AKP iktidarının İçişleri Bakanı Beşir Atalay
31 Temmuz 2009:
“Kürt Açılımı kapsamında bir aylık süre zarfında yaptığım görüşme ve toplantılar süreç açısından son derece olumlu olmuştur” dedi.
Recep Tayyip Erdoğan:
“Biz kimsenin adım atmakta tereddüde düştüğü, İmralı olsun, Oslo olsun çok açık net… Bu adımları da attık. Niye? Acaba nerede bir şey var, bunu görelim, bununla bunu yapalım.”
(Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan Terör örgütü PKK ve onun başı Abdullah Öcalan ile görüşmeler yapıldığını söylüyor)
Recep Tayyip Erdoğan:
12 Nisan 2012
“MİT Müsteşarımızı İmralı’ya gönderen benim, Oslo’ya gönderen benim. O benim sır küpüm”
(Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ile Milli İstihbarat Müsteşarı arasında halktan gizlenecek kadar vahim nasıl bir sır olabilir ki?)
Recep Tayyip Erdoğan:
6 Ocak 2013
Ben siyasetçi olarak bu görüşmeyi yapamam, ama onların eli ayağı durumu olan devletteki ajanları, temsilcileri vardır ve bunları yapar. Ada ile de görüşür, adanın kanaatlerini, düşüncelerini arar, sorgular. Adayla görüşmeler halen var.”
(Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ada derken İmralı, görüşülen kişi olarak da Abdullah Öcalan’dan bahsediyor)
Recep Tayyip Erdoğan:
20 Kasım 2013
“Çözüm sürecinde sivil toplum, iş dünyası ve medyayı yeterince yanımızda görmedik.”
(Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan çözüm sürecini desteklemeyen, hoş karşılamayan, şüphe ile yaklaşan herkese sitem ediyor)
Recep Tayyip Erdoğan:
15 Eylül 2015
“Çözüm süreci içerisinde valilerimiz verdiğimiz talimat doğrultusunda şu andaki gibi operasyonlara girmiyordu. Belki kendilerine çeki düzen verirler diye. Bunun ardında bir hazırlık safhasına girdiler.”
(Dönemin Başbakanı iken Cumhurbaşkanı olan Recep Tayyip Erdoğan çözüm sürecinde silahları ile birlikte ellerini kollarını sallayarak cadde ve sokaklarda gezen, araçları durdurup kimlik kontrolü yapan, kendi mahkemelerini kuran, hendekler kazan eli kanlı teröristlere dokunmayın talimatını bizzat kendisinin verdiğini itiraf ediyor)
ÇÖZÜM SÜRECİNİN BEDELİNİ EVLATLARIMIZ VE MASUM HALK ÖDEDİ
20 Temmuz 2015
Şanlıurfa’da canlı bomba terör eyleminde 34 masum vatandaş can verdi.
Ankara’da İki ayrı bombanın patlamasıyla 102 kişi hayatını kaybetti.
Çözüm süreci boyunca Güneydoğuda yuvalanan teröristleri imha ederken yapılan operasyonlarda 96 asker, 68 polis, 3 korucu şehit oldu.
VE BUGÜN …………
Partili Cumhurbaşkanından Bülent arınç’a tepki:
22 Kasım 2020
“Bizim nerede durduğumuz bellidir, istikametinde değişiklik yoktur. Teröre bulaşmış, terörle el ele kol kola yürüyenler bizim temasta olduğumuz kişiler olamaz. Şu anda yargının tasarrufu altında olanlar yüzlerce, binlerce insanımızın, Yasin Börülerin ölümüne neden olanlar hiçbir zaman Tayyip Erdoğan tarafından, dava arkadaşları tarafından asla ve asla savunulmaz. Yeminli Türkiye düşmanlarını anladık. CHP içindeki tetikçileri anladık. Yıllarca aramızda olanların bunlarla aynı trene binmesini anlamadık”
ŞİMDİ SORUYORUZ….
Sayın partili Cumhurbaşkanımız, zat-ı aliniz çözüm sürecini başlatırken 5 Temmuz 1993’te, Erzincan ilinin Kemaliye ilçesine bağlı Başbağlar köyünde PKK tarafından 33 sivilin öldürülüp köyün ateşe verildiği katliamı bilmiyor muydunuz?
Sayın partili Cumhurbaşkanımız, şahsınız İmralıdaki terorist başının yanına anlaşmak için heyet gönderirken 24 Mayıs 1993 yılında PKK tarafından vahşice şehit edilen 33 askerimizi duymamış mıydınız?
Sayın partili Cumhurbaşkanımız, 21 Ekim 1993 yılında Siirt’in Baykan ilçesine bağlı Derince köyünde PKK’lı teröristlerin okul bahçesinde kurşuna dizdiği 13’ü çocuk 22 kişi arasında yer alan, 3 yaşında kefene sarılı bedeni kurşunlanmış küçük Serkan’ın fotoğrafını görmemiş miydiniz?
Şimdi çıkmış bizlere terörden, teröristen, kitaptan ve rencide olmaktan bahsediyorsunuz ve cümlenizin sonuna da “anlamıyorum” diye ekliyorsunuz.
Ama biz sizi anlıyoruz sayın partili Cumhurbaşkanı.
Biz sizi gayet iyi anlıyoruz ama maalesef konuşmamıza izin vermediğiniz için tam olarak anlatamıyoruz.
Sizi anlamayanlar anlamak istemediği için anlamıyorlar.
Bir yanıt yazın