İç işleri bakanının istifasının nedenleri ve istifanın kabul edilmeyişi bilmecesi aydınlığa kavuşmadan, Maliye bakanının istifası gündeme oturdu. Sanki Türkiye’nin hiçbir sıkıntısı yokmuş gibi halkın kafası bu istifalarla meşgul edilerek bir dizi yanlışın üzerine perde çekilmeye çalışıldı. Perde çekildikçe gizem büyüdükçe büyüdü. Bu sefer dikkatler başka yöne çekilmeye çalışıldı. Üç beş bürokrat değişimi ve arkasından altın varaklı bir söylem ortaya çıktı. Sayın başkan ‘’ EKONOMİ VE HUKUK REFORMU BAŞLATIYORUZ’’ diyerek iyice bunalmış, umutsuzluğa kapılmış halka her zaman olduğu gibi paketler, reformlar….diyerek moral vermeye çalıştı. Halbuki halk açlık, işsizlik, yoksulluk ve Corona illetiyle uğraşıyor. Ekonomi, hukuk reformlarının kendilerine fayda değil daha ağır yükler getireceği endişesini taşıyor. Dövizideki hareketlilik değil hareketliliğin halka nasıl yansıyacağı ve durumun daha da ağırlaşacağı endişesi hatta korkusunu yaşıyor.
Saraydan bakıldığında bunlar görünmüyor, görünmek istenmiyor. Halk bir avuç saray bürokratının insiyatifine kalmış ümitsiz ve çaresiz durumda. Yukarda belirttiğimiz istifalar ve sonu gelmeyen paketler Türkiye’yi nereye götürüyor? Sorusunu bırakın halkımız, yabancı ülkeler bile merakla bekliyor.
Efendim konu iç işleri bakanının istifası ve kabul edilmeyişi ile maliye bakanının istifası ve istifanın kabulünün nedenlerinin perde arkasına bakmak. Türkiyeyi tarikatların yönettiği artık gizli saklı bir konu değil. Tarikatları memnun edebilmek içinde siyasi ve ekonomik destek verme ise hızla devam ediyor. Kontrolsüz destekler ve bütçeler ile Türkiye maliyesi kemiriliyor. İç işleri bakanının, bakanlıkta kadrolaşması, özel kuvvetler kurması bütün bunlar mensubu olduğu tarikatın güçlenmesine ve devlet içinde kadrolaşmasını kuvvetlendirmesine neden oldu. Böyle bir tarikat mensubunu elbette ki kimse yerinden oynatılmasını istemez. İstemedi de bakanın istifası kabul edilmedi. Yüzeysel olarak iç işleri ve maliye bakanlarının bilek güreşinden iç işleri bakanı galip geldi ve tarikatı burada ağırlığını gösterdi. Ya maliye bakanının tarikatı? İstifanın kabul edilmeyeceği yönünde bir görüşe sahipti ki, perde arkasında neler oldu henüz bilinmiyor, istifa çok geç olarak kabul edildi. Demek ki mensubu olduğu tarikat direndi ve sonunda mağlup oldu.
Bu arada Sayın Başkanın ve maliye bakanının söylemleri gündeme oturdu. Sözler şüphe ve endişe yarattı. Bakanın iki cümlesi var: At izi, it izine karıştı ve Allah sonumuzu hayretsin. Sayın Başkan’da ekonomik ve hukuki reformlar yapacağı vaadinde bulundu. Sözlerinin arasına partisi biterse Türkiye’nin de biteceği cümlesini sıkıştırdı. Gerek Sn. Başkanın ve istifa eden bakanın sözleri üzerinde durmak gerek. Şu an için bazı ipuçları görünüyorsa da henüz yorum için biraz erken. Bazı olayların netleşmesine ihtiyaç var. Ekonomik paketlerin sayısı bilinmiyor bile, yeni reformda eskiler gibi olacağı endişesi var. Ya hukuk reformu? Reform demek yenilik demek. Çağdaş bir hukuk sistemi çökertildi ve bunun yerine şeriat hukuku mu geliyor da adına hukuk reformu deniyor. Bekleyip göreceğiz. At izi, it izi söylemi ise tartışmaya açık. Birde partim batarsa Türkiye batar söylemi var ki çok düşündürücü ve endişe verici diye düşünüyoruz. Farklı yorumlara kapı açık bırakılmış…
Şimdi söz sizde, nasıl yorumlarsınız bilinmez ama istifa eden bakanın ALLAH SONUMUZU HAYRETSİN ifadesi üzerinde çok düşünmek gerekir.
Bir yanıt yazın