem de yedi kat dibine…
Verilen sözler tutulmuyor.
Emekli perişan. İşçi, köylü, esnaf, memur perişan…
Plan yok, program yok, hedef yok… Bir kargaşa, bir karamboldür gidiyor…
Ülkemizin malları “Yağma Hasan’ın Böreği” gibi haraç mezat elden çıkarılıyor… Alan alana, satan satana…
Ne fabrika kaldı ne tesis… Ne toprak kaldı ne orman…
Bir de başımıza Katar çıktı şimdi… Satın almadığı, girmediği yer kalmadı.
Adam “Milliyetçiyim, vatanseverim” diyor, kendisinden başka herkesi hainlikle suçluyor, yurtseverliği kimseye bırakmıyor ama gözünün önünde her şey satılığa çıkarılıyor, kılı bile kıpırdamıyor. Dut yemiş bülbül gibi susuyor.
Daha da kötüsü, koca koca politikacılar, gözümüzün içine baka baka yalan söylüyorlar.
Yalanla yatıp, yalanla kalkıyorlar.
Günümüzde yalan ve yalan söylemek, politikacıların aşı ekmeği, geçim kaynağı oldu…
Neye inanacağımızı, kime güveneceğimizi şaşırdık…
Başarılı gözükmek, oy ve taraftar kazanmak, yurt dışına güvenli bir ülke görünümü vermek uğruna, bu Covid–19, pandemi döneminin başından beri, halka yalan söylediler. Yalan bilgiler verdiler.
Oysa doğrular söylenmeli, doğru bilgiler verilmeliydi ki salgınla mücadelede halkımız başarılı olsun; çevresini ve kendisini koruyabilsin.
Bu yapılmadı. Bu yöntem uygulanmadı.
Onların hedefinde sadece 65 yaş üstü vardı. 65 yaş üstünü eve hapsettiler, iş bitti… Sorunu çözdüklerini sandılar.
Korona virüs bilim kurulu da görevini yerine getirmedi. Etkin önlemler almadı. Verilen yanlış korona virüs vakalarına ve sayılarına ses çıkarmadılar, siyasal düzene teslim oldular…
Bazı politikacılar da korona virüs salgınında, doğruları, kendileri söylemedikleri gibi söyleyenleri de vatan haini olmakla suçladılar.
Gerçekler gizlendi. Bu yüzden insanlarımız hastalıkla mücadeleye gerekli önemi vermediler. Salgın hızla yayıldı.
Böylece pandemide on binlerce yurttaşımız hayatını kaybetti.
Ama ne kadar gizlenirse gizlensin, ne kadar saklanırsa saklansın, geç de olsa, gerçeğin kendini gösterme gibi bir huyu, bir niteliği vardır.
Neyse ki İmamoğlu, gerçek pandemi rakamlarını ortaya saçtı da ülkenin kötü gidişi gün yüzüne çıktı.
Yapılan baskılar, doğru bilgilendirmeler ve sert eleştiriler sonucunda Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, gerçekleri açıklamak zorunda kaldı.
Böylece vatan hainliği ile suçlanan Türk Tabipler Birliği ve Ekrem Başkan haklı çıktı…
Keşke pandemi verileri bu kadar uzun zaman gizlenmeseydi de halkın sağlığı tehlikeye atılmasaydı.
Bugünkü ortamda pozitif vaka sayısında Avrupa’da birinciyiz. Dünyada beşinciyiz. Oysa bu gerçeği bu güne değin öğrenememiştik
Rakamlar şöyle:
Türkiye: 28.351
İtalya: 25.853
Rusya: 23.675
Almanya: 18.633
İngiltere: 18.213
Ülkemizde ölüm sayısı ikiye üçe katlandı…
Korona virüs cenazeleri yıkanmak üzere, İstanbul’da, gasil hane önünde kuyrukta bekletiliyorlar.
Yalan yalanı, yalanlar ölümleri çoğalttı…
Olan yine halkımıza, yoksula, gariban vatandaşımıza oldu…