FEYM GRUBU MESAJI – Ermeni Faaliyetleri ( 31 Ekim 2020)

1.. AGİT Minsk Grubu Eşbaşkanları, Cenevre’de Ermenistan ve Azerbaycan dışişleri bakanları ile görüşmeleri özetleyen bir bildiri yayınladılar. . Açıklama şu şekildedir:  “Eşbaşkanlar, 30 Ekim’de Cenevre’de Ermenistan Dışişleri Bakanı Zohrab Mnatsakanyan ve Azerbaycan Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov ile ayrı ayrı ve ortaklaşa bir araya geldi. AGİT Dönem Başkanı Kişisel Temsilcisi Andrzej Kasprzyk de katıldı. Eşbaşkanlar, tarafların 17 Ekim’de Paris’le ve Washington’da yeniden teyit ettikleri 10 Ekim Moskova Ortak Bildirisi uyarınca, derhal insani ateşkesi kurulması da dahil olmak üzere taahhütlerini tam olarak uygulamaya çağırdılar.  BM Mülteciler Yüksek Komiseri Filippo Grandi ve ICRC Başkanı Peter Maurer ile istişareler yapıldı..

2.  Karabağ’da esir alınan İslamcı teröristin soruşturma görüntülerini yayınlandı. Esir alınan teröristin soruşturması Azerbaycan sınır hattında teröristlerin var olmasını bir kez daha kanıtlıyor. (Not: Tarafsız bütün ülkeler, Suriye  ve  Libya’ dan paralı askerleri Karabağ’ a Türkiye’ nin ücret karşılığı Karabağ’ a yolladığına inanıyor. Bu doğru ise ülkemiz için eksi bir  puandır, Ermeni propagandası sonucu yalan bir haber ise karşı tedbir almamız gerekir..,o.tan)

3.  Bu sabah Los Angeles, California’da Amerika Ermeni Ulusal Komitesi (ANCA) Başkanı, Trump’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Robert O’Brien ile bir topluluk toplantısında, yönetimi, “Azerbaycan’ın Karabağ’a yönelik soykırım saldırısını durdurmak için  kararlı bir dizi tek taraflı  şu eylemlerde bulunmaya çağırdı; Karabağ’ ın   bağımsızlığının tanınması, Türkiye’ye herhangi bir yeni silah ihracatına onay verilmemesi, Azerbaycan’a ABD askeri yardım programının askıya alınması, Bölüm 907 feragatinin geri çekilmesi ve yasanın uygulanması….

4.  Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Rusya Devlet Başkanı Viadimir Putin’e,  31 Ekim’de, “ Azerbaycan ve Türkiye tarafından Dağlık Karabağ’a karşı başlatılan saldırının yarattığı durumu ve zorluklarını detaylandıran”  bir mektup gönderdi.  Ermenistan sınırına yaklaşan çatışmaları göz önünde bulundurarak, Paşinyan, Putin’e Rusya’nın ülkesinin güvenliğini sağlamak için nasıl ve ne düzeyde bir yardım gösterebileceğini ele almak için derhal istişarelere başlama talebini iletti. Mektupta, talep için dayanak olarak iki ülke arasındaki müttefiklik ilişkileri ve 29 Ağustos 1997 tarihli Dostluk, İşbirliği ve Karşılıklı Yardım Anlaşması’nın 2. maddesi gösterildi. Paşinyan, mektubunda Karabağ’ daki çatışmalarda Ortadoğu’dan yabancı teröristlerin de bölgeye getirildiğini söyledi. Rusya Dışişleri Bakanlığı’ nın  açıklamasında, “Çatışmalar Ermenistan’a geçtiği taktirde  Rusya, Erivan’a tüm gerekli desteği derhal sağlayacak” denildi.

5.  Amerika Ermeni Ulusal Komitesi  Doğu Bölgesi (ANCA-ER),  New Jersey Senatosu’ nun    Dağlık Karabağ’ı  tanımak için yasa önerisinde bulunduğunu açıkladı. ANCA,  bu çabaya öncülük ettiği için Eyalet Senatörü Joseph Lagana’ya teşekkür edildiğini bildirdi.

6.  Kosova’ nın  tanıması Karabağ  için bir emsal teşkil ediyor. Başkan Donald Trump, Pazar günü düzenlenen bir kampanya mitinginde Ermeni destekçilere hitap ederken, Güney Kafkasya’da devam eden insani krizinin çözümü  için  Kosova kararına baş vurulabileceğin söyledi.  Uluslararası hukuka göre, toprak bütünlüğü, belirli koşullar dışında – örneğin bir devletin korunan bir grubun temel haklarını ihlal etmesi gibi – genellikle dokunulmaz kabul edilir.  Bu ilke – iyileştirici ayrılma hakkı – birçok uluslararası hukuk belgesinde yer almıştır. Ancak,  Kosova’nın bağımsızlık ilanına ve 2008 yılında tanınmasına kadar bu teori uygulamaya konulmamıştır.

