Yeni Başkan Biden ile Türkiye ilişkileri de şimdiden masaya yatırılıyor. Trump’un koltuğu kaybetmesinden sonra yeni Başkan’ın Türkiye’ye bakış açısı değişecek mi?
Amerika’da Başkanlar değişse de genelde iç ve dış politikalarda pek fazla değişiklik olmuyor.
ABD, Ortadoğu, Suriye, Doğu Akdeniz ve Karadeniz’de Türkiye’ye karşı ne yapmaya çalışıyorsa bunları sürdürecektir. Türkiye’nin Rusya ve Çin ile yakınlaşmaya başlamış olması Biden ve kadrosunu rahatsız eder mi bunu da zaman içinde bekleyip göreceğiz.
Şunu da unutmayalım:
Biden’in kadrosu ve etrafındaki gruplar tam bir Türkiye aleyhtarlığı yapan ve her ortamda Türkiye’yi kötülemekten geri kalmayan kişilerden oluşuyor. Bundan sonra bunlar boş durmayacaklardır. Çoğu yerde de Biden’i Türkiye aleyhinde de yönlendirmeye çalışacaklardır.
Biden de, Başkan Yardımcısı iken, Türkiye aleyhtarı sözler söyledi. Bunlar unutulacak sözler değildir.
Örneğin, Erdoğan için “Biz, muhalefetle çalışmalıyız, muhalefete destek vermeliyiz. Erdoğan dönemi seçimle sona ermelidir” demişti.
Suriye politikalarında da PYD’yi devreden çıkarıp PKK’yı muhatap alacaklarını defalarca açıklamıştı. Yanı başımızda bir Kürt Devleti’nin kurulması yönünde Biden’in çalışmalarının olduğu biliniyor.
Bitmedi.
Yeni Başkan Biden, Ermenisten’a doğrudan destek veriyor. Açıklamalarında da “Ermenistan işgal ettiği Karabağ topraklarından çıkmamalıdır” diyerek bu konudaki görüşlerini de dünya kamuoyu ile paylaşmıştı.
Strateji uzmanlarının ortak görüşünü de yansıtalım:
“ABD, Trump’ın iradesiyle Türkiye’yi yönetenlere her istediğini yaptırdı, harekâtları durdurdu, Brunson serbest kaldı, Trump’ın ricasıyla gerçekleşmeyen bir iş olmadı. Herhalde böyle bir dönem sona erecek. ABD yeniden kurumlar düzeyinde muhatap alınması gereken bir devlet haline geliyor. Türkiye’nin de buna ayak uydurması gerekiyor.”
Emekli büyükelçi Uluç Özülker, Biden’ın Suriye, Yunanistan, Doğu Akdeniz ve diğer tüm meselelerdeki tutumuna bakıldığında Türkiye karşıtı bir konumda olduğunu söylüyor. Trump-Erdoğan diyaloğuna dikkat çeken Özülker, “Trump, Türkiye’ye çok yakın dost filan değildi ama gerektiğinde liderler arasında diyalog kurulabiliyordu” dedi. “Gelenle gidenin birbirini aratmayacağını” dile getiren Özülker, Biden ile diyaloğun nasıl oluşabileceği konusunda ise ciddi bir soru işareti bulunduğuna dikkat çekti. Türkiye’nin kendi bölgesinde önem taşıyan ve jeostratejik ağırlığı olan bir ülke olduğuna dikkat çeken Özülker’in açıklamaları şöyle:
“Türkiye’nin Rusya’yla yakınlaşması ve Çin’le ilişkilerini geliştirmesi Biden için çok arzu edilecek şeyler değil. Dolayısıyla denge politikası içinde kendi şahsi görüşlerini bir noktada törpülemeye çalışarak acaba Türkiye’yi topyekûn kaybetmeden ilişkileri nasıl götürebiliriz arayışına girer mi diye bir düşünce içinde olmak da mümkün. Çok temkinli konuşuyorum. Biden’ın, Türkiye’nin jeostratejik önemi ve Türkiye’nin Avrasya boyutunda ilerlemesinden endişe duyarak Türkiye ile daha dengeli bir politika kurup kurmayacağını zaman gösterecek.” Biden’ın çevresindeki isimlere bakıldığında da oradan Türkiye lehine bir şey çıkmayacağı görülüyor. Çok iyimser değilim. Ortadoğu’da daha müdahaleci politikalar izleyebileceğine de dikkat etmeliyiz. Biden döneminde ABD’nin AB ile işbirliğini artırması, NATO’yu değişik bir boyutta kullanmaya başlaması muhtemel. Ortadoğu konusunda Trump’a göre daha sert politikalara yönelecektir. İran’la bir yumuşama gelecektir fakat Ortadoğu’ya yeniden asker göndermek de dahil çok yönlü bir değişim beklenmelidir. ABD, işi ‘Biat etmiş bir Türkiye istiyorum’ havasına sokarsa Türkiye biat etmeyecektir. Biden döneminde ABD’nin AB ile işbirliğini artırması, NATO’yu değişik bir boyutta kullanmaya başlaması muhtemel. Ortadoğu konusunda Trump’a göre daha sert politikalara yönelecektir. İran’la bir yumuşama gelecektir fakat Ortadoğu’ya yeniden asker göndermek de dahil çok yönlü bir değişim beklenmelidir. ABD, işi ‘Biat etmiş bir Türkiye istiyorum’ havasına sokarsa Türkiye biat etmeyecektir.”
Gazeteci Taha Akyol da “Türkiye ile ilişkiler nasıl olur?” diye sorduğu yazısında şu noktalara değiniyor:
“İlk başta Biden’ın seçim öncesinde Türkiye hakkında yaptığı açıklamalara dayanarak, ikili ilişkilerin mutlak bir krize gireceğini düşünmek yanlış olur. Obama seçim döneminde 24 Nisan’da “soykırım” diyen ilk başkan olacağı vaadinde bulunmuş ancak bunu yapmaktan kaçınmıştı. Benzer bir şekilde Biden da çizgisini yumuşatma ve ilişkilerde bir denge yakalama eğiliminde olacaktır. Burada önemli konulardan biri Ankara’nın ABD ile nasıl bir ilişki kurmak istediği ve ayrışılan konularda nasıl bir tutum takınacağıdır. Trump’tan farklı olarak Biden Türkiye’deki demokrasi ve insan hakları konularında daha eleştirel bir tutum takınabilir. Bunun ötesinde Biden’ın Çin’e karşı Avrupa ve Asyalı müttefiklerini bir araya getireceği demokratik ülkeler zirveleri yapacağı, halihazırdaki ittifakların ötesinde yeni koalisyonlar oluşturacağı konuşuluyor. Türkiye demokrasisini iyileştirme ile dışarıda kalma konusunda bir tercih yapmak zorunda kalabilir. “
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz