“Nahcıvan Türk kapısıdır.”
“Azerbaycan’ın sevinci bizim sevincimiz, gamı (üzüntüsü, kederi), bizim gamımız (üzüntümüz, kederimiz) dir.”
Mustafa Kemal ATATÜRK
Nahcıvan; Atatürk’ün diplomatik çalışmaları sonucu, Türkiye Cumhuriyeti’nin garantörlüğünde, Azerbaycan’a bağlı bir Özerk Cumhuriyet olarak kurulmuştur. Ancak, dört bir tarafı İran ve Ermenistan ile çevrili olup, Azerbaycan ve Türkiye ile sınırı ve bağlantısı olmayan bir ülke konumunda idi.
Atatürk, her zamanki dehası, geleceği görüş ve öngörüsü ile; Nahcıvan’ı, Orta Asya Türk Cumhuriyetlerine açılan bir geçiş kapısı olarak görmüştür. Atatürk tarafından alınan bir toprak parçası ile Nahcıvan ve Türkiye arasında bağlantı ve sınır kapısı kurulmuştur.
Savaş zamanında askeri dehası ile savaşarak toprak kazanan Atatürk; barış zamanında, ulusal alanda ve uluslararası alanda devlet işlerini yönetme, ikna ve uzlaşma yolundaki dehası ile barışcıl yoldan da toprak kazanmıştır.
Bunu takip edecek olan ikinci adım, Nahcıvan ile Azerbaycan’ın bağlantısını sağlayarak, Türkiye’nin Azerbaycan ve diğer kardeş Türk Cumhuriyetleri ile bağlantısını sağlamak olacaktı ve Atatürk’ün kafasında olan plan kesinlikle budur. Bütün bu adımları atan ve satın aldığı toprak parçasıyla Nahcıvan’la Türkiye arasında fiziki bağlantı kuran Atatürk, bir şekilde Nahcıvan ve Azerbaycan arasında bir yol kurarak, Türkiye Cumhuriyetini, diğer Türk Devletleri ile komşu yapacak ve bir birliktelik sağlayacaktı.
Nahcıvan ile Türkiye arasında Atatürk’ün sağladığı bu bağlantının ne kadar önemli olduğunu ilerleyen günler göstermiştir. Sovyetler Birliğinin dağılım sürecine girmesini fırsat bilen Ermeniler, Nahcıvan’a saldırmış ve ele geçirmeye çalışmışlardır. Atatürk’ün aldığı toprak ve sağladığı sınırdan Türkiye’nin yaptığı ilaç, para ve diğer maddi yardımlar sonucu Nahcıvan saldırıdan kurtulmuş ve Nahcıvanlı kardeşlerimiz “Çok kötü durumdaydık, hayatımızı Atatürk’ün 60 sene önce aldığı toprağa borçluyuz” demişlerdir.
Yaşadığımız günlerde, Azerbaycan’ın elde ettiği askeri başarıların temelinde de Atatürk’ün eli ve eseri vardır.
Atatürk gibi bir öndere sahip olmanın gururu ve mutluluğu yanında, onun ilke ve ideallerine sahip çıkmak, çizdiği yol ve çizgide yürümek, geleceğe güvenle bakmamızı sağlayacaktır.
(Bütün Dünya Dergisi’nin Kasım 2020 sayısındaki Av.A.Erdem Akyüz’in yazısından kısaltarak alınmıştır.)