7.  İngiltere, Dağlık Karabağ’a insani yardım  kapsamında  yaklaşık 1,3 milyon ABD Doları tahsis edecek.

8.  AB’nin Kriz Yönetiminden Sorumlu Komisyon Üyesi Janez Lenarčič, Avrupa Birliği’nin Dağlık Karabağ’daki sivilleri desteklemek için ek olarak  400,000 Euro  acil insani yardım sağlayacağını duyurdu.

9.    Avim Bülteni’ nde yer alan habere  göre,  “Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’den Ermenistan Azerbaycan savaşını bitirecek çıkış. Putin,  Dağlık Karabağ’da acilen ateşkes ilan edilmesi gerektiğini ve “Barış görüşmelerinde Türkiye dahil birçok ülkenin önerilerinin değerlendirilmesi gerektiğini” söyledi. Putin, Rusya’da bir etkinlikte yaptığı, “ Konuşmada  Dağlık Karabağ’da uzun vadeli çözümün sadece Ermenistan ile Azerbaycan’ın çıkar dengesinin gözetilmesi durumunda sağlanabileceğini belirtti.”

1.. AGİT Minsk Grubu Eşbaşkanları, Cenevre'de Ermenistan ve Azerbaycan dışişleri bakanları ile görüşmeleri özetleyen bir bildiri yayınladılar. . Açıklama şu şekildedir:  "Eşbaşkanlar, 30 Ekim'de Cenevre'de Ermenistan Dışişleri Bakanı Zohrab Mnatsakanyan ve Azerbaycan Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov ile ayrı ayrı ve ortaklaşa bir araya geldi. AGİT Dönem Başkanı Kişisel Temsilcisi Andrzej Kasprzyk de katıldı. Eşbaşkanlar, tarafların 17 Ekim'de Paris'le ve Washington'da yeniden teyit ettikleri 10 Ekim Moskova Ortak Bildirisi uyarınca, derhal insani ateşkesi kurulması da dahil olmak üzere taahhütlerini tam olarak uygulamaya çağırdılar.  BM Mülteciler Yüksek Komiseri Filippo Grandi ve ICRC Başkanı Peter Maurer ile istişareler yapıldı.. - iki

Yorumlar

  1. ihanetin bedeli avatarı
    ihanetin bedeli

    Şefika Nenemin Acısını Benimle Kim Paylaşacak

    2014 yılı Nisan ayında ; Bu ülkenin Başbakanı sıfatı ile “ Ermenilerin Acısını Paylaşıp , taziye dileklerinde bulunan “ Recep Tayyip Erdoğan’a , Şefika Nenemin acısını benimle paylaşmadan , Ermenilerle neyi paylaştığını , gecikmiş bir soruyu sormak için yazıyorum.

    Ilk okul ve Orta Okul yıllarımda , Şefika nenem ,her seferinde gözlerinden yaşlar süzülerek ve ağlayarak , bana o kadar çok anlattıki yaşadığı zulum ve soykırımı , bunu sıradan bir insan bile duysa yüreği parçalanır, insanlığından utanır. Ancak Bizim Ermeni açılımcıları , bırakın utanmayı, ihanetin sınırına gelip dayandılar.

