İnsanlık tarihi, insanın insana yaptığı akıl almaz vahşetlerle doludur.
Hiç duydunuz mu” İğneli Fıçı” sözünü? Nedir bu iğneli fıçı olayı?
Acımasız ve merhametsiz bir ırk olan: Yahudilerin, kaçırdıkları Yahudi olmayan çocukların kanlarını almak için kullandıkları insanlık dışı yöntemdir. İçi iğnelerle kaplanmış bir fıçı. Fıçının içine canlı canlı kapatılan çocuk; hahamlarca dakikalarca yuvarlanır.
Zavallı yavrunun delik deşik olan bedeninden fışkıran kanlar, fıçının musluğu açılarak alınan kanlar; mayasız bayramındaki ayinlerde kullanılmak üzere ekmeklere karıştırılır. Yahudi inancında insan kanı kullanılan Pessah denen mayasız ekmek bayramları vardır.
Geleneğe göre ayinler süresince (ki bir haftadır) mayasız ekmek yapılır. Bu ekmeklerin en değerlisi de içine karıştırılan insan kanlı olanıdır.
Batılı kimi tarihçiler, Pessah bayramlarının yapıldığı ayin günlerinde; Avrupa’da her yıl onlarca küçük çocuğun aniden ortadan kaybolduğunu yazmışlardır. Bu dehşet verici bir durumdur.
Bu işi en iyi kim bilir, bu işi yapan ya da yaşayan değil mi? Bir hahamın oğlu olan Moldavyalı rahip Neophite… Ki, sonradan hahamlığı bırakıp Hristiyanlığı seçmiş ve rahip olmuştur. 1803’de yazdığı kitapta, kan içme konusunu enine boyuna anlatmıştır.
Yahudilerin inancındaki bütün kanla ilgili ayinleri açıklamıştır. Bazı Yahudi tarikatlarının, insan kanı kullandıklarında YEHOVA katında daha “üstün” olduklarına inandıklarını anlatmıştır.
Bu ne vicdansızlık ve insan dışılık? Bu bir inanç değil, düpedüz sapıklıktır. Kan içme olayı İspanya’da çok kez gündeme gelmiş. İspanyollar arasında panik ve korkuya neden olmuştur.
Kan içildiğine göre, sayısız da çocuk gerek. Sayısız çocuk kaybolmuş, cesetlerin bir kısmı, kanının tamamen çekilmiş olarak bulunmuştur. İspanya ülkesindeki Yahudileri sınır dışı edince, bir kısmı Osmanlı İmparatorluğuna geldi. İstanbul’a ve Anadolu’da çeşitli bölgelere yerleştirildiler. Yahudilerin bazı kolları, Osmanlı’da da bu sapık adetlerine devam ettiler.
Osmanlı kayıtlarında bu sapık ayinle ilgili yaşanmış pek çok olay vardır. 1715’te Amasya’da, 1840’ta Şam’da ve Rodos’ta, 1633-1843 ve 1866’da İstanbul’da, 1863-1868 ve 1870’te İzmir’deki sapkınlıklar en kayda değerleridir. Yahudi tarihçi-yazar Avram Galante, “Histoire Des Juifs de Turquie” isimli kitabında bu konuda gelişmiş olan olayları uzun bir şekilde anlatmaktadır.
İstanbul Kadılığı 1715’te (11 Şevval 1128) olan kan içme olayında, Ahmet isminde bir Türk çocuğunu kaçırıp kanını içen Menahim, Sabetay ve Avram isimli üç Yahudiyi idam cezasına çarptırmıştır. Fanatik Yahudiler kan içme adetlerini bugün hala uyguluyorlar. Filistinli pek çok küçük çocuk bu korkunç ibadetin (!) kurbanı olmaktadır.
En acı olay:2006’nın Mayıs’ında Ankara-Sincan’da yaşanmıştır. Fakir bir ailenin 7-8 yaşlarındaki çocuğunun iç organları alınarak bir çöp sepetine atılmasıdır.
İnsan düşünmeden edemiyor. Acaba Türkiye’deki organ mafyasının gerisinde Yahudiler mi var? Organların genelde İsrailli hastalara nakledildiğini de bilince.
İnsanlık tarih boyunca SADİST ruhluların akıl almaz vahşetlerine sahne olmuştur. Bunların başında da TEVRAT’ta emredilen bütün vahşet türlerini İsrail, kurulduktan sonra pervasızca yapan YAHUDİLERDİR.
Flistin’de kaybolan çocuklardan bazılarının cesetleri, kanları tamamen alınmış olarak bulunmuştur.
Yahudiler, sapık ibadet ve ayinleri için vahşi olabiliyorlar. İğneli Fıçı geleneklerini bir şekilde devam ettiriyorlar.
İnsanlık, BM’ler, ÜNESKO, Papa, İslam dünyası neredesiniz?
Esen kalınız. Nazım PEKER
Bir yanıt yazın