Ünlü Türk amirali Piri Reis’in 16. yüzyılda yaptığı haritaların sırrı hala çözülemedi. Çünkü, coğrafya bilimi ile böyle haritalar ancak 20. yüzyılda, gökyüzünden çekilen fotoğraflarla çizildi Piri Reis‘in ünlü haritasının çiziliş tarihi 1513. O asırda uçak yok, fotoğraf çeken uydu yok. Dünyanın her tarafı dolaşılmış ve ölçülmüş değil. O zaman Piri Reis bu haritayı nasıl yaptı ? Bir takım kaynaklardan yararlandıysa, bu kaynaklar şimdi nerede ? Bütün dünyada bu soruların cevaplarını arayanlar hayli çok. Ama hala büyük çoğunluk, dünya haritasının ilk kez 20. yüzyılda çizildiğini kabul ediyor.
NASIL BULUNDU?
1929 yılında Topkapı Sarayı’nda genel bir düzenleme yapılıyordu. Müzeler müdürü Halil Ethem Eldem, çok ilginç haritalar buldu. Bunlar sanki bir dünya haritasının parçalarıydı. Haritaları yapan ünlü Türk amirali Piri Reis’ti. Fakat onun yaşadığı dönemde böyle haritaların çizilmesi imkansızdı. Müzeler müdürü durumu derhal Ankara’ya haber verdi. Atatürk haritaları inceledi. Daha sonraki yıllarda kayıp kıta Mu’nun sırrı ile nasıl ilgilenecekse, bu esrarengiz haritaların da üzerine öyle gitti. Daha sonra onun direktifi ve yönlendirmesi ile bu haritalar çoğaltılarak yayınlandı. Olayın yakın tanıklarından Prof. Afet İnan bu konuda şunları söylüyor : “Ben haritaları ilk defa Çankaya’da Atatürk’le beraber gördüm. Ceylan derisine büyük bir dikkatle çizilmişlerdi. Üzerlerinde yazılar ve renkli resimler vardı. 1935 yılında, Tarih Kurumu, haritalardan birini tanıtıcı bir broşürle bastı. Genova Üniversitesi’ndeyken ilk Amerika haritalarını incelemiştim. Genova Coğrafya Kurumu’na Piri Reis’in haritasının bir kopyasını verdim. Olay çok ilgi çekti. 1937 yılında çeşitli ülkelerin gazetelerinde yayınlandı. Fakat, o gün bugündür, bu haritanın esrarı çözülememiştir…” İLK HARİTASI Piri Reis’in haritaları aslında birden fazla. Biz, daha çok onun 1513 yılında yaptığı ilk harita üzerinde duruyoruz. Bu haritada Orta Amerika’yı, Güney Amerika’yı, Afrika kıyılarını ve Avrupa kıyılarının bazı yerlerini görüyoruz. Ortada Atlas Okyanusu var. Haritanın kuzeyinde ve güneyinde 32′şer uçlu birer rüzgargülü var. 95′e 65 cm büyüklüğünde. Ayrıca haritanın üzerinde renkli resimler görülüyor. Örneğin, Afrika’ya fil ve ayrıca deve kuşu resimleri çizilmiş. Güney Amerika’da ise lama ve puma resimleri var. Acaba Piri Reis, oralarda bu hayvan türlerinin yaşadığını nereden biliyordu ? İKİNCİ HARİTA
İkinci haritadaysa, Atlas Okyanusu’nun kuzeyi, Kuzey ve Orta Amerika’nın kıyıları görülüyor. Ayrıca dört adet rüzgargülü var. Mil ölçüleri verilmiş, bu ölçüler 50 ile 10 mil arasında değişiyor. Kuzeyde Grönland görülüyor. Bundan başka Terre Neuve kıyıları ve aynen bugünkü gibi görülen Florida yarımadası var. Honduras, Yukatan yarımadaları, Bahama ve Antil takımadaları, Küba, Haiti adaları, yerinde ve doğru olarak çizilmişler. Ölçüler doğru, yerler doğru şekiller doğru, 11 derecelik bir pusula kaymasından başka her şey doğru. Doğruların bu kadar çok olması, insanın şüphesini biraz daha arttırıyor.