    Şefika nenem 7 yaşında iken halası ile tarlada çalışıyorlarmış , birden Ermeni çeteleri önde , Rus askerleri arkada ( O zamanlar Ruslar iyi polisi oynayarak bizimkilere hiç dokunmamış , hep arkada seyirci kalmışlar ) köye baskına gelirlerken nenemlerle karşılaşmışlar. Yer Erzurum Olur ilçesi eski ismi Tavusker köyü , Halası hemen çapayı toprağa saplayıp bırakarak , nenemin elinden tutmuş, haydi kızım koş diyerek can havli ile koşmaya başlamışlar. Koşa koşa dağın keskin yamacına gelirler. Aşağısı dik uçurum. Halası hemen neneme sarılarak “ kızım ben atlayıp namusumu kurtaracağım. Sen kal. Çocuksun belki birşey yapmazlar. Hakkını helal et “ diyerek uçurumdan atar kendini. Tam o sırada Ermeniler de nerdeyse halayı yakalayacak kadar yaklaşmışlar. Tam yakalayacakken halası kendini uçurumdan atınca , Ermen çeteciler iki ellerini dizlerine vurarak “ tüh yakalayamadık “ diyerek hayıflanmışlar ve nenemi saçlarından sürükleyerek köye kadar getirmişler. Nenem köyde manzarayı görünce hepten şoke olmuş. Ermeniler Köyde yakaladıkları çol çocuk kadın erkek herkesi camiye doldurmuşlar, kaçmasınlar diyede kapı ve camlara kalaslar çakmışlar ateşi vermek üzereler. Insanların bağrışmaları yalvarmaları halen kulaklarımda çınlıyor diyerek hüngür hüngür ağlardı. O hengamede Ermenilerin elinden kaçan nenem , gizlenerek yola devam ederken diğer kaçanlarla birleşir. Akrabalarına ve ailesine kavuşur. Yollarda diğer köylerden geçerlerken , gördüğü manzara şudur. Ermeniler tarafından Aynı şekilde camilerde topluca yakılan insanlar, kadınların rahimlerini deşerek karnındaki çocuğu dışarı alarak kılıçtan geçirmişler, kadınların göğüslerini kesip kapılara çivilemişler, yaralıların ölmeden once anlattıklarına gore , bunları yapmadan öncede hepsinin ırzlarına geçmişler. Ermeniler bu katliamları Türk- Kürt ayrımı yapmadan herkese yaptılar. ( Bu arada, Bazılarının iddia ettiği gibi, Kürtlere dokunmadılar yalanını ise sadece Van şehrimizi yerle bir ettiklerini ve tek bir Türk ve Kürt sağ bırakmadıklarını hatırlatırım )

    Bunun aynısı tüm doğu anadoluda birebir yaşandı. Buna dair o kadar çok canlı anılar varkı . Ne zamanki Rusyadaki Ekim devrimi nedeni ile iç savaş yüzünden Ruslar bizim oralardan çekildiler, desteksiz kalan Ermeniler yaptıklarının cezasını çekeceklerini bildiklerinden Rusyaya doğru kaçmaya başladılar. Tabiki kaçarlarken önleri kesildi. Birebir savaşlar yapıldı. Ermenilerde o zamanın en modern silahları vardı. Bizimkilerde kama, kılıç, çakaralmaz silahlar. Buna rağmen Ermeniler savaşı kaybettiler. Gerçek hikaye budur. Ancak Ermenilerin savaştan sonra aramızda kalanlarınada hiç bir şekilde dokunulmadı. Bizden birileri gibi yaşamlarını sürdüler. Mesela Oltuda bizim mahallede yaşlı bir Ermeni nine vardı. Süt satarak geçimini sağlardı. Biz sütümüzü ondan alırdık. O zaman Şefika nenem hayattaydı. O ermeni nine bize her geldiğinde nasılsın diye hatırını sorardı. Yine bir Ermeni doktor vardı. Herkes ona giderdi. Eğerki yaygara ettikleri o soy kırım olsaydı, o ermeni nine ile doktorunda hayatta olmaması gerekirdi.

    Açılımcı ve taziyecilere şunu sormak istiyorum.

    Eğerki Osmanlı o sözde Ermeni soykırımını yapmış olsaydı ;

    1- Osmanlı göçe tabi tuttuklarının malvarlıklarını tehcir dönemi sonunda geri getirildiklerinde iade etmek üzere neden tesbit tutanakları ile listeledi. Osmanlı o kadar salakmıydıki, öldürüp yok edeceği birinin mal varlığını geri getirdiğimde iade edeyim diye tesbit altına alsın. O kadar zaman kaybı , kırtasiye vs gibi külfete niye katlansın. Yakaladığı yerde öldürür, göçe bile tabi tutmaya zahmet etmezdi.
    2- Osmanlı o devirde düzeltsin diye hazineyi bir Ermeni nazır’a ( şimdiki maliye bakanı ) teslim etmişti. Osmanlı o kadar salakmıydıki katliam yapacağı bir milletenin üyesini hazinenin başına getirsin.

    3- Hitler Yahudileri , Almanya dahil, tüm Avrupanın her yerinde yakaladığı yerde ya hemen sorgusuz sualsiz öldürdü, yada gaz odalarında yaktı. Osmanlı o kadar salakmıydıki soykırım yapmayı düşündüğü Ermenilerin sadece Doğu Anadoludakilerini ( münferit olarakta Orta Anadolu ) tehcire tabi tutu. Neden İstanbulda, İzmirde, marmara bölgesinde, hatta o devride Irak Suriye Osmanlı toprağıydı, buralarda yaşayan Ermenilere dokunmadı. Yoksa bu Ermeniler torpillimiydi. Soykırım denen şey yaşadığı bölge farketmeksizin yakaladığını öldürmek demektir. Mesela tehcir zamanı Sıvasta yanlışlıkla tehcire tabi tutulan Kız Ermeni koleji öğrencileri tam trene binerken listeyi kontrol eden Osmanlı subayı, bunlar tehcir listesinde yoklar diye hepsini geri gönderdi. Soykırım olsaydı, neden bu subay ,hazır kendi ayakları ile gelmişler diyerek bunlarıda tren bindirmedi.

