Fındık deyince aklımıza, Türkiye, ve Giresun gelir. O topraklarda doğduk, biliyoruz lezzetini. İnce kabuklu, yağlı, lezzeti en üst seviyede. Tartışmasız öyle. Giresun fındığı Dünyanın en kaliteli fındığı.
Yirmi yıldır Kanada’da yaşıyoruz ve İzne gidip geldikçe, Fiskobirlik ürünlerini alıyor, hem kendimiz yiyoruz hem misafirlerimize ikram ediyoruz, ikram ettiklerimizden biri, bir İtalyan gıda mağazaları zincirinin satınalma bölümünün başındaki şahıs olunca, bu lezzeti Kanada’ya da getirelim dedik, zira alış-veriş merkezlerinde gıda reyonlarında Fiskobirlik ürünleri yoktu.
Arada dayıoğlu var, onun oğlu kuzen var, bütün iyi niyetleriyle fındığın dünyaya satılması ve hak ettiği yeri bulması için çabalıyorlar.
Cebimizden para verdik numune getirdik, yavaş yavaş bu ürünleri görüşmeye başladık, ürün fiyat çalışması yaptık, neticede 2.5 veya üç paletlik bir alımla başlangıç yapmaya karar verdik. Kanada’daki mağaza zinciri yetkilileri memnun olursa, Konteynerler dolusu satış yapabilecek kapasiteye ulaşması gayet mümkün.
Neyse; yaklaşık üç paletlik bir alımla başlangıç yapalım dediler, Malum, Kanada’da işler kurbanda dana satar gibi olmuyor! zaman alıyor. Kuzenim aracılığı ile, Fiskobirlik’e siparişi geçtik. Bu arada Giresun’a gittim. Yönetim kurulu başkanı Levent beyle tanıştım, etrafındakilere bağırması kalmış aklımda, Fabrika Müdürünün ismini unuttum, İhracat Müdürü Yusuf İlkun’la tanıştım. Levent bey konuştu, biraz da ben konuştum diğerleri dinledi…
Neyse…
Gelelim siparişe;
Siparişi gönderdik, kuzen aracılığı ile cevap geldi, tadilattayız, bir de sezon ortası, mümkünse siparişi Eylül-Ekim ayına erteleyebilir miyiz?
Garip gelse de tamam dedik.
Eylül- Ekim gelince alıcı müşteri; durum nedir? diye sordu.
Fiskobirlik;
Fiyatların değiştiğini, ve güncellenmesi gerektiğini bildirdi, olur dedik. İş geldi çattı Kasım ayına, derken cevap geldi, biz Kanada bayiliğini Toronto da bir şirkete verdik, adı şudur, telefonu budur, siparişinizi oraya geçin!
Oha be kardeşim, ne biçim kurumsalsınız!!! ayıp ya! anladık, “salla başı al maaşı mantığıyla çalışıyorsunuz” ama 82 yıllık firmasınız, ama bu sizi Dünya markası yapmamış, belli ki bir yerlerde sorun var. Anladım ki koltukları işgal edenlerin önceliği, çalıştığı şirket ve ürünlerin satışı değil, mabadını koyduğu koltuk.
Hal böyle olunca şaka tarzında yazışmalar ve komedi tarzı yaklaşımlar kaçınılmaz oluyor.
Şimdi gidip müşteriye California fındığının da aslında fena lezzet olmadığını anlatacağım!!! Sanırım.
Maalesef 82 yıllık firmanın bulunduğu durum budur.
Fiskobirlik’le ilgili bir anı aktarayım ve konuyu kapatayım;
Her sene memlekete gittiğimizde, hem kendimiz için hem de misafirlerimize ikram etmek için fındık ve Fiskobirlik ürünleri getiriyoruz. En sonuncusun da ben gidemedim, çocuklar ile birlikte eşim gitti. Fabrikanın halka satış reyonundan bir miktar alıp getirmek istedi, her zamanki gibi yani.
Eşim, kayınbiraderim ve Fabrika Müdürü mağazaya girerler.
Eşim: (tezgahtan bayana dönerek)
Hanımefendi, bundan 10 adet paketler misiniz?
Satış görevlisi bir bayandır: Abla emin misin, gümrükten geçiremezsin bak, elinde patlar!
Eşim: hadi yaa, daha önce götürdüm sorun olmadı ama.
Satış görevlisi: yarısını al abla, yarısı iyidir, geçen biri aldı Amerika’ya götürecekti, gümrükten geçirememiş, elinde patladı!
“Elinde patlamak” argonun yeni jargonunu duyuyorum, eh güzel.
Müdür: çalışanına seslenerek; kızım hanımefendiye %15 indirim uygulayın( eşimi kastederek) Satış görevlisi: müdürüm çok değil mi? %10 iyidir müdürüm. Zaten ürünler indirimde.
Eşim şaşkın!
Müdür eşime döner: hanımefendi size çay ikram edelim Satış görevlisi araya girer, Çayımız yok müdürüm
Müdür: Soğuk bir şey ikram edelim o zaman Satış Görevlisi: içecek hiçbir şeyimiz yok müdürüm, aldırmadık.
Lakaytlığa, bayağılığa bakar mısınız?
Çalışan idareci ilişkisine bakar mısınız!
Amiyane tabirle Fiskobirlik “Dingo’nun ahırı gibi” kim kimdir belli değil.
Sevgili Giresunlular SEKA Kağıt Fabrikası kapandı diye üzülmeyin, gidişat o dur ki; Fiskobirlik’te, ya kapanır ya da el değiştirir! Ayrıca kapansın da!!!
Elindeki altın la, bakırcılarla rekabet edemeyenlerin hazin öyküsüdür Fiskobirlik! Yazık çok yazık!
Bir Giresun sevdalısı olan, Giresun Sivil Toplum Kuruluşları Federasyonunun Kurucu Başkanı Halil Kütük beyefendiye aktardım yaşadıklarımı, yıllardır Giresunlulara ve Giresun ilimize hizmet veriyor. Üzüldü tabi, bazı isimler ile görüşeyim, yardımcı olalım, belki bir çare üretiriz dedi. Başkanım, böyle kalsın dedim.
Bu yaşadığım olaylar, Giresun ilimizin neden 81 vilayet içerisinde 81.nci sırada olduğunun cevabıydı aslında!!!
Sevgili Giresunlular elinizde altın değerinde bir ürün var, ürününüzün katma değerini artırın, iş bilmez, beceriksiz ve liyakatsiz adamların elinde ürününüzü heder etmeyin. Tayyip Erdoğan sayesinde Fındığa güzel fiyat aldınız, ama taşıma suyla değirmen dönmez, ürününüze sahip çıkın yoksa başkaları gelir, alır, parlatır ve satar, size de iflas etmiş yahudi gibi, eski borç defterlerini karıştırmak düşer. Benden söylemesi.
Ayhan Kilic
ayhankilic@turkishnews.com
Edmonton, Kanada