Amerikalı Uzmanlar Araştırıyor
Piri Reis haritalarına ilk ilgiyi Mallery ve Walters adlarında Amerikalı iki harita uzmanı gösterdiler. 3 yıllık bir çalışmadan sonra, bir rapor yazdılar. Bu rapordan yola çıkan Danny Linehan adlı Amerikan Deniz Kuvvetleri Haritacılık Uzmanı, özellikle Kanada’da çizilmiş bir göl ve dağ detaylarının tamamen gerçek olduğunu belirtti. Aynı konuda 1956′da Georgetown Üniversitesi bir oturum düzenledi. Ünlü Jeofizikçi ve öğretim üyesi Prof. C. H. Hapgood ve matematikçi R. W. Strachan da haritayla ilgilendiler. Hapgood, haritaların çok eski ve yaşı saptanamayan haritalardan kopya edildiğini ileri sürdü. Piri Reis’in haritaları, uydulardan çekilmiş fotoğraflarla karşılaştırıldı. Birçok noktada aynen uyum vardı. Yine, Hapgood’a göre eski haritalar, çok daha eski haritalardan alınmıştı, onlar da daha eskilerinden. Peki, ilki ve tam olanları ne zaman yapılmıştır ? Bazıları, en eski haritaların 200-300 bin yıl önce yaşamış dev bir uygarlık tarafından yapıldığını ileri sürüyor. Bazıları ise, haritaları uzaylıların yaptığına inanıyor. Konuya mistik yönden yaklaşarak, Piri Reis’in ruhsal bedeninin uzaya yükselip, dünyayı gördüğünü ve çizdiğini iddia edenler var… ATLANTİS’TEN KALANLAR Avusturyalı bir araştırmacı olan Robyn Collins, Piri Reis’in haritasında şimdi olmayan bir adanın çizilmiş olduğunu belirtiyor. Ona göre Brezilya ve Afrika arasında yer alan bu ada, kayıp kıta Atlantis‘ten kalan Daitya adasıdır. Ama, haritada Atlantis’in kendisi yok. demek ki, Piri Reis’in ana kaynağında da yoktu. Yani batmıştı. Böylece Atlantis’in azar azar, bölüm bölüm battığı iddiası doğrulanıyor. Zaten Yunan filozofu Eflatun‘un da “Cristias” adlı eserinde Atlantis’ten Poseidonus adlı kara parçasının kaldığını anlatır. Bugünkü Antil takımadalarıysa, birçok kimse tarafından Atlantis’ten kalan adalar olarak kabul edilir. Gerek Aristo, gerekse Heredot, Antiller’den söz etmektedirler. Çok sayıda tarihçiye göre Kristof Kolomb, eline geçen antik kitaplardan, batıda yer alan çok zengin bir kıtanın varlığını öğrendi. Yani bilmediği Amerika’yı değil, efsanevi Atlantis’i aradı. Kolomb, adamlarına “sürekli batıya” diyordu, çünkü, tüm antik kaynaklar Atlantis’i batıda gösteriyordu.
PİRİ REİS BİR GÖK BİLİMCİ
Ünlü Fransız yazar Jacques Bergier, “Dünya’nın Sırları” adlı kitabında, Piri Reis haritalarının apayrı bir yönünü işaret ediyor. Haritada Antarktika’nın olduğu yerde, şimdi Queen Maud Land denen bölgeye Piri Reis, bir yılan resmi çizmiş. Yılanın orada ne işi var ? Kutupta yılan yaşar mı ? Hayır. Bergier’e göre yılanın anlamı başkadır. Çünkü, dünyada sadece bu bölgeden, 70. ve 72. enlemlerden Yılan takımyıldızları görülebilir. Aynı tür bir resim, tam Brezilya’nın ortasında da var. Bir boğaya benziyor. Oradan da Argo takımyıldızı görülür. Akla hemen Nazca düzlüğündeki hayvan resimleri geliyor. Onlar da Güney Amerika’da. Peki diğer hayvan resimleri de mi bu anlamda acaba ? Güney Amerika bölümünde ayrıca geyik, maymun ve insan benzeri bir yaratık var. Bir de kuzey kutbu yakınında, üstünde insanımsı birilerinin oturduğu dev bir balık resmi var ki bu daha da garip…
MİTOLOJİYE GÖRE
Karşımıza bir de mitoloji çıkıyor. Çünkü mitolojide Nereid isimli deniz perileri, yunusların üzerinde otururlar ve deniz dalgalarını sembolize ederler. Çağrışımlar bununla da bitmiyor. Eflatun, Atlantis’i anlatan kitabında, Atlantis krallarının sarayının içindeki dev tapınakta, üzerinde Nereidlerin bulunduğu 100 yunustan söz eder. Gökbilim dedik, falcılık dedik, mitolojiye, Eflatun’a geçtik ama, acaba Piri Reis ne diyor ? Kitabı Bahriye’nin Bahri (Okyanus) ve Kozmoğrafya bölümünden birkaç satır : “Bu kadar ilimler vardır bilinir. Güç de olsalar, çeşit çeşit sözler söylenir. Kimi hikmetten açar, kimi yıldızlar ilminden…” Halin Anlatımı bölümünden : “Bir sır vardır o ilimde bilmek kar. Çünkü güneş tam on iki burç eder. Girer su burcuna yağmur olur. Eğer ay toprak burcuna girerse, o gün. İyi geçer, istersen yap düğün. Ay girerse bir ateş burcuna. Hava bulutsuz güzeldir, sakın korkma…”
GERÇEĞİ ARIYORLAR
Piri Reis’in sözleri belki biraz kapalı. Fakat haritalar çok açık. Bütün dünyada çok sayıda harita uzmanı Piri Reis’in haritalarının gerçeğini arayıp duruyor.
Bence Amerika kitasini Colombo dan önce bulan kesveden kisi PIRI REIS ,tabi Türk oldugu icin kimse inanmiyor ve deger vermiyor…!Saygilarimla,Selen Atasoy
Yazıları posta kutunda oku