    3- tehcir esnasında tabiki yokluklar ve yoksulluklar sebebi ile hastalıklardan, özellikle Kürt çetelerin Ermenilerde altın vardır diyerek konvoylara saldıralarından yollarda ölen binlerce Ermeni oldu. Osmanlı bu ermeni konvoylarını korusunlar diye zabitler görevlendirdi ama o zamanın fiziki şartlarında doğal olarak yetersiz kaldı . Zayiatlar tehcirin elde olmayan sonuçlarıydı. Kaldıkı her olay Osmanlı tarafından resmi olarak soruşturlumuştur. Sırf ermeni yaygaralarını dindirmek için haksız yere çok zabit ve kaymakam mahkum edilmiş, idam dahi edimişledir. Bugün bile Amerika teknoloji ve fiziki şartların en üstününe sahip olduğu halde neden Irakta Amerikalı askerlerin yaptığı ırza geçmeler,öldürmeler , telefer , bağdat ve basra bölgelerinde toplu baskın ve katliamlarını önleyemedide iki milyonda fazla insan öldü .

    4- o devirde Osmanlı ordusu Alman subaylar tarafından yönetilip yönlendiriliyordu. Doğu Anadoluda Rus, Fransız ,İngiliz , İtalyan casusları cirit atıyorlardı. Eğerki soykırım olsaydı, neden bunların raporlarında bir tek soykırıma dair rapor yok. Aksine , özellikle İngiliz ve Rus subaylarının Ermenilerin Türklere yaptıkları katliamlara dair pek çok raporlar var. Ancak bunların bir kısmı yeni yeni deşifre oluyor ama gelinen noktada bunu görmek istemeyen kör açılımcı gözler var.

    5- Osmanlı soy kırım yapsaydı, neden Malta sürgünleri mahkemesi duruşmaları yapılırken, Avrupa devletlerinden oluşan mahkeme heyeti tüm Avrupa ülkelerine soy kırıma dair elinizde olan tüm belgeleri yollayın dediği halde bir tek ülkeden bir tek belge gelmedi mahkemeye. Ki o zaman herşey sıcağı sıcağınaydı ve Osmanlıda ölüm döşeğindeydi. Yani kimse Osmanlıdan ne korkuyor nede çekiniyordu.

    6- Ister sevin ,ister sevmeyin, Doğu Perinçek, AİHM de Türkiyenin onurunu kurtardı. Ileri sürdüğü belgelerinden biride ilk Ermeni başbakanı Ovannes Kaçaznuni ‘nin Ermeni parlamentosunda yaptığı konuşmaydı. , Kaçaznuni mealen kısaca dediki “ Türkler haklıdır. Biz Ermeniler Türklere katliamlar yaptık “ ( Kaynak yayınları bunu kitap halinde yayınladı. Herkesin okuması lazım bunu ) .

    Erdoğan o zaman diyorduki “ Ermenilerin acısını paylaşıyor, taziyelerimizi sunuyoruz.” . bunu derken, acaba hiç o zaman düşündümü, ben bunu dersem, Doğu Perinçek’in AİHM de kazandığı zaferi gölgelerim, Ermeni lobiside bu karara itirazında benim bu beyanımı kaynak belge olarak gösterip kararı bozdurmaya çalışır. Ki, bu ifadeye dayanarak bozdurma ihtimali çok yüksek idi. Arkasındanda tüm dünyanın dayanılmaz baskısı gelecekti ve Ermenilerin önce tazminat, sonrada toprak talepleri gerçekleşecekti. Bu ihtimal halen dahi sözkonusudur.

    Şurası iyi bilineki;

    Vatanı sadece seccadenin serildiği yer olarak görenler şunu unutmasınlarki, Dünyadaki hiç bir toprak, üzerinde yaşayanların ihanetini kabul etmez. Onları üzerinden atar. Nasılki o topraklar Osmanlının ihanetini kabul etmedide üzerinden attı bizi, üç kıtadan çekildikde, Atatürk ve silah arkadaşları sayesinde ancak Anadoluya sığınabildik, acaba Anadoludanda atılınca biz kimin sayesinde ve nereye sığınacağız. 31 Ekim 2020

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir