Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, seçim öncesi de seçim sonrası da yaptığı tüm açıklamalarda “KKTC, bütün gücünü Türkiye’den alıyor. Bu nedenle Türkiye ile olan ilişkilerimizi daha da güçlendireceğiz” demişti.
Tatar, bugün de aynı noktada. Yıllardır kanayan yara olarak görülen Kıbrıs’ta iki devletli çözümün en doğru çözüm olduğunu da söyleyen Tatar “Kıbrıs davası çok büyük bir davadır. Biz, bu davanın çözümünde ortaya gövdemizi koyacağız. Kıbrıs ve Türk başarılı olacağına inancımızı da burada yinelemek istedik. Bugüne kadar KKTC’nde aldığı her görevi başarı ile yerine getiren Tatar, Kıbrıs Rumları ile de sıkı pazarlıklar halkının önem verdiği bir takım beklentilerden de asla taviz vermeyeceğiz. Herkes şunu çok iyi bilsin. KKTC’ni hiçbir güç Türkiye’den kopartamayacaktır” açıklamasında bulundu.
KKTC’ne Tatar’ın Cumhurbaşkanı olması ile yeni bir sayfa açıldı. Biz, kendisini yakından tanıyoruz. Tatar’ın yapabilecek siyasi iradeyesahip bulunuyor.
Bir önemli konu da şu:
Maraş’ın turizme kazandırılması. Tatar, Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi kentin bazı bölümlerinin açılması ile bu adımı attı. Şimdi, tüm Maraş’ın turizme kazandırılması için diğer adımları atmaya başlayacak. Bu konu sözü var.
Yıllardır KKTC’ne ambargo uygulanıyor. Bu ambargonun en azından Türk Cumhuriyetleri ile delinmesi ve KKTC’nde normal hayatın başlaması konusunda da adımlar atılacak. Eğer Tatar, bu konularda başarı sağlayabilirse Rumlar ile oturacağı pazarlık masasında eli güçlü olacaktır.
Nitekim Tatar’ın Kasım ayı içerisinde Rum Lideri Nikos Anastasiaddis ile gayrı resmi bir görüşe yaparak olumlu bir adımı atacağı da açıklandı.
“Hem devletten devlete hem de kader ve gönül birliği içerisinde KKTC ile Türkiye halkını daha da yakınlaştırmak ve aramızdaki bağların daha da güçlendirilmesi için çalışmalar içerisinde olacağım. Kıbrıs konusunda da söylediklerim ve iddialarım vardır. Artık 52 yıldır sürdürülen bu müzakere süreçlerinden herhangi bir netice alınamadı çünkü Rum tarafının niyeti açık ve nettir. Egemen eşitlik temelinde, yan yana yaşayan iki devlet ve o devletlerin iş birliğini daha fazla müzakere masasına getirmek için mücadele vereceğim Şu anda Kıbrıs’ta iki devlet vardır. Bu yapıyı isteseler de değiştiremezler, hiçbir güç de bu yapının değişmesine imkân tanımaz. Türkiye, bizim ana vatanımızdır, onun garantörlüğünde bu günlere geldik. Günün birinde Türkiye buradan çekilirse, kuzeydeki yapı, Türklerin aleyhine, Rumlarına lehine olarak bambaşka bir duruma gelebilir. Çünkü herkes gelip burada mal da alabilecek, şirket de kurabilecek ve ekonomiyi de ele geçirebilecek. Türkler 1974’ten önceki gibi kurum ve kuruluşların sahipleri değil, yabancıların yanında çalışan işçi pozisyonuna getirilecektir. Oynan oyun budur. Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş da, 3. Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu da bunu söyledi. 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ve Akıncı, Rumlarla bir anlaşma yapabileceklerini söyledi, ikisi de denedi ve başaramadı. Dolayısıyla ben 5. Cumhurbaşkanı olarak, bütün tecrübe ve geçmişimle yeni bir şey söylemem gerekiyor. Bütün kampanya boyunca ‘Artık Kıbrıs Türkü ayağa kalkmalı, yeni, daha güvenli ve umut verici bir gelecek için artık birtakım yeniliklere gerek vardır’ dedim, bu yenilikleri söylüyoruz. KKTC’yi yıkmaya ve ortadan kaldırmaya kimsenin gücü yetmez. Biz, gücümüzü Türkiye’den alıyoruz. Türkiye ile uyum içinde çalışmak bizi güçlü kılıyor. Bu siyaseti beraber belirleyeceğiz, müzakere süreçlerinde tavrımızı ortaya net bir şekilde koyacağız. İnandıklarımızdan ve Kıbrıs Türk halkının önem verdiği bir takım beklentilerden asla taviz vermeyeceğiz. Kıbrıs davası, büyük bir davadır. Doğu Akdeniz’in bu önemli köşesinde, özellikle son yıllarda hidrokarbon zenginliklerinin ortaya çıkmasıyla, bunların paylaşımında ve bu zenginliklerin gelecekte bu ülke için ne kadar önemli olduğunun bilinci içerisinde biz, her daim ve koşulda Türkiye ile hareket etmek durumundayız.”
Yavru vatanda yapılacak başka çalışmalar da var.
Tarım sektöründe yapılanma başlayacak. İhracata önem verilecek. Üniversiteler ülkesi olarak dikkat çeken KKTC’ne yeni üniversitelerin kurulması çalışmalarına ağırlık verilecek. Turizmdeki beklentiler ikiye katlanacak. Doğu Akdeniz’deki zenginlikler yavru vatana ayrı bir kazanç ve zenginlik kapısı açacak. Böylece KKTC kendi kendine yetebilecek duruma gelecek.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz
Bir yanıt yazın