TÜRKİYE VE NATO (2)

TÜRKİYE VE NATO (2)

Türkiye ve Fransa Akdeniz uyuşmazlığına farklı açılardan bakıyorlar. Fransa baş aktör olmak istiyor. Çünkü Türkiye üzerinde  tarihi hesaplaşması var. Hatay’ın Türkiye’ye katılmasını aradan onca yıl geçmesine rağmen hala hazmedememiş gözüküyor. İstiklal savaşı sırasında başta Kahramanmaraş olmak üzere Türklere yaptıkları mezalimde Türkler tarafından unutulmadı. Son söz Merkel’in. Bakalım O ne diyecek? Kuvvetle ihtimal ambargo ve yaptırım gibi uygulamaları gündeme getirecek. Buda AB ülkeleri için ekonomik olarak büyük risk. Göze alabilecekleri oldukça zor. Yunanistan’ı terbiye etmek yerine onu teşvik etmeseler Akdeniz ve Adalar diye bir sorun kalmaz. Amaç bulanık suda balık avlamak.

Türkiye ile olan AB müzakerelerinin sonlandırılması AB ülkelerince uzun zamandır dinlendiriliyor. Şimdi ise gündemlerine Türkiye’nin ‘’Nato’dan atılması’’ konusunu yerleştirmek istiyorlar. Başarabilirler mi? Ya Türkiye ben Nato’dan ayrılıyorum derse ne olur? İşte o zaman dananın kuyruğu kopar. Trakya’nın batısından itibaren Ortadoğu ile olan bağlantıları sorgulanır ve yeni oluşumlara kapı aralanmış olur. Bu zorlama karşısında  Türkiye;  Rusya’ya, ABD’ye veya Çin’e bazı olanaklar sağlar. AB ülkeleri de bu yüzden aralarında anlaşmazlığa düşer. Bu olasılıkları AB mutlaka düşünüyor olmalı. Dikkat edilirse aralarında Doğu Akdeniz konusunda tam bir konsensüs yok. AB’nin en büyük zaafı ittifakın yara alması korkusu değil mi?  ABD ise şu anda izleyici, Rusya gözlemci durumunda etliye sütlüye karışmadan uzaktan seyrediyorlar. Gelecekte Türkiye üzerinde kazançları ne olur ona bakıyorlar. Bu noktada Türkiye iki süper gücün mücadele alanı haline geliyor. AB ülkeleri  İngiltere’nin AB’den ayrılmasından hala ders çıkaramamış gözükseler de, Türkiye’nin Nato’dan ayrılması çok farklı tepki ve sonuçlar doğuracaktır. Türkiye’nin Nato’dan ayrılması Rusya’nın elini güçlendirecek ve Akdeniz’de tek söz sahibi olmasının yolunu açacaktır. İsrail ise bunu asla kabul edemez. Ve işe İsrail lobisi girecektir. Bu durumda ABD ve Rusya çatışması dahi gündeme gelebilecek. Rusya’nın Avrupa yolu açılacak. Vekalet savaşlarını sürdürüldüğü Ortadoğu yeni yıkımlara ve şekillenmelere sahne olacaktır.

 Nato güçleri Türkiye’ye saldırabilir mi?  Türkiye Yunanistan’a saldırabilir mi? Her şey bu iki noktada düğümleniyor. Bu çıkmazda Türkiye Nükleer güce sahip olursa ne olur? Dengeler yeniden gözden geçirilir ve burada en büyük kaybı AB ülkeleri yaşar. Yunanistan diplomasisi köklü geleneğe sahiptir, böyle bir girişime karşı  kendi başına Türkiye’ye saldıramayacaklarını çok iyi bilirler.Aancak AB’yi arkasına alırsa bunu başarabilir. AB üyelerinin savaşa evet demeleri ise akıl tutulmasıdır.

 Nato mu? Türkiye mi? Tercihi AB ülkeleri için içinden çıkılması çok zor ve bir yerde imkansız bir tercihtir. Yunanistan adaları, kayalıkları hukuksuz olarak ele geçirirken belli bir rota izledi. Birde adaları silahlandırarak Türkiye’yi tahrik etti. Amacı da bu idi zaten. Belki de aldığı adacıkları vererek Kuzey Kıbrıs’ın kendilerine bağlanmasının yolunu açmaya çalışıyor ve Lozan anlaşmasını tekrar masaya yatırmak istiyor. Bu arada Türkiye’nin nükleer güce sahip olması Yunanistan ve destekçilerinin heveslerinin kursaklarında kalacağının kesin olduğu ortadadır. Zorlan Türkiye’yi nükleer güç sahibi olmasına zorluyorlar. Türkiye nükleer güce sahip olduğunda kimse kılına dokunamaz. Nasıl ki İsrail’e dokunulamıyor, Türkiye’de aynı konuma gelecektir.

Türkiye güçlü bir devlettir. Nato içinde ikinci büyük güçtür. ABD, Rusya, Çin ve AB li diplomatlar ve siyasiler bunu çok iyi bilirler. Anlatmaya gerek yok, Türkiye’nin geçmiş tarihine bakan herkes de bunu görür. Türkiye’yi yanına almayan/alamayan süper güçler kaybedeceklerini çok iyi bilirler.

 Her geçen gün ablukaya alınmak ve zayıflatılmak istenen Türkiye’yi rejim değişikliğine uğratarak içten çökertme çabaları bu amaçla yapılmaktadır. Türkiye durumdan ders çıkarıp aklını başına alıp militarist bir yönetimden demokratik bir yönetime tez elden geçmelidir, geçmek zorundadır.

Gerçekleri görelim:

1.            Türkiye’yi Nato’dan çıkaramazlar. Bu iş AB’ye almamakla çok farklı bir iş. Türkiye’yi kaybeden Doğu Akdeniz ide kaybetmiş demektir. Nato savunma örgütü, AB ekonomik örgüttür.

2.            Aynı şekilde Türkiye’nin de Nato’ya ihtiyacı vardır. Her zaman Nato’nun yanında olmuştur. Acaba Nato’da her zaman Türkiye’nin yanında oldu mu? Yakın tarihe bir göz attığımızda bunun böyle olmadığı görülür.

3.            Türkiye mi güvenilmez, Nato mu? Nato’nun güvenliği için Türkiye Nato ile birlikte oldu, destek verdi. Nato? Terör içinde yaşayan Türkiye’ye, terörü yaratan bazı Nato ülkeleri teröre destek verdiler. Hedef Türkiye’nin yutulabilir hale getirilmesi ve Türkiye’yi istedikleri gibi sömürmek, yönetmek idi…

Gelecek yazı: ABD ve Türkiye

Bahattin Ayhan

12 Eylül 2020

TÜRKİYE VE NATO (2) - bahattin bayrak